Ermeni çetelerinin öldürdüğü ve zülme maruz biraktiği âşiklarimiz

ERMENİ ÇETELERİNİN ÖLDÜRDÜĞÜ VE ZÜLME MARUZ BIRAKTIĞI ÂŞIKLARIMIZ

 

Dr. Ali Şamil HÜSEYİNOĞLU[1]

 

Özet:

Mart 1918’de bölgeye saldıran Ermeni çeteleri, şiirlerinde Hafizi mahlasını kullanan 25 yaşlı Recep’in ellerini bağlayarak acımasızca öldürülmüşler. Bu Ermeni çeteleri tarafınca öldürülen tek şair – âşık değil. Gökçe Mahalı’nın (Ermenistan Respublikası Vardenis ilçesi) Daşkend köyünden Âşık Necef, Babacanlı Âşık Oruc, Şişgayalı Âşık Zaman, Vedibasar Mahalı’nın Şahab köyünden Âşık Celil ve benzeri, Ermeni çeteleri tarafından acımasızca öldürülmüşler. Dereleyez Mahalı’nın Sallı köyünden Âşık Celil’i öldüremeseler de onun kızı Miyana’yı, damadı Salman’ı ağır yaralamış, üç torununu öldürmüşler.

Ermeni çetelerinin saldırılarından kurtulmak için Gökçe Mahalı’ndan, Ağkilse’den Âşık Alesker (1852-1926), Büyük Garagoyunlu’dan Âşık Esed (1874-1951), kardeşi Mehemmed Rzayev (1884-1968), Zod’dan Âşık Ağayar (1880-1978), Söyünguluağalı’dan Âşık İslam Yusifov (1893-1968), Goşabulag’dan Âşık Behbud (1897-1972) ve diğerleri ata yurtlarından kaçmak zorunda kalmışlar. Onların bir kısmı 1921 yılı sonrası harabe olmuş köylerine geri dönse de bazıları onlar kadar şanslı olamamış.

Ermenilerin baskıları, Müslümanlara karşı zulümlerin, Rusya’nın Kafkasya’yı işgalinden sonra başlamış. Rusya bölgeyi işgal etmekle yetinmez, burada kalıcı olabilmek, ileride sömürge politikasını rahatlıkla uygulayarak sınırlarını Güney’e doğru genişletmek amacı ile Osmanlı’dan 80 bin, İran’dan 40 bin Ermeni’yi aileleri ile birlikte getirerek İrevan ve Nahçivan hanlıkları bölgesinde yerleştirir. Böylece Ermeni-Müslüman savaşlarının temeli atılır.

Sınır bölgesinde Ermenilerin toplu şekilde yaşaması, onların örgütlendirilmesi, silahlandırılması, Birinci Dünya Savaşı zamanı ve ondan sonraki yıllarda Osmanlı’da ve İran’da devlet karşıtı silahlı isyanların oluşmasına, Ermeni çetelerinin yüzlerce köyü harabeye çevirmesine, binlerce insanı gaddarca öldürmesine sebep olur.

Anahtar Kelimeler: Ermeni çeteleri, soykırımı, Recep Hafız, Gökçeli Âşık Alesker, Taşkentli Âşık Necef, Babacanlı Âşık Oruc, Şişgayalı Âşık Zaman, Şahaplı Âşık Celil.

 

Ölümünün 100. Yılında Kağızmanlı Hıfzı Uluslararası Sempozyumu 882

 

ASHUGS, AZERBAİJANİ FOLK SİNGERS AND POETS, MURDERED AND PERSECUTED BY ARMENIAN GANGS.

 

Ali Shamil HUSEYIN[2]

Abstract:

Rejeb, well known by pseudonym Hafizi, was brutally slain in his mid-twentieth by Armenian gangs, who assaulted the region in March, 1918. He was not the only poet-ashug murdered by Armenian gangs. In Goyche region many ashugs from different villages, namely ashugNejeffrom Dashkend village, ashugOruj from Babajan village, ashug Zaman from Shishgaya village as well as ashugJelil from Shahab village of Vedibasar region and others were killedatrociously by Armenian gangs. Although they did not manage to kill ashugJelil from Salli village of Daralayaz region his daughter Miyana and son-in-law Salman were seriously wounded and his three grandchildren were murdered.

In order to evade assaults of Armenian gangs many ashugs from Goyche region, to be exact, Ashug Alesker from Aghkilse village (1852-1926), Ashug Asad(1874-1951) and Mahammad Rzayev (1884-1968) from Boyuk Garagoyunlu village, Ashug Aghayar from Zod village (1880-1978), Asgug Islam Yusifov from Soyunguluaghali (1893-1968), and Asgug Behbud from Goshbulag villages (1897-1972) and others had to flee their native lands. Some of them were able to return to their wrecked villages after 1921 though others still did not manage to go back.

Armenian oppression and torture against Moslems started after Caucasus was occupied by Russia. However, Russia was not content with occupation only,and its obvious desperation was to strengthen its position in Caucasus with intention of further expansion ofborders towards south by maintaining its occupational policy. 80 thousand Armenians from Ottoman Turkey and 40 thousand Armenians from Iran  including their families were transferred to Irevan and Nakhchivan khanates of Azerbaijan and resettled there for this purpose. Thus, Russia laid the basis for Armenian-Moslem warfare in the region.

Armenian settlement at the frontier as community as well as their armament and organisation of gang bands led to acts of armed rebellion against governments in Ottoman Turkey and Iran during the World War I and after it. As a result, hundreds of villages were ruined, thousands of people were ferociously massacred.

Key Words: Armenian gangs, genocide, Rejeb Hafiz, Ashug Alesker from Goyche, Ashug Necef from Dashkend, Ashug Jelil from Shahapli.

 

Giriş:

Savaşlar sadece köylerin dağılmasına, insanların ölmesine, psikolojilerinin bozulmasına neden olmaz. Arşiv belgelerinin, kaynakların, maddi kültür anıtlarının yok olmasına da yol açar. Sonuçta gelecek nesillerin kendi soyunu belirlemede tarihi kişiliklerin hayatını, yaratıcılıklarını öğrenememesine engel.

Halk edebiyatımızın araştırmacıları, âşıklardan yazarken yazılı kaynaklardan, belgelerden daha çok alan çalışmaları zamanı derledikleri malzemelerden yararlanırlar. Bunun birinci sebebi elimizde yazılı kaynakların bulunmaması. Başka bir sebebi ise onların adını, baba adını, soyadını, soyunu bilmememiz; çünkü aşıklarımız Kurbani, Karacaoğlan, Abbas Tufarganlı, Hasta Kasım ve diğerleri mahlasları ile bilinirler ve bu mahlaslara vergi defterlerinde rastlanmaz.

 

Ölümünün 100. Yılında Kağızmanlı Hıfzı Uluslararası Sempozyumu 883

 

19. yüzyılda yaşamış Âşık Allahverdi, İrfani (Âşık Süleyman), Hasta Hasan, Âşık Alı, Âşık Alesger, Âşık Şenlik vb. adlarını, baba adlarını, yaşadıkları köyleri net olarak bilsek te onların doğum ve ölüm tarihlerinde bir farklılık, yanlışlık vardır. Bunun da sebebi araştırmacılarımızın yazılı kaynaklardan yararlanamaması.

Sovyetler döneminde arşivlerdeki belgelerin bazılarının üzerinde “məhfi (gizli)”, “en məhfi (çok gizli)” yazılı klasörler araştırmacılara verilmezdi. Sovyetler Birliği çöktükten sonra yasakların bir kısmı kaldırılır. O zamanda da araştırmacılar üzerinden yasaklar kaldırılmış belgelerin çoğundan habersiz kalmışlar, çünkü önceleri o belgeleri istediğinde “yasak, o dosyalar ile çalışamazsınız” cevabını açıkca vermez, “böyle bir dosya bizde bulunmaz” cevabını verirler. Araştırmacı da gerçekten aradığı dosyanın olmadığına inanırdı. Bu yüzden de arşivdeki belgeler hakkında doğru bilgi edinmek için araştırmacılar uzun yıllar uğraşmışlar.

İlk başlarda araştırmacılar ağızdan ağıza gezen hikayelere, âşıkların ve şairlerin zamanının olaylarını anlatan mısralarına dayanarak tarih yazmak zorunda kalırlar. Bu da bazı yanlşılıklara sebep olmuyor değil. Halkın meşhuru sahiplenme, onu kendinin bilme çabası da araştırmacıların işini hayli zorlaştırır. Halk arasında âşıklarımıza büyük sevginin sonucudur ki, orta çağda yaşamış ozanlarımızın mezarının birden fazla yerde olduğu ortaya çıkar. Buna Yunus Emre’yi, Gurbani’yi, Hasta Kasım’ı, Hoca Nesreddin’i vs. mezarlarını örnek gösterebiliriz.

Türkiye’de arşiv belgelerinin hazırlanıp internet sitelerinde yerleştirilmesinde büyük işler görülmüş. İsteyen herkes internet sitelerinden soyağacı ile tanışabilir. Maalesef bu siteden Kars ve Iğdır illerindeki nüfuz yararlanamaz. Bunun sebebi de bu illerin bir dönem Rusya işgalinde olması ve arşivlerin Rusya’da, Azerbaycan’da, Gürcistan’da, Ermenistan’da vb. bölgelerde kalması.

Kağızman’ın en usta şairlerden Recep Hıfzı’nın dedeleri hakkında net bilgi edinmemiz için Rusya bürokrasisinin 1831-1886 seneleri arasında hazırladıkları Kameral listelerden yararlanmak gerekir. Bu belgeler yayınlansa ve internet sitelerine yerleştirilirse bölgede yaşamış âşıkların, şairlerin, eşkiyaların soyu hakkında kolaylıkla bilgi edinebiliriz.

 

1. Ermeni-Müslüman savaşlarında zulme uğramış âşıklar ve onların yaratıcılığında savaşların izleri

 

Doğduğum Göyçe mahalı (şimdiki Ermenistan Cümhuriyetinde beş ilçeye bölünmüştür) âşıklar yurdu olarak bilinir. 19-20. yüzyıllarda bu bölgede doğarak âşıklık edenlerin sayısı net olarak gösterilmez. Varsayımlara göre onların sayısı 100 kişiden fazladır. 1988 olaylarından sonra bölgede tek aşık dahi kalmamanın yanı sıra Müslüman veya Türk, Kürt nüfus bile kalmaz.

Buna sebep ise Doğu’yu kendi hükümranlığında tutmaya çalışan Avrupa devletlerinin yürüttüğü misyonerlik ve Rusya’nın yeni topraklar işgal ederek sıcak denizlere çıkma çabası.

Rusya Kafkasya’da Müslüman nüfusu azaltmak için el altından silahlandırdığı, yardım ettiği Ermeniler ile Müslümanlar arasında çatışma çıkarmış. 1905-1907 yılları çatışmalarında onlarca köy harabeye çevrilmiş, binlerce insan mahvedilmiş. Bu kayıplara rağmen Göyçeli nüfusun çoğunluğu köylerini terketmemiş veyahut terk etseler bile bir sene içerisinde geri dönmüşlerdi.

 

1.1. Göyçeli Âşık Alesger Ermeni-Müslüman savaşı hakkında

 

Ermeni-Müslüman savaşlarına âşıklar kendi tavırlarını şiirleri ile belirtmişler. Bu aşıklardan biri de Göyçeli Âşık Alesger’dir (1852-1926). 1905-1907 yıllarında Kafkasya’yı saran Ermeni-Müslüman çatışması hakkında Göyçeli Âşık Alesger anlatır:

Hanı men gördüyüm qurğu, busatlar?!

Derdmendeler görse tez bağrı çatlar.

Meleşmir sürüler, kişneşmir atlar,

Niye perişandır halların, dağlar!

 

 Ölümünün 100. Yılında Kağızmanlı Hıfzı Uluslararası Sempozyumu 884

 

Gözeller çeşmenden götürmür abı,

Dad vere dehandan gövser şerabı.

Hacperesle[3] düşdü bunt[4] inkilabı,

Onunçün bağlandı yolların, dağlar!

Sarı Nerden[5]  top tüfengler atıldı,

Qısır Murğuz[6]  Şah dağına5 çatıldı,

Bir emliyin bin tümene satıldı,

Necoldu dövletin, malların, dağlar![7]

Yurdundan, yuvasından ayrılan âşık feleğe isyan ederek son mısralarda söyler:

Arsız âşık, elsiz niye yaşadın?!

Ölsün Elesgertek kulların, dağlar?!” (Âşık Elesger 1963:32)

Âşık Elesgerin “bunt inqilabı” dediği çatışmadan on sene bile geçmeden, yani 1917 yılında Ermeniler’in silahlı çetesi Rusya ve Fransa’nın tahriki ile yeniden Müslüman köylerine baskınlara başlar.

 

1.2. Daşkendli Âşık Necef ve oğullarının Ermeniler tarafından gaddarca öldürülmesi

 

Âşık Alesger’in öğrencilerinden Âşık Necef Allahverdi oğlu (1876-1919) gür ve kadife sesi ile bilinir. Onun şiirleri de günümüze değin gelmiştir. Serraf Şuriye “Ermeniler Âşık Necef’i nece öldürdüler?” makalesinde yazar: “Melek nene söhbet edirdi ki, Âşık Necef oğlanları Şemiddin ve Şemistanla birlikte 1918-ci ilde köylerini korumak için yaratılmış silahlı çetenin terkibinde olmuşlar. Ermeni silahlı çeteleri ile dövüşte Âşık Necef golundan yaralanmış, yarasını Daşkendli halk hekimi Sefer müalice etmişdir.

Sonralar, yeni 1919.cu ilde Âşık Necefi Ararat Respublikasının hökumet nümayendeleri hebs edib Kever (Nove Bayazid) kalasına aparırlar. Hebsde olarken Âşık Necef yazır:

Könül guşu uç, get veten eline,

Mene o ellerden bir heber getir.

Yetir ehvalımı ner igidlere,

Qasım, Ziyadı[8] birteher getir.

Görsen neler çekir oğulsuz anan,

Deginen ömrü getdi bed-fena.

Qoy düşman güllesi deymesin mene,

İçmeye vetenden bir zeher getir.

 

Ölümünün 100. Yılında Kağızmanlı Hıfzı Uluslararası Sempozyumu 885

 

Necef bilmir harda qaldı Gülüstan[9],

 Şemiddin, Şemistan, Mikayıl, Asdan,

İsmayıl[10] körpedir, çıkmamş yasdan,

Hudam, sen üzüme hoş heber getir”.

(Serraf Şuriye, http://www.avanqard.net/index.php?action=static_detail&static_id=54788)

Âşık Necef’in oğullarının beşini de Ermeni çetecileri öldürür. Aşığın öldürülmesi hakkında rivayet ise halkın diline dolanmıştır. Gazeteci Savalan Ferecov yazıyor: “Ermeni guldurları aşığın sazını elinden alıb sındırır ve yanan samovara doldururlar. Sonra da kaynar samovarı onun küreyine bağlayırlar. Belece, görkemli senetkar 5 fevral 1919 senesinde “Küllü tepe” deyilen yerde acımasızca öldürülür”. (Ferecov Savalan, 2014: 52, sayı 4(19).

 

1.3. Şahablı Âşık Celilin dramı

 

Osmanlı askeri birliklerinin takip ettiği Andranik Ozanyan’ın başkanlığı ile silahlı Ermeni çeteleri 1918 yılında Nahçivan’ın, Zengezur’un, Dereleyez’in Müslümanların yaşadığı köylerini mahv ederek Vedi yakınlığında durmak zorunda kalırlar. Ermeni silahlı çeteleri İrevan ile birleşmeye, oradan yardım almaya can atarlar. Kış olduğundan Selim’in geldiği Göyçe yolu karla kapanır. Vedibasar ise Abbasgulu bey Şadlınski’nin savunma çetelerinin gözetiminde idi. Onlar buradan Ermeni silahlı çetelerinin gizli gelişini veya yardım almasının önünü kesmişlerdi. 1918 senesi Aralık ayında karargahlarını Türkler’in yaşadığı Qarahaç’da kuran Ermeni çeteleri, ilk günler sakinlerdi. Sadece yiyecek götürecekleri zaman hareketlilik sezilir. Bu süreçte silahlı çetelerini yakın köylere de yerleştirirler, hatta karargah kumandanı Gazaros’un imzası ile Abbasgulu bey Şadlinsk’ye mektup yollayarak Şahablı, Gedirli, Çimen, Büyük Vedi ve başka köylerde de silahlı çetelerini yerleştirmeyi talep eder. Abbasqulu Bey Şadlınski kan akmaması için onların tufasına gelmez, hücum etmez ve sabreder. Ermeni silahlı çeteleri Vedi’de, Çimen köy’de savaşı kazanamayacaklarını anlayıp Çanakçı vadisindeki Şahbalı ve Gedirli köyüne çekilerek askeri vaziyet ilan eder, nüfusun gidiş gelişini engeller ve Müslümanlar’da olan silahları zorla toplar, halkı silahsız bırakırlar.

Bir zamanlar kaçak Süleyman’ın, Budağ’ın şanına destan söyleyen Şahablı Âşık Celil, durumun içaçıcı olmadığını anlar ve Abbasgulu bey Şadlınski’ye aşağıdakı gibi şiir yazar:

Vedinin dağları düşüb araya,

Düşmen cehd eleyir köyü talaya,

Nameni yazmışam Abbas ağaya,

Yazmışam, durmasın, haraya gelsin,

Yağı salıb bizi araya gelsin!

Çat haraya beyim nicat günüdür,

Vedinin davası, geyret günüdür.

Vedinin dağları batıbdı yasa,

Daşnaklar[11] istiyir Vedini basa,

Bir mektub yazmışam o han Abbasa,... (İrevan Folklor..., 2004:420, Şamil Eli, 2001:51)

 

 Ölümünün 100. Yılında Kağızmanlı Hıfzı Uluslararası Sempozyumu 886

 

Ermeni silahlı çeteleri 1919 yılı Şubatın 19’da Şahab ve Gedirli’de yaşayan Müslümanları toplantı adıyla bir eve davet eder sonra da evi yakarak onları amansızca öldürürler. Vedi’den, Çimen köy’e koruma çeteleri gelip, Ermeni saldırganlarını oradan kovsa bile gaddarlığı ile meşhur Vahan’ı öldürse de artık geç idi. Onlarca sivil kadın, çocuk, yaşlı oklarla, balta ile, ateşte yakılarak öldürülmüştü. Âşık Celil de öldürülenler arasında idi (Şamil Ali, 2001:92)

Olaya dair kaynak kalmadığından Âşık Celil’in öldürülmesi hakkında rivayetleri orada katliamı yapmış Ermeniler’in kendileri anlatmış, onların anlattıkları da bir birinden çok farklıdır. Rivayetlerden bir tanesinde şöyle anlatılır ki: Âşık Celil’i Abbasgulu bey Şadlınski’nin namına türküler söylediği için sazı ile beraber 1918 senesi Temmuz’un 6’da yakmışlar. Başka bir rivayette ise âşığın dilini çekip kopardıklarını da anlatırlar (Şamil Ali, 2001:92).

Âşık Celil’in Abbasgulu bey Şadlınski’ni öven bir kaç şiiri yazıya geçirilmiştir.

 

1.4. Âşık Hudayar ve Yagub Mustafaoğlunun Ermeni çetelerinin Müslüman köylerine baskın günlerinde yazdığe şiirlerden örnekler.

 

Vedibasar’da yaşamış, hayatı hakkında pek bilgi edinemediğimiz Âşık Hudayar da iki seneden fazla Ermeni silahlı çetelerine karşı dayanmış Abbasgulu bey Şadlınski ve onun silah arkadaşlarına şiirler yazmıştır. Âşık Hudayar bir divanisinde Abbasgulubey ve onun silah arkadaşlarını şöyle över:

Necef Koroğlu delisi,

Vedide Gemlo bir igid.

Hamını bir-bir sayım,

Sayıhdı burda her iyid,

Bu torpah Şahin yuvası,

Keble İsmayıl ner iyid,

Daşnahları bende salıf,

Gırıfdı Abbasgulu bey![12](İrevan Folklor..., 2004:421)

Âşık Hudayar başka bir şiirinde ise Şahablı Âşık Celil gibi Abbasgulu bey’i yardıma çağırır:

Abbasgulu bey, tez havara çatdı,

Nijdenin[13] goşunu al-gana batdı.

Yüzdernen daşnağı gırıb da çatdı,

Yağının cesedi yan-yana yatdı,

Gılıncı elinde han Abbasgulu,

Halkının ümidi can Abbasgulu. (İrevan Folklor..., 2004:422)

 

Ölümünün 100. Yılında Kağızmanlı Hıfzı Uluslararası Sempozyumu 887

 

Bölgede köylerin hepisini Vedi gibi korumak mümkün olmaz. Dağıtılarak harabeye çevrilen köylerin şans eseri kurtulmuş sakinleri de göçgün olmuşlardır. Göçgünlerin kaderini Sürmeli Yagub Mustafa oğlu şöyle betimler:

Şikayet eylerem parlamanlara,

Bir yol bulub böyle goyma kaçkını,

Ganlı göz yaşları göllere dönüb,

Yazıgdı, incidif, söyme kaçkını.

Yandırır alemi kaçkının ünü,

Öyünde tapılmır bir ponza unu,

Zelelet çokalır unudur dini,

Taksirkar eyleyib döyme kaçkını. (İrevan Folklor..., 2004:423)

1881 yılında İrevan hanlığının Sürmeli gazasında doğmuş Yagub Mustafa oğlu, 1905-07 ve 1917-1920’li yıllarda Ermeni Müslüman savaşlarının şahidi olmuş, atalarının yurtlarından kaçmak zorunda kalmış, Gence’ye gitmişler. Bir süre Gencebasar bölgesindeki Gızılhacılı köyünde yaşadıktdan sonra Ağdam gazasına göçmüşler.

 

Sonuç:

Ermeni çetelerinin 1919 yılında işkence ile öldürdüğü insanlar arasında Göyçe mahalının Babacan köyünden Âşık Oruc, Şişgaya köyünden Âşık Zaman da vardı. (Kerimli Azad Ozan, 2002, sayı 1-2, www.musigi-dunya.az/new/read_magazine.asp?id=14)

Ermeni çetelerinin zulmünden kurtulan aşıklarımızın ve halk şairlerimizin bazıları, özlem duygusu ile fazla yaşamamışlar. Örneğin Hacı Eliş Ağa (1838-1919) ve Sallı Âşık Celil (1868-1928) her fırsatta vatanlarını özlediklerini dile getirmişler ve bu dertle de ölmüşler.

“Molla Nesreddin” (1906-1931) satirik dergisinde Hacıbey imzası ile şiirler yayımlayan Zodlu Hacı Eliş Ağa, Emiraslan Ağa, oğlu Kesemenski, Ermeni çetelerinin zulmünden kurtulsa da fazla yaşamamış. O geçirdiği zor günleri “Ağlar” şirinde betimler:

Ayrı düşdüm vatanimden elimden,

Düşen ağlar, vatan ağlar, el ağlar.

El çekmerem sünbülümden, gülümden,

Sünbül ağlar, bülbül ağlar, gül ağlar. (İsmayılov Hüseyin, 2002:278).

Sallı Âşık Celil de ailesinin mahv edilmesine, köyünün dağıtılmasına fazla dayanamaz. Besteleri ile ün salmış Âşık Celil hakkında gazeteci Gulu Kazımov “Âşık Celilin sorağı ile” makalesini yazarak 1989 yılında çıkmış “Gobustan” dergisinin 4.sayında yayınlatmış (Kazımov G., 1989:41, sayı 4). Sonra bu makale üzerinde geniş araştırma yaparak Gulu Kengerli imzası ile “Ozan” gazetesinin 1992. yıl 29 Şubat tarihli sayında “Âşık Célil kimdir?” makalesini yayınlatır. Sonra da o makaleyi 1992 yılında yayımlattığı “Erméni lobisi... Azerbaycan faciési” kitabına dahil eder (Şamil Ali, 2007:182). Gulu Kengerli yazır ki, “Dereçiçek’den gelen Ermeni saldırganlarının Aşık Celil’in kızı Miyana, onun kocası Salman’ı ölümcül yaralayarak üç çocuğunu da öldürmüşler (Kengerli,1992:12).

Nazir Ahmedli “Dereleyezli Âşık Celil” makalesinde Rusya’nın Kafkasya’yı işgal ettikten sonra düzenlediği Kameral listelerine dayanarak âşığın doğum tarihini netleştirerek soyağacını belirlemiştir (Ahmedli Nazir, 2018:309-323)

Birinci Dünya Savaşının sonlarında Kars, Ardahan, Sürmeli gazalarını Osmanlı askeri birlikleri Rusya esaretinden kurtarabildi; lakin Rusya Kafkasya’yı 1920-1921 yıllarında Bolşevizm adı altında

 

Ölümünün 100. Yılında Kağızmanlı Hıfzı Uluslararası Sempozyumu 888

 

bir kez daha işgal etti. Türkler’in ata yurtlarında şimdiki Ermenistan Cumhuriyetini kurdu ve sınırları belirledi. Müslümanların evleri, çiftlikleri mahv edilse de insanları işkence ile öldürseler de 2-3 sene sonra geri kalanların büyük bir kısmına ata yurtlarına dönmeye izin verildi. Geri dönenler de ekonomilerini yeniden kurarak yaşamlarını devam ettirdiler.

İkinci Dünya Savaşından sonra yabancı ülkelerde yeni kurulmuş Ermenistan’a Ermeni nüfus getirilmeye başladı. Yeni gelmiş Ermeniler’i yerleştirmek adı altında 1948 senesinde bölgedeki Müslümanların büyük bir kısmı zorla Azerbaycan’a geçirildi. Böylece Müslümanlar ata yurtlarında azınlık oldular. Bununla da yetinmeyen Rusya emperyalistleri, Ermeni milletçilerini 1988 yılında yeniden silahlandırarak önce Ermenistan’da yaşayan Müslümanları atalarının yurtlarından zorla kovarlar, sonra bu çatışmayı silahlı çatışmaya çevirir ve Karabağ’ı işgal ederler. Böylece onlar Türkiye’nin Azerbaycan ve Türk dünyası ile kara yolla ilişiğini kesmiş olurlar.

 

Kaynakça:

1. Ahmedli Nazir.(2018). Dereleyezli Âşık Celil, “Filologıya meseleleri” jurnalı, sayı 2, seh.309-323

2. Aşıg Elesger. (197). (tertib edenleri: E.Ahundov, M.H.Tehmasib), “Elm” neşriyyatı, Bakı.

3. Azerbaycan Folklor antologiyası.(2004). 10-cu kitab (toplayıb tertib edenler, ön sözün, geyd ve izahların müellifleri f.e.n. Hüseyin İsmayılov, f.e.n. Ezize Elekberli), (İrevan çuhuru folkloru), “Seda” neşriyyatı, Bakı.

4. Elekberli Eziz.(1996). Abbasgulu bey Şadlınski, “Sabah” neşriyatı, Bakı.

5. Elekberli Eziz.(2000). Gerbi Azerbaycan. Vedibasar mahalı, birinci cilt “Ağrı dağ” neşriyatı, Bakı.

6. Ferecov Savalan. (2014). Nefs toh olarsa, ürek dar olmaz..., “Ozan dünyasi” jurnalı, sayı 4(19), seh 52

7. İsmayılov Hüseyin. (2002). Göyçe Âşık mühiti: teşekkülü ve inkişaf yolları, “Elm” neşriyyatı, Bakı.

8. Kazımov G.(1989). Âşık Celilin sorağı ile, “Gobustan” jurnalı, sayı 4, seh.21-23.

9. Kengerli Gulu. (1992). Âşık Célil kimdir?, “Ozan” gazetesi, 1992, 29 Şubat.

10. Kengerli Gulu.(1992). Ermeni lobisi...Azerbaycan faciesi, “Yazıcı” neşriyatı, Bakı.

11. Kerimli Azad Ozan. (2002). GöyçeÂşık mektebi, Musigi dünaysı, sayı 1-2.

12. Namazov Gara. (2004). Açıglar, “Seda” neriyyatı, Bakı.

13. Şamil Ali.(2001). Dastanlaşmış ömürler, “Seda” neşriyyatı, Bakı.

14. Şamil Ali.(2007). Sallı Âşık Celil. Folklor-Edebiyat (Nahçıvan özel sayısı) Ankara, sayı 3(51), seh.179-184.

 

Çap olundu: Ermeni çetelerinin öldürdüğü ve zülme maruz bıraktığı âşıklarımız, Ölümünün 100. yılında Kağızmanlı Hıfzı Uluslararası sempozyumu  bildirileri (editör Bican Veysel Yıldız), Kağızman, 2018, she. 800-880.

 

 

 



[1] Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi Folklor Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Bölümü, Bakü- Azerbaycan, alishamil@yahoo.com

[2] International Relations Department Folklore Institution Azerbaijan National Academy of Sciences, Baku-Azerbaijan. alishamil@yahoo.com

 

[3] Aşık burada haçperest, yeni haç gezdiren, hristian dinine inananları nezerde tutur. Ermeniler dememesinin sebebi Ermenilere hristian Rusların, Fransızların, İngilislerin, Amerikanların de kömek etmesidir.

[4] Rus dilindeki punt-üsyan sözünün halk arasındakı deyilişidir

[5] Kiçik Kafkazda Göyçe ile Gedebey-Daşkesen arasında dağ silsilesidir

[6] Kiçik Kafkazın Şahdağ silsilesinde yükseklik-dağ adıdır

[7] Emlik- 3-4 aylık kuzu. Aşık Aleskerin şiirleri toplanan kitapların çokunda misra Bir emligin bir tümene satıldı yazılıp. Alesker bir misrada ayni kelimeni iki dafa kullanmır. 20. Yüzyılın önlerinedek bir emlik bir rubla satılırmış. Rusiya 1905. Yılında savaşta Yaponiyaya uduzdukdan sonra ülken infilyasiya bürüdü. Aşık Elesker de infilyasiyanin büyüklüyünü göstermek için bin kelimiesini kullanmıştır.

[8] Kasım ve Ziyad[8] Daşkend igidlerindendir

[9] Gülüstan- Aşık Necefin hanımının adıdır.

[10] Aşık Necefin oğlanları

[11] Daşnak- 1890. yılda Tiflisde bir kurup ermeninin yaratdığı Taşnak Sütyun (Ermenice federasiya) Cemiyetinin halk arasında deyiliş forması.

[12] Şeirde adı çekilenler Ermeni çetelerine karşı vuruşmuş özünü müdafie destelerinin feal üzvleridir.

[13] Nijde-1886. yılda Erivan kuberniyasının Nahçıvan kazasında keşiş ailesinde doğmuş Karekin Ter-Arutunyan. İranda ve Bolgarıstanda herbi mektebde okuyub. Birinci Balkan Savaşında Ormanlı ordularına karşı savaşıb. Birinci Dünya Savaşında Ormanlıya karşı döyüşen Ermeni könüllü destelerinden birine rehberlik edib. 1919. yılda Ararat (Ermenistan) Respublikasının esgeri birliklerini rehberi kimi, Vedibasarda, Dereleyezde, Zengzurda, Göyçede dinc ehalini kırıb, kendleri dağıdıb. 1920. yılın Aralık ayında Boşeviklerin hücumundan korkuya düşen Ararat (Ermenistan) Respublikasının rehberleri hökümeti koyub kaçıplar. Karekin Ter-Arutunyan asgeri birlikleri ile birlikde dağlık Zengezura çekilerek Aralık ayının 25-de orad Dağlık Ermeni Respublikası kurduğunu elan edib. Karabağda ve Nahçıvanda dinc ehaliye karşı kütlevi kırğınlar töredib. 1921. yılda döyüşde meğlub olarak İrana kaçıb. Nazi Almanyasının rehberlerinden Alferd Rozenberkle görüşerek Almaniyanı Türkiyeye hücum etmeye çağırıb. 1942. yılda Vermahtın nezdinde Ermeni herbi birleşmelerinin yaradılmasında iştirak edib.1944. yılın Aralık ayının 2-de Sovet Herbi keşfiyyatı terefinden Bolgarıstanda hebs edilerek Yeravan gönderilib. Orada mühakime olunarak 25 il iş verilib. 1955. yılın Aralık ayının 21-de Rusiyanın Vladimir şeherindeki hebshanada ölüb.

 

 
Sayğac
 
Flag Counter
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol