Azerbaycan'ın istiklalı uğrunda şehit olan Çorumlular

Ali Şamil Hüseyin oğlu
Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Folklor Enstitüsü
Bakü- Azerbaycan

 AZERBAYCAN’IN İSTİKLALİ UĞRUNDA

 ŞEHİT OLAN ÇORUMLULAR 

Özet: Milli Mücadelede en çok şehit veren bölgelerden  birisi Çorum’dur.  İstiklal Savaşına katılan Çorumlulardan 1510 evladı İstiklal Madalyası ile onurlandırılmıştır. Çorumlular tekçe Türkiye için savaşmamışlar, esarette olan Türklerin azat edilmesi için de canlarından geçmişlerdir. Şunu  halifenin emriyle Kafkasya’ya, Müslüman kardeşlerine yardıma gelmiş  Çorumluların kahramanlığı bir daha  göstermiştir. Birinci Cihan Savaşında Osmanlı Devletinin yenilmesine rağmen yenice kurulan Azerbaycan Halk Cumhuriyetine  yardım için  Kafkas İslam Ordusu yaratılmıştır.

3 bin kişilik şu ordunun Kafkas’a gelişile köylüler, ameleler, çiftçiler onun çevresine toplanarak büyük güce çevrilmiştir. Yaratıldığından  birkaç ay sonra  Kafkas İslam Ordusu savaşa atılarak Rusların 30 binlik ordusunu yenerek Bakıya doğru yürümüştür. 15 Eylülde Rusların, Ermenilerin birleşik  kuvvelerini Bakıdan dışarıya atmış, Azerbaycan Hükümetinin başkente göçmesine yardımcı olmuştur.

Azerbaycan’ın Rus-ermeni işgalinden kurtulmasına yardım için Çorum’dan kaç kişinin katıldığını netleştiren kaynak bulamadık. Ama savaşta 29 Çorumlu erin şehit olduğundan haberdarız. Çok geç de olsa, 1992 yılında Bakıda  Azerbaycan’ın istiklalı yolunda şehit olan Türk ekserine anıt yapıldı. şu anıtta Çorumlu erlerin de listesi var.

Anahtar kelimeler: Azerbaycan'da istiklal savaşı, Kafkas İslam Ordusu, Çorumlu şehitler.

Giriş

Avrupalıların “hasta adam” adlandıkları Osmanlı devletini karşıdan gelen tehlikeden  kurtarmak,  yeniden kurmak için sultan da, paşa da, esnaf da, amele de, köylü de çaba gösterirdi.  Günden-güne güç kazanan sömürgeci Avrupa devletleri ve Rusya ise Osmanlını tarih sahnesinden silmeğe çalışıyorlardı. Onların şu isteğini Birinci Cihan Savaşı  tamamladı. Osmanlı devletinin 100 binlik ordusu Kafkasya’ya doğru yürüdü. Rusya’nın Güney Kafkas ordusunun generalleri savaşa katılmaktan korkarak Tbilisi’ye gitmişlerdi.  Osmanlı ordusu az zamanda küçük savaştan sonra Kür vadisine çıka bilerdi. Şurada onları esaretten kurtulmalarını bekleyen yüz binlerce İslam inançlı insan, Türk bekliyordu. Onların yardımıyla Osmanlı Orduları Hazarı arkada bırakarak Türkistan’a dahil olsaydı, dünya düzeni başka türlü olardı.

Ne yazık ki, bu plan baş tutmadı. Aslında şu bir hülya değildi. 1918. yılda Nuru paşanın kumandanlık ettiği 3 binlik ordu az zamanda hemen yolu öterek, karşısına çıkan sanca onlardan defalarla çok  Rus, Ermeni ordularını  yenip   Bakıya yetişti, Azerbaycan'da Cumhuriyet kurulmasına yardımcı oldu. Hatta Bakü’den sonra Derbend’i de Rus işgalcilerinden azat etti. Enver Paşa’nın iyice silahlanmış, düzenli ordusu ise Ruslarla savaşmadan yenildi. Onları Ruslar değil, Sarıkamışta-Allahuekper dağlarının soğuğu yendi. On binlerle er ve subay bir kurşun atmadan soğuktan dondu.

Zaman Osmanlı devletini yeniden kurmak, eski şöhretini geri döndürmek isteyenlerin çabalarını hiçe çıkarıyordu.  Osmanlı devleti çökse de, millet toparlanarak kendine yeni bir  devlet, zamaneye uyarlı bir devlet kura bildi. Aslında şu devlet Osmanlının içinde yetişiyordu.  

1.Esarette olan Türklerin çabaları   

Rusya ve Çin tarafından esaret altına alınmış Türkler zaman-zaman ayaklanır, kendi özgürlüklerine kovuşmak için çaba gösterseler de, şuna çatamıyorlardı. Birinci Cihan Savaşından Rusya’nın müttefikleri galip gelseler de, Rusya mağluplar sırasında oldu. Dünya yeniden bölüştürülende ona pay çatmadı. Aksine kan akıtmakla esaret altına aldığı halklar ayaklanarak özgürlüklerine kavuştular. Onların özgürlüklerine kavuşmasında mağlup Osmanlı devleti de  büyük rol oynadı. Şunu Azerbaycan'ın timsalinde görüyoruz.

1917. yılı Şubatında başlamış olan inkılap Rusya çarını tahtan indirdi. Memleketi bir karışıklık bürüdü. Bundan yararlanmak için insanlar kendi haklarını ve milletlerini savunmağa çalıştılar. İnkılabın ilk günlerinden Rusya Devlet Dumasının Güney Kafkasya’dan olan deputatların - millet vekillerinin çabası ile bölgenin idare edilmesi üzere hususi komite yaratılıyor. Şu komiteye B.A.Harlamov başkan, M.İ.Papacanov, M.Y.Ceferov, K.Abaşidze ve P.N.Pereverzyev üye seçiliyorlar. Rusya’da yeni yaratılmış Muvakkati Hükümetin karar ve talimatına uykun olarak Güney Kafkas Hususu Komitesine büyük mülkî hukuklar  veriliyor. Aslında şu Komite Muvakkati Hükümetin Güney Kafkasya’da toplum canişini-yöneticisi oluyor. (Nesipzade Nesip,1996:35)

Devrimden sonra Rusya siyasi partileri arasında fikir ayrılığı vardı. Muvakkati Hükümetin milli programının esasını Halk Azatlık Partisinin programı teşkil ediyordu. Onlar Rusya’nın bölünmezliğini savunuyor, Polonya ve Filandın kendini yönetim hukuklarını tanıyordu. Ülkenin Sosyalist İnkılapçılar adlı büyük partisi ise 1917 yılın Mayıs ayındaki III kurultayında  Rusya’nı halkların etnoğrafik - milletlere göre yerleşmesi çerçevesinde arazi milli muhtariyet  formasında federatif demokratik cumhuriyet kurulmasını öneriyorlardı. Lenin’in başkan olduğu Bolşevikler Partisi ise daha iyi sloganlar söylüyordular. Onlar halkların kendi hukuklarını tanımalarını, yeni kendi devletlerini kurmalarını destekleyeceklerini,  toprağı köylüye vereceklerini, savaşı durduracaklarını söylüyorlardır.

Şuna göre de çokları Bolşevikleri destekliyor, onların yalanlarına inanıyordu. Böylece, eski takvimle 1917. yıl 25 Ekimde onlar başkentte devrim yaparak hükümeti ele aldılar. Ülkeni anarşi bürümüştü. Rusya işgalcileri on yıllarla savaşarak, kan akıtıp tuttukları topraklarda halklar özgürlük savaşına kalkmıştılar. Savaşlarla kazandığı toprakları asanlıkla elden vermemek için halklar arasında milli karşı durmanı o kadar derinleştirmiştir ki, bölgelerde mahalli savaşlar gediyordu. Rusya kendine destekçi saydığı halkların militarist güçlerine her türlü yardım ediyor, onları silahlandırıyor, komşularına karşı kışkırtıyordu. Şu da memlekette bir anarşinin hakim olmasına sebep olmuştu.

Doğu Türkistan’dan Balkanlara kadar her yerde sıkıştırılan, katliamlara maruz kalan Türkler yardım için Osmanlı devletine delegasyonlar gönderiyorlardı. Osmanlı hükümetinin  kendisi zor durumda olsa da, milletinin geleceği için yardımda bulunmağa çalışıyordu.

2.Güney Kafkasya’nın durumu ve Azerbaycan’ın istiklal mücadelesi

Bolşevikler  zor durumda kaldıklarını görüyor, zor şartlarla da olsa, sulh anlaşmaları bağlamağa çalışıyorlardı. Çünkü Rus asker  ve subayları cephe hattını koyup nizamsız geri çekiliyorlardı. 1917. yılın 24 Kasımında Tbilisi’de Güney Kafkasya’nın siyasi kuvveleri bir araya gelerek geçici bir hükümet -  özgür Zakafkas’ya(Güney Kafkasya) Komiserliğini kurdular. Bolşevikler Kasımın sonlarında bir taraflı kaidede Almanya’ya sulh teklif ettiler ve Aralık ayında Brest-Litovsk kasabasında barışık anlaşması imzalanması için danışıklar başlandı. Müttefikleri olan Almanya ile Rusya’nın barışık antlaşması için danışıklara başladığını gören Osmanlı Ordusunun Kafkasya cephesinin kumandanı Vehip Paşa yeni yaranmış hükümete barışık teklifinde bulundu. Zakafkasya (Güney Kafkasya) Komiserliği şu teklifi kabul etmese de, 18 Aralıkta Kafkasya Ordusu delegasyonuyla Osmanlı Ordusu delegasyonu arasında savaşı durdurmak hakkında razılığa geliniyor.

1918. yılda Bolşeviklerin Brest-Litovsk  kasabasında Almanya ve Osmanlı hükümetiyle imzaladığı anlaşmaya göre eski Osmanlı topraklarının bir kısmı-Ardahan, Kars ve Batum  kendi sahibine kaytarılır. Yeni seçilmiş Zakafkasya(Güney Kafkasya)  Seymi anlaşmanın şu bentlerini kabul etmiyor. Seymin büyük bir delegasyonu 14 Martta Trabzon’a gelerek Osmanlı Hükümeti ile danışıklara başlıyor. Delegasyona A.İ.Çexidze başkanlık ediyor. Üyeler arasında M. H. Hacınski, İ. Z. Heyderov, M.Y.Mehdiyev, X. Xasmemmedov, A. Şehislamov da oluyor. Şundan başka, Azerbaycan’ın gelecek Cumhur reisi M. E.Resulzade ve A. Pepinov da delegeler  sırasında yer alıyorlar.

 Delegeler Trabzon’a çatan gibi Gürcüler Almanlarla gizli danışıklar kurmaya çalışıyorlar. Şu da Osmanlı Hükümetini zor duruma sokmaktı. Dağıstan’dan olan Mustafa bey, İ. Heyderov ve Azerbaycan’dan M. Mehtiyevle birlikte Osmanlı delegasyonunun rehberi Rauf beyle gizli görüşüyor ve ona anlatıyorlar ki, İngilizler ve Ruslar Ermenilere yardım ediyor, onları kışkırtıyor. Ermeniler Müslüman köylerine, kasabalarına baskınlar yapıyor, her gün onlarla masum insanın kanı akıyor. Şuna göre de Müslümanlar kurtarıcıları olacak Osmanlı Ordusunu bekliyorlar. M.Mehtiyev Rauf beye hatırlatıyor ki, şimdiki delegenin anlaşma yapmak hukuku yoktur. Onlar kendilerini özgür ilan ettikten sonra danışıklar aparmak olar.

Şu mesaj Rauf bey ve onun heyetine ipucu veriyor. 16 Martta Osmanlı delegasyonu beyanname veriyor. Orada gösteriliyor ki, “Brest-Litovsk anlaşması imzalananda Zakafkasya  kendini Rusya Federasyonunun bir hissesi hesap ettiğinden, özgürlüğünü tanıtmak için hiçbir iş görmediğinden, devlet sınırlarını muayyen etmediğinden, Kafkas delegasyonunun Brest-Litovsk sulh anlaşmasının Kafkasya ilgili kısmını tanımadığından” danışıklar gayrı-makbul hesap ediliyor.

Soru olabilir ki, Kafkasya’daki Türkler neden kendilerini korumuyor, Osmanlıdan yardım istiyordular? Şu soruya belgeler net cevap veriyor. 1905-1907’li yıllarda Rusya’nın yardımıyla Ermeni militaristleri Kafkasya’da katliamlar yapmışlardır. 1914. yılın 5 Ağustosunda Ermeni Katolikosu  Kafkasya general gubernatoruna-valisine  yazıyordu: “Türkiye Ermenilerinin semimi muhabbetini ali hazret imparatora çattırasınız ve Çar karşısında Osmanlıda yaşayan Ermenilerin meraklarının müdafaacısı gibi konuşasınız”.

Hem de Ali Baş Kumandan olan Çar kendi emri ile 1915. yılın Nisanında Kafkasya’da  Ermenilerden 4. silahlı tabur yaratıyor. İlk yaratılan taburun kumandanı Andranik Ozanyan’dır. Taburun her birisinde 4 bölük, her bölükte de 234 kişi olur. Böylece onun kumandanlığında 985 kişi oluyor. Mayıs ayında daha 5 tabur yaratılır. Böylece Osmanlı Ordularına karşı savaşan Rus Ordusunda   9 Ermeni taburu savaşmalı ve gelecek katliamları yapmak için egzersiz yapmış oluyor. 1917. yılının Şubatında ise Kafkasya’daki Rus Ordusundaki 304.164  kişiden 121.921 kişi Ermeni idi, Kafkasya Türklerinin sayı ise 1500 kişiye çatmıyordu. Sonraki dönemde  de yeni Ermeni taburları yaratıldı.

Çar Rusya’sının yürüttüğü şu siyasetini sözde sulhtan, halkların kendi özgürlüklerini tanıma hukukundan “dem vuran” Bolşevikler de devam ettiriyordular. Lenin’in Kafkasya’ya vali gönderdiği milliyetçe Ermeni Stepan Şaumyan  Tbilisi’de  katlanamayıp Bakü’ye gelmiştir. Onun Bakü’de güç toplamasını Zakafkasya (Güney Kafkasya)  Seymi  o kadar da önemsemiyordu. Onlar petrol Bakü’sünde kuvvetlenerek Kafkasya’nı yeniden Rusya’ya katmayı planlaşırdılar. Şu işte onlara milli kuvvelerin engel olacağını aydın görürdüler. Milli güçleri aradan götürmek, halkı, bölgede Müslümanları yok emek için silahsız insanları kurşuna dizdirdi. Şunu Lenin’e yazdığı raporda böyle değerlendiriyordu: “…Taşnakların da (Ermenilerin sol yönlü milliyetçi partisi-A.Ş.) 3-4 binlik silahlı milli desteleri vardı. Onlar da bizim ihtiyarımızda idi. Onların iştiraki vatandaş savaşına milli yön verdi. Maalesef onların karşısını alamadık. Biz şu işe şuurlu  gittik” (Süleymanov Mehman, 2000:12)

Stepan Şaumyan’ın şuurlu yaptıkları sonucunda 60 bin günahsız insan öldürüldü, binlerle insan yaralandı, hastalıktan ve açlıktan öldü. Kafkasya Müslümanları  Osmanlı devletinden yardım dilediler. Kafkasya’nın  İttihat ve Terakki partisinin  Merkezi-Umumiyesi beyanat vererek  Osmanlı hükümetini Azerbaycan’ı ilhaka çağırdı. Kafkasya’nın her yerinden Osmanlı Hükümetine, ordu kumandanlarına heyetler gelerek yardım çağırısında bulunurdular.                                

Osmanlı hükümetinin sert tavrı Zakafkasya Seymini özgürlüğünü katileştirmeye zorladı. Kafkasya’nın Rusya’dan kopacağını gören Bolşevikler Bakü’de faalleştiler, soygunlar, soykırımları yarattılar . Soykırımlarında Ermeni silahlı desteleri öyle gaddarlıklar yapıyorlardı ki, Rus er ve subayları da çocuklara, kocalara, karılara, ihtiyarlara karşı edilen şu vahşetten dehşete geliyorlardı. Zakafkasya Seymi Ermeni militaristlerinin soykırımının karşısını alamıyordu. Osmanlı orduları ise  Tbilisi’ye doğru hızla yürüyordu.

Zakafkazya Seymi çıkılmaz durumda olduğunu anlayarak sulh danışıklarına gitmeli oldu. Nisanın 22’de Özgür Zakafkasya Federal Demokratik Cumhuriyeti yaratıldığını ilan ettiler ve Osmanlı Hükümeti ile danışığa başladılar. Danışıklarda iştirak eden taraflar arasında fikir birliyi yoktu. Gürcüler gizlice Almanlarla da bağlantılar kururdular. Azerbaycan’la Osmanlı Hükümetinin bakışları aynıydı. Şunun neticesinde kurum 3 yere parçalandı. 26 Mayısta Gürcüler kendi özgür cumhuriyetlerini kurduklarını duyurdular. 28 Mayısta Azerbaycan ve Ermenistan da özgürlüklerini ilan ittiler.

3.Kafkasya İslam Ordusunun yaranma sebepleri ve şu ordunun hüneri

Yeni yaranan cumhuriyetler sırasında Azerbaycan çok kötü durumdaydı. Petrol kaynağı ve ekonominin esası Bakü’deydi. Bakü de Bolşeviklerin elindeydi. Azerbaycan’ın bölgelerinde de durum iyi değildi. Silahlı militarist Ermeni birlikleri köyleri dağıtıyor, insanları öldürür ülkenin ekonomisine ağır darbe vuruyorlardı. Azerbaycan’ın kendini koruyacak ordusu yoktu. Umut yeri dini ve dili bir olan kardeş Osmanlıdan yardım dilemekti. 4 Haziranda Osmanlı hükümeti yeni kurulmuş 3 cumhuriyetle ayrı-ayrılıkta anlaşma imzaladı.

Azerbaycan’a yardım için Nuru Paşanın kumandanlığıyla 300 Osmanlı askeri Tebriz - Karabağı üstünden Gence’ye geliyor. O, az zamanda Azerbaycan’dan köylüleri, esnafı bir yere toplayarak onları talimlendiriyor, yeni ordu yaratıyor. Şu 300 kişinin sırasında kaçının Çorumlu olduğunu bilemiyoruz. Bolşeviklere karşı duran ordunun başında albay Magalov dururdu. Yeni cumhuriyetler yarandıkta Magalov gürcü askerlerini de alıp Tbilisi’ye gitti.  Azerbaycan’ın o zamanki Başbakanı Fethali han Hoyski Osmanlı devletine emeli yardim göstermesi, hiç olmasa bir tabur harbi güç göndermesi  ricasında bulundu. Gürcistan onun arazisinden  bu güçün Osmanlı askerinin tirenle gitmesine izin vermedi. Mürsel Paşanın kumandanlığında 257 subay ve 5575 er yaya Gümrü-Dilican-Akstafa yoluyla Ermenistan’da- düşmen kuvveleri arasından geçerek  Gence’ye geliyorlar.

Kafkasya’nın Türk, Müslüman ahalisi şu ordunu sevinçle karşılıyor. Hatta Kuzey Kafkasya’dan Mürsel ve Nuru Paşaların yanına elçiler gönderirler. Türk subayları ve Rus Ordusunda hizmet etmiş Azerbaycanlı, aynı zamanda Rusya’daki Türk, Müslüman halklarının subayları çiftçilerden, amelelerden, esnaftan askeri birlikler yaratırlar. 1918 yılın Haziranında 5. Kafkasya   fırkasına ait olan 9. Kafkasya alayı ile 2. süvari alayı esasında Kafkasya İslam Ordusu kurulur.  Bakü’ye doğru yürümeden önce arka cephede nizam yaratmak lazım idi. O günlerde Gence şehrinde Ermeniler toplum olarak Gence çayının sağında idiler.  Onların iyice silahlanmış 600 kişilik bir taburu vardı. Her an arkadan Türk askerine darbe vura bilerdiler. Ermenilerden güneyde - Almanların toplum yaşadığı Yelendorf’ta da kendilerinin bir taburu  vardı. Bu tabur makineli tüfekleri, küçük topları vardı. Nuru Paşa önce Almanlarla danışığa gitti. Onlar Türklerle razılığa geldiler. Nuru Paşa Alman taburunu Zurnabad - Hacıkent hattında yerleştiriyor ki, Gence’deki Ermenilerin etraf köylerde yaşayan Ermenilerle alakasını kessin. Sonra da ermeni taburundan silahları tahvil vermeyi talep ediyor. Ermeniler onun talebine ateşle cevap veriyorlar ve hücum ederek 9. Kafkasya alayının bölmelerini çembere almak istiyorlar. Türkler 13 şehit, 7 yaralı ile çemberden kurtarmayı başarırlar.

Nuru Paşa ve alay kumandanı Cemil Cahid beyin planıyla Haziranın 11’de Türkler  Ermeniler yaşayan mahalleye hücum ediyorlar. Cadde, sokak savaşına alışmamış askerler cesaretle silaha sarılıyorlar. Ermeniler silahları teslim etmek zorunda kalıyorlar. Şu savaşta şehit olanlar arasında Çorumlular yoktur.

Arka cephede işleri düzene koyduktan sonra Türk ordusu Azerbaycan askerleri ve direnişçi halk ile birlikte Bakını Rus-Ermeni işgalcilerinden kurtarmak için yürüyor. İlk büyük savaş Karameryem-Göycay-Kürdemir cephe hattında 16 Haziranda  oluyor. Savaşta Türklerden 122 kişi şehit olur ve itkin düşür, 121 kişi yaralanır. Bolşeviklerin kuvveleri çok olsa da, geri çekilmek zorunda kalıyor.

İran’daki Rus askerleri ülkede yaranmış karışıklığa göre Azerbaycan üstünden vatana gitmek istiyorlardı.  Bakı Sovyeti Biceraxov’un kumandası altındaki şu 1500 kişilik askeri birliği de Kafkasya İslam Ordusuna karşı gönderdi. Bolşevikler Ukrayna cephesinden Petrov’un kumandanlığıyla bir eskadron süvari, bir bölük denizci ve tophaneden ibaret koşun bölüğü, şundan ilave 4 top ve 170 kişilik komutandan ibaret bir süvari batereyası, bir bölük matros-denizci asker, Haştarhan’dan 8 yelkenli gemi ile harbi donanım  gönderiliyor. Türkler karşısı alınmaz bir hızla yürüyorlar. Temmuzun başlarında onlar Alat  kasabası yakınlığında Hazarın kıyısına çıkıyorlar. Şu savaşlarda şehit olanlar sırasında da Çorumluların ismine rast gelinmiyor.

Kafkasya’nı tutmağı planlamış Ermeni Stepan Şaumyan Bakü Halk Komissarları Sovyet’i soykırımına göre cezalandırılacaklarını görüp istifa verir. Onlar Sentrokaspi (Merkezihazar) ve Sovyetlerin Muvakkati İcraiye Komitesi Riyaset Heyetinin Diktaturası” isimli bir oyuncak devlet kururlar. Şu devlet acele olarak İran’ın Enzeli kasabasındaki general Denstervil’in kumandası altındaki İngiliz kuvvelerini yardıma çağırıyor. İngilizlerin gelişi de Kafkasya İslam Ordusunu durduramıyor. Ağır savaştan sonra kahraman Türk askerleri  15 Eylülde Baküye dahil oluyor. Yeni yaratılmış Azerbaycan Halk Cumhuriyeti 17 Eylülde başkent Bakü’ye göçüyor.

Harici tazyiklere, notalara bakmayarak Kafkasya İslam Ordusu kuzeye - Derbende doğru yürüyor. Şu savaşlarda 29 Çorumlu şehit oluyor. Çorumluların toplum halda şehit olduğu bölge Bakü civarıdır. Onların mezarı Bakü şehitliğindedir. Aşağıda Azerbaycan’ın istiklali uğrunda şehit olanların listesini araştırıcı Mehman Süleymanov’un hazırladığı belge esasında veriyoruz. Lakın bu belgede yanlışlıklar da var. Bize göre şu yanlışlığın bir kısmı  eski Osmanlı yazılarında sessiz harflerin-karakterlerin yazılmaması, esas sebepse araştırıcının fotokopini kullanmasıdır. Belgelerden bellidir ki, Bakü civarında Kafkasya İslam Ordusu 1918. yılın Temmuz-Ağustos-Eylül aylarında savaşmıştır. Ondan bir ve iki yıl önce şurada savaş olmadığı gibi, Kafkasya İslam Ordusu Azerbaycan’a gelmemişten önce şehit de veremezdi. Osmanlı arşivlerinde belgenin aslına bakmakla yanlışlığı aradan kaldırmak olar.     

Şu yanlışlık listede iyice belli olduğu için üzerinde fazla dayanmadık. Yanlışlığı aradan kaldırmayı Osmanlı arşivlerine daha yakın ve orada çalışma izni olan Çorumlu araştırıcı arkadaşlarımızdan ricada bulunuruz.    

Azerbaycan'da şehit olan Çorumluların listesini ve Bakıda Türk şehitleri hatirasına anıtın resmini ekle veriyoruz. 

Sonuç

Osmanlı devleti yaşam mücadelesinde olduğu bir zamanda  Kafkasya İslam Ordusu ezilen, soykırımına maruz kalan Türk ve Müslüman kardeşlerine şerefle yardım ederek  bugünkü Rusya sınırlarında kalmış Derbent’edek gitmişti. Hazarı arkada koyup Türkistan’a yardım etmeğe  can atıyordu.  Ama Sovyet Rusya’sının kendisinin durumu kötü olsa da, Azerbaycan’dan çekilmek istemiyordu.

Ordu, silah gücüne Bakü’de barınamadığını gördükte diplomatik hilelere el atıyordu. Almanya ile Sovyet Rusya’sı 26 Ağustosta danışıklara gidiyor. Şunun bir netice vermediğini gördükte 20 Eylülde Rusya Dış İşleri Bakanı Çiçerin  Osmanlının Dış İşleri Bakanlığına keskin bir nota gönderiyor. Osmanlı yetkilileri şu notanı hiç sanırlar.

Böyle oldukta 24 Eylülde Sovyet Rusya’sının elçisi İoffe Osmanlı devletinin Baş Bakanı Talat Paşadan Bakü’nü boşaltmağı, savaşta onlara değen zararın ödenmesini ve şuranın Sovyet makamlarına tahvil verilmesini talep ediyor.  Talat Paşa da “Türklerin her hansı bir bölgeni Sovyet Rusya’sına teslim etmeyeceğini ve Kafkasya’daki milletlerin iç işlerine asla karışmamağı” talep etmiştir.       

    Maalesef, Mudros anlaşması Osmanlı devletini zor durumda koydu. Osmanlı ordusu bir haftaya Bakü’nü, bir ayda Kafkasya’nı boşaltmalı ve Bakü-Tbilisi demiryolu hattını ANTANTA’YA burakmalıydı. Azerbaycan’ın zor durumda kalacağını gören Nuru Paşa ve onlarla Türk subayı, askeri Azerbaycan vatandaşlığını kabul etmekle Osmanlı ordusundan çıkmış oldular. Onların sayı ve hüneriyle Azerbaycan Cumhuriyeti 23 ay yaşadı. Sovyetler güçlenip 28 Nisan 1920 yılda Azerbaycan’ı yeniden işgal etse de, cumhuriyet kuruluşunu saklama zorunda kaldı.

70 yıl sonra Azerbaycan yeniden kendi özgürlüğüne kovuştu. Şunun için dedelerimizin 90 yıl önce akıttıkları kana borçluyuz.

Kaynaklar

1.      Hacıyev Hacı (1991). İstiklalin azaplı yolu, “Azerbaycan Jurnalıstler İttifakı” neşriyatı, Bakü.

2.      Hasanlı Cemil (1998). Güney Azerbaycan.Tehran-Bakı-Moskva arasında (1939-1945), “Diplomat” neşriyatı, Bakü.

3.      İbrahimli Haleddin (1996). Azerbaycan siyasi mühacirleri, “Elm” neşriyatı, Bakü.

4.      Nesipzade Nesip.(1996). Azerbaycanın harici siyaseti (1918-1920), “Ay ulduz” neşriyatı, Bakü.

5.      Rasulzade Mehmet Emin (1991). Asrımızın Seyavuşu. Çağdaş Azerbaycan edebiyatı. Çağdaş Azerbaycan tarihi., “Genclik” neşriyatı, Bakü.

6.      Süleymanov Mehman (2000). Azerbaycan'da Türk şehitlikleri,  “Herbi neşriyat”, Bakü.

7.      Şehzamanlı Nağı (1997). Hatıralarım, “Kartal” neşriyatı, Bakü.

8.      Şimşir Sebahattin. Azerbaycan’ın istiklal mücadelesi, IQ kültür sanat yayıncılık, İstanbul.

9.      Şimşir Sebahattin (2006). Azerbaycanlıların Türkiye’de siyasi ve kültürel faaliyetleri,(1920-1941), Ankara.

10.  Şimşir Sebahattin (1995). Mehmet Emin Resulzade’nin Türkiye’deki hayatı, faaliyetleri ve düşünceleri, Ankara.

11.  Veliyev Afgan (2006). Azerbaycan siyasi düşünce tarihi ve Mirze Bala Mehmetzade, Doğu kütüphanesi, İstanbul.

12.  Yakublu Nasiman (1997). Müsavat partisinin tarihi, “Ay ulduz” neşriyatı, Bakü.

 

      

 

Ali Huseyin Shamil
Azerbaijan National Scientific Academy Institute of Folklore
Baku Azerbaijan

 

CHORUMIANS KILLED FOR INDEPENDENCE OF AZERBAIJAN

 

Abstract: Most of the martyrs who fought for the freedom of Azerbaijan were from Chorum district. 1510 of the Chorumians who took part in the struggle were honoured with Independence Medal. Chorumians fought not only for the Turkey but also for the freedom of Turks who were in boundage. The Chorumians who helped the Muslims in Caucasus under caliph’s order  proved their heroism. Despite the fact that Ottoman Empire was defeated during First World War Caucasian Islamic Army was created in order to render assistance to newly formed Azerbaijan People’s Republic.

The army consisting of 3000 troops was able to be transferred into a great power when it came to Caucasus since the farmers, peasents and workers joined them. Several months later after its creation, Caucasus Islamic Army defeated 30 thousand Russian troops and came into Baku. The army was able to force Armenian-Russian joint powers out of Baku and guided Azerbaijani Government to the capital.

There exist no source stating exact number of Chorumians who participated in the fights for defending Azerbaijan against Russian-Armenian occupation. But it is clear that 29 Chorumians became martyrs during the fights.  The list of Chorumian soldiers was reflected in the monument for Turkish soldiers killed for the freedom of Azerbaijan. The establishment of the monument was realised in Baku in 1992.

 

 

Key words: Struggle for freedom in Azerbaijan, Caucasian Islamic Army, Chorumian martyrs

 

 

 

                                     Шамиль  Али Гусейн оглы
                            Национальная  Академия  Наук  Азербайджана
                                                Баку – Азербайджан

 
 

ЧОРУМЦЫ  ПОГИБШИЕ ЗА НЕЗАВИСИМОСТЬ АЗЕРБАЙДЖАНА

 

Содержание: Во время национальной борьбы Чорум дал наибольшее  количество шехидов.1510  чорумцев , которые  участвовали  в  борьбе  за  независимость  были награждены  медалью. Чорумцы не  только  воевали  за  Турцию, но и боролись  за  освобождение  турков  от  угнетателей. По приказу  халифа, на Кавказ для помощи  братьям  мусульманам были приглашены  чорумцы, которые  в  очередной  раз  продеманстрировали  свой  героизм.Несмотря  на поражение  Османского  Государства  в  Первой Мировой  войне, для  помощи  молодой  Азербайджанской  Народной  Республике была  создана Кавказская Исламская Армия.

                       Рабочие, крестьяне,  объединившись с трехтысячной  армией  вошедшие  на  Кавказ, представляли  серьезную  угрозу  врагам. Кавказская Исламская Армия через  несколько  месяцев в войне  победила тридцатитысячную  Русскую армию и вошла  в Баку.15 сентября проармянские  русские  войска были  выведены  из  Баку и  Азербайджанское  правительство  с  помощью  Исламской Армии было  перенесено в  сталицу.Не обнаружен  источник, где можно было бы  определить количество  чорумцев  в  избавлении  Азербайджана  от  русско-армянской  оккупации. Но в этой войне выявлено участие  29-ти солдат-шехидов из Чорума. Хоть и с опозданием, в 1992–ом  году  в  Баку  за  освобождение  Азербайджана  тюркскому   солдату-шехиду  был  воздвигнут  монумент. На этом  монументе  есть  список имен  из  Чорума.

Ключевые  слова: Война  за  независимость  в  Азербайджане, Кавказская  Исламская  Армия, Чорумские  шехиды.

 

Çap olundu: Azerbaycan’ın istiklalı uğrunda şehit olan Çorumlular, Ulus­lar arası Osmanlıdan Cumhuruyete Çorum sorunu, (sempoz­yumu 23-25 Kasım 2007), Lider matbaaçılık A. Ş. Çorum, II cilt, seh. 777-786.

 

 

Sayğac
 
Flag Counter
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol