Ahmet Söleymenov dünyadan gitti

 

İtgilerimiz

AHMET SÖLEYMENOV DÜNYADAN GİTTİ

Ve ya Türk dünyası daha bir akademisyenini kaybetti


 

https://pp.vk.me/c636716/v636716287/3c1bb/ZvxQECwQbOc.jpg

 

ÜnlüBaşkurt halkbilimcisi(folklorçu),Türkoloji çalışmaları ile tanınan Prof.Dr.Ahmet Söleymenovun21 Kasım 2016 tarihinde dünyasını değişdigi haberiniiki gün sonraTürkiyedeki dostlardan duydum. Ailesine başsağlığı dileklerimi bildirdim. Acı haberin bu kadar çabuk ve üstelik Türkiyeli dostlardan duymam kızı Leysan hanımı bir hayli şaşırtmış görünüyordu.

Dr. Leysan İtkulova Ahmet beyin üç evladının en büyüyüdür ve Başkirdistan Devlet Üniversitesi "Etik, Estetik ve Dinler Tarihi Departmanı" başkanıdır. Leysan hanım 2004 senesi 18-21 Martta Azerbaycan Milli Bilimler AkademisiFolklor Enstitüsünün düzenlediği “Ortak Türk Keçmişinden Ortak Türk Geleceğine” Uluslararası Sempozyuma babası ile beraber gelmişti. Enstitütümüzün bazı çalışanlarını tanır ve onlarla irtibat halinde. 

 Leysan hanımı Türkiyede düzenlenmiş bazı sempozyumlarda da görme fırsatı bulmuştum ve başsağlığı için aradığım zaman sesimdeki hüznü, kalbimin sızıltısını hissedip duygulandı. Babasını kendi vasiyyeti ile doğup büyüdüğü köyünde – Burzyan ilinin Nabi köyünde defnetmişler. Leysan hanım bana babasının defn merasiminin iyi düzenlendiyini, Devlet Dram Tyatrosunun binasında veda töreni düzenlendiğini de vurguladı. Garibim belki de onun babası gibi bir bilim adamının Ufada değerli aydınların defnedildiği mezarlıkta değil de köyde defnedilmesine üzüleceğimi düşünmüş. Bu yüzden “babamın vasiyyeti üzerine köye götürdük” demiş ve altını çizmişti. 

Ahmet Suleymanov ile ilk karşılaşmamız 1999 senesi 18-20 Mart tarihlerinde Türkiyenin Elazığ şehrinde Fırat Universitesi Rektörlüğü, Atatürk Yüksek Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığının birlikte düzenlediği “Türk Dünyasında Nevruz. Üçüncü Uluslararası Bilgi Şö­leni”nde oldu. Hündür boylu, geleneksel giyinmiş, başına da kurt derisinden yapılmış hoş bir bere takmıştı. Sempozyum katılımcılarının hepsinin dikkatini çekiyordu. Her kes onunla resim çekinmek istiyordu.

Benim dikkatimi ise bildirisinin içeriği çekti. Onunla sohpet ederken Başkurt aydınları hakkında okuduğum ve yazmağı planladığım makaleler ile ilgili bazı karanlık bilgileri öğrenmeye çalışırken Tatar-Başkırd şairi, 1918 yılında Başkirdistan Cumhuriyetinin kurulmasında böyük emeği geçen Şeyhzade Babiç ile, “Şura” dergisinin (1908-1918) editörü ve “Vakit” gazetesinin editör yardımcısı Fahrettin Rizanı, “Galiye” medresesinin müdürü ve “İslam meclisi” dergisinin editörü, böyük din akademisyeni Ziya Kamal, Baküde düzenlenmiş Birinci Türkoloji Kongrenin katılımcısı Haris Yumakulov, şair Mecid Gafuri hakkında sorduğum sorular onun bir hayli düşünmesine sebep oldu. Gülümseyerek, - Türkiyede benden en çok Zeki Velidi Toğan ve Abdülkadir İnan hakkında,  Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan ve b. cumhuriyetlerden olanlar ise Mustay Kerimi,herden bir de Majit Gafuri, Seyfı Kudaş, Xayrı Gaynanı haber alırlar. Siz ise uzun süre isimlerinin zikredilmesi yasaklanmış kişileri soruyorsunuz bana. Bu gün bile pek çok kişi o insanların isimleri zikredildiği zaman korkarak etrafında birinin olup olmadığına bakınyorlar” – dedi.

Bu kısa süren sohpet bizi bir-birimize o kadar yakınlaştırdı ki, o günlerdeki bir olayı unutamıyorum. Sempozyumun programında ismi ve soyismi Ahmet Süleymanov olarak yazılmış vizitkartını bana vermek isterken bir anda cebine koydu ve başka bir vizitkart çıkardı. “Bunu sana veriyorum, beni çağırdığın zamanşu vizitkartdaki gibi çağır ve mektup yazırken böyle yaz” dedi. Vizitkartına baktım, aynen şöyle yazılmıştı: “Əxmət Möhəmmətvəli ulu Söleymənov”. O zaman neden ilk çıkardığı vizitkartı cebine geri koyduğunu anladım. Sonraki görüşlerimizde, mektup yazdığım zamanlarda da her zaman onun istediği gibi söyleyip yazdım ismini.

Resimde: ayakta duranlardan: soldan Atatürk Kültür MerkeziBaşkanlığının sekreteri İmran Baba, Tebrizden Rza Gaffari (vefat etmiş), Azerbaycandan Güllü Yoloğlu, ... isim ve soyismini unuttum, Azerbaycandan Tamella Aliyeva, Başkırd Ahmet Söleymenov, Azerbaycandan Kübra Aliyeva, Kırgız Günziura Cumakulova, .... ismini ve soyismini unuttum, oturanlardan: soldan Ali Şamil, Gagauz Tudora Arnaut, Tahrandan Şehram Rehnimun.

Genelde şairleri, yazarları, bilim adamlarını eserleri tanıtır. İlk karşılaşmamıza değin Ehmet Söleymenovun yaratıcılığı ile tanışmamıştım. Her ikimiz de Sovyet rejiminde yaşamıştık. Ülkede yayınlanan kitapların sayısı çok fazla idi. O kitapların nüshaları Sovyetlerin dahilindeki bütün cumhuriyetlerin, özerk cumhiriyetlerin, büyük şehirlerin merkezi kütüphanelerine gönderilirdi. Benim ise onun kitapları hakkında bilgim olmadığı gibi, makalelerini de okumamıştım.  Bunu itiraf ettiğimde ise gülerek: “Biz bir-birimizi okuma ihtiyacı hissetmezdik, genelde Rus bilim adamlarının makalelerini okumakla yetinirdik. Hadi diyelim ki, Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan uzak, ancak yakınımızdaki Tatar halkbilimcilerinin de çoğunun eserlerinden habersizim”-dedi.

Özel tanışlıktan sonra yazılarını okudum. Böyle bir halkbilimciyi tanımadığım için kendimi kınamadım değil. Ufada Bilimler Akademisinin yayıma hazırladığı “Başkort halk icadı” (Başkırd halk yaratıcılığı) çokciltlinin editörlük üyesi Ehmet Söleymenov’a 1981 yılında aynı çokciltlinin 4. cildinin düzenleyicisi, giriş sözü ve açıklamaları aittir. Ardarda yayınlanan bu muhteşem eserin 18 cildi yayınlanmış. Onlardan 4nün, yeni halkbilimi örnekleri derlenenleri ya tekbaşına, ya da ikinci yazar ile birlikte hazırlamış, giriş sözü ve açıklamalar yazmış. 1987 yılında ona Başkirdistanın Salavat Yulayev adına Devlet Mükafatını vermişler.

Ehmet Söleymenovla Elazığda tanıştıkdan sonra münasebetimizi güçlendirmek adına işbirliklerimiz oldu. 2004 yılı Martın 18-21de Bakı’da Folklor İnstitüsünün düzenlediği İkinci “Ortak Türk Keçmişinden Ortak Türk Geleceğine” Sempozyumuna davet ettik. Sempozyuma katılım şartlarının zor olmasına rağmen Ehmet Söleymenov kızı Leysan ile  birlikte geldi. Onun “Başkırt eposu "Ural Batır"da "ebedi hayat sırrının arayışı" motifinin interpretasiya özellikleri” konulu bildirisi dikkat çekmişti. Geleneksel giysisi ise sadece toplantı salonunda değil, sokaklarda da ilgiçekiciydi. Üzerinden üç gün geçmesine rağmen doğumunun 65. yıldönümü sebebiyle küçük bir toplantı düzenledik. 

Enstitümüz ile sıkı işbirliği içinde olan, düzenlediğimiz sempozyumlara maddi imkanı el verdikçe katılan, katılmadığı zamanlarda ise tebrik mektubu yollayan Ehmet Söleymenov her gelişinde kütüphanemize de bolca kitap bağışlardı.

Sade ve samimi bir insan Ehmet Söleymenov’un ailesi Sovyetler için siyasi cehetden itibarsız sayılıyordu. Siyasi baskının neden olduğu sosyal hayattaki çalkantıların ağır bir şekilde hissedildiği 1930’lu yıllarda babası Muhametveli Hayrulloviç, sisteme karşıt olmakla suçlanmıştı. Onu ceza için bir kaç yıl Balemor- Baltık Kanalı inşasında işçi olarak çalıştırdıkdan sonra köyüne dönmesine izin vermişler. Köyde de basıkı altşnda olduğundan  aile çok fakir bir yaşam sürmüştü. Ehmet  de 1939 yılı Martın 15de bu ailede dünyaya göz açmıştır.

Başkirdistandaki Bөryәn(Rus dillı kaynaklarda Burzyankibi yazılır-A.Ş.H.) ilinin Nәbı (halkın Bəyğəmbər dedigi bu aulu, ruslar Nabievo kibi yazıyorlar-A.Ş.H.) aulunda(köyünde) doğan Ehmet ilk eğitimini köylerindeki okulda almıştır. Köylerinde lise olmadığına göre il merkezindeki okulda okuma zorunda kalmışdır. 1957 yılında il merkezi lisesinden mezun olduktan sonra iki sene işçi olarak çalışmıştır. 1958 yılında askere gider ve başarıları için onu tankcılar kursuna yazarlar. Tank komutanı olur, askeri okulu bitirmemesine ve ünversite eğitimi almamasına rağmen ona subay rütbesi verilir. 1961 senesinde askeri hizmetini teğmen rütbesi ile bitirir ve köyüne döner. Haman yılBaşkurt Devlet Üniversitesi Filoloji Fakültesi Rus -Başkurt Bölümü’nde öğrencilige başlar ve 1967 yılında öğrenimini başarıyla tamamlar.Eğtiminin uzun sürmesinin sebebi 1964-1965 yıllarında eğitimini dondrurarak sekkiz senelik okulda öğretmen olarak çalışması olmuştur.Ünversitede okurken öğrenciler arasında yıldızı parlayanlardan olur.

 

Resimde soldan: Başkırt Ehmet Söleymenov ve Ali Şamil İçerişehirde AMBA Folklor Enstitüsünün giriş kapısı önünde

1967 yılında öğrenimini başarıyla tamamlar, köyüne döner ve sekiz senelik köy okulunda öğretmen olarak çalışır, halkbilimi derler. Aspirantura (Doktora) eğitimini dışarıdan devam etdirir. 1972 yılında Başkurt Üniversitesi’nde Başkurt Edebiyatı ve Folkloru alanında öğretim elemanı olarak çalışmaya başlar. 1973 senesi Şubat ayında “Başkurt Toponimik Efsane veMenkıbelerinin Fikir-Sanat İşlevleri ve Tarihi Temelleri” başlıklı adaylık tezini başarıyla savunarak “10.01.09 – folklorşünaslıg (Halkbilimi)” ihtisası üzere elmler namizedi elmi (Türkiye Sisteminde Doktora) derecesi almışdır.

1973-1991 senelerinde üniversitede ders veren Ehmet Söleymenov esasen öğretmenlik yapar.Daha çocukluk çağında başlayan folklora karşı olan ilgisi Başkurt Devlet Üniversitesi’nde çalıştığı yıllarda da eksilmeden devam etdirir. Üniversitede çalıştığı yıllarda ülkesinin hemen hemen tüm bölgelerinde derleme çalışmalarına katılır, bu bölgelerde derleme yapan öğrencilerine danışmanlık yapır.  Kendisinin de dile getirdiği gibi “o yıllardan bilimsel faliyet adına yazdığı beş on makale, 1991 senesinde Moskovada Lomonosov adına Üniversitede savunmasını yaptığı "Başkırt günlük yaşam masallarının tür özelliği" (1990 yılında doktora tezi Ufada Rusça kitap şeklinde yayınlanmış – A.Ş.) konusunda doktora tezi ve de Başkirdistan Cumhuriyetinin "Onursal Kültür Adamı" fahri ünvanını alır”. 1994 senesinde ise Moskovadaki “Nauka (İlm)” yayınevi onun “Başkırt halk günlük yaşam masalları: süje repertuarı ve poetika” (Башкирские народные бытовые сказки: сюжетный ре­пертуар и поэтика) kitabını yayımlatır.

Ehmet Söleymenov ciddi bilimsel faaliyetle Sovyetler Birliği çökdükden sonra ilgilenir. Aynı sene Rusya Federasyonu Bilimler Akademisi’nin Majit Gafuri adına Tarih, Dil ve Edebiyat Enstitüsünün Halkbilimi ve Sanat Departmanında başkan olarak çalışır, doçent ünvanı alır. Gençlik yıllarında yazdığı, derlediği, lakin yayınlatamadığı eserlerinin üzerinde yeniden çalışarak peş peşe yayımlatmağa başlar. 1997 yılında “Masalda gerçek”, 1998 yılında “Yumoristik (Mizahi) halk nesiri”, 1999 yılında R.Rajapov ile birlikte “Başkırt halkının arkaik eposu”, 2000 senesinde L.Barag ile birlikte “Başkırt folklorunun tehkiye türleri”, 2001 yılında “Mucizenin kaynağı”, 2002 senesinde “Hesabını bilen kadirbilen olur” kitaplarını yayınlatır.

2003 yılında ise üç kitabı – “Yolumuz nereyedir?”, “Uyanık olalım” ve “Şairi yıldızlar ışıklandırdı: şair Rif Mithatovun edebi portresi” kitablarını yayımlatır.

Folklor ile ilgili “Başkırt halk novellası” (2005), G.Husainov ve M.Nader­gu­lov­la birlikte yazdığı “Yazılı destanlar” (2006),  “Akmullanın soydaşlarının - binlerin folkloru 1-ci kısım (2006), “Çocuk oyun folkloru”(2007), “Bizim epik abideler” (2007), “Aşk destanları” (2007), kızı Nergiz Hubiddinova ile birlikte hazırladığı “Akmullanın soydaşlarının - binlerin folkloru. 3-cü kısım” (2008), yine  Nergiz Hubiddinova ile birlikte hazırladıkları “Başkırt çocuk tehkiye folkloru. 3-cü hisse” (2008) kitablarını yayımlatır.

Ehmet Söleymenovun sosyal aktiviteleri de çok olmuş. Zamanında gelişen olaylara karşı fikirlerini makaleleri ve radyo ve televizyonlara verdiği demecleri ile belirtir. Hem de Başkırtların çağdaş edebiyatı hakkında değerli eserler yazmışdır. Bunu aşağıda adını zikredeceğimiz eserleri fonunda görebiliriz: “Seçkiler hakkında düşünceler” (2004), “Ülkemizin sevinci - halk şairi Mustay Kerim hakkında esse” (2007), “Üç mucize: M.Akmulla, Ş.Babiç yaratıcılığının folklorizmine dair ve halk şairi Mustay Kerim hakkında esse” (2009), Nergiz Hubiddinova ile birlikte yazdığı “Edebi eserlerin analiz yolları” (2012) ve s.

Ehmet Söleymenovun Türkiye’ye, Azerbaycan’a tükenmez sevgisi vardı.  Bazen sınırların açılmasının, Sovyetlerin dağılmasının onun yaşlı çağlarına denk gelmesinden şikayetlenirdi. Yaşı büyük olduğundan Türkiye türkcesinde yazmağı öğrenemedi.

İkinci “Ortak Türk Keçmişinden OrtakTürk Gələcəyinə” sempozyumunun iştirakçılarından bir grupu 2004. yılMartın 20’də Baküde Nizami Gencevinin heykeli önünde. Soldan: AMEA Folklor Enstitusununemektaşı Ağaverdi Halil, Rusiya Federasiyası Bilmler Akademisi Macit Gafuri adına Tarih, Dil veEdebiyyat Enstitusunun folklor vesanatbölümünün başkanı Əxmət Söləymənov və kızı, Başkurdustan Devlet Universitesinin etika, estetika ve dinler tarihi kafedrasına müdiri Leysan İtkulova, Karaçay,Karaçay-Çerkezdəki „KaraçayFondunun“ üyesi Fatima Batçayeva, RF Karaçay-ÇerkezHumanitarEnstitusununkafedramüdiriZinxarBotaşeva-Xabiçeva (Rəhmətəgedib-ölüb),malkar, Rusiya Federasiyası Bilmler Akademisi Kabarda-Balkar Tarih, Dil veEdebiyyat Enstitusunun aparıcı elmi işçisiBurxanBerberov, Noqay,Karaçay-Çerkez Hümanitar AraştırmalarEnsititusunun elmi katibi Şagidat Kurmangulova-Söyunova, AMEA Folklor Enstitusununemekdaşı Kamil Hüseyinoğlu, Karaçay, Karaçay-Çerkez Devlet ÜniversitesininRusdilikafedrasınınmüdiriTatyana Xapçayeva, Karaçay, Rusiya Federasiyası Bilimler Akademisı Kabarda-Balkar Tarih, Dil veEdebiyyat Enstitusunun aparıcı elmi işçisi Hamit Malkanduyev,  malkar, Kabarda Balkar Devlit Üniversitesi xariciülkeleredebiyatıkafedrasınınmüdiri Boris Tatuyev.

 

Bazen de evlatlarından, öğrencilerinden şikayetlenirdi. Türkiyeye gitmek için çok hevesli olduklarını, gittikleri zaman geri dönmek istemediklerini, ama genç olsalar da Türkiye Türkcesini öğrenmeye hevesli olmadıklarını, fakat İngilizceyi çabucak öğrendiklerini bunun da Rusyada 300 seneden fazla Türkler, Türklük aleyhinde yapılmış propogandaların etkisi olduğunu söylerdi. Hepimiz Rusca eğitim aldık. Onun etkisinden kurtulmak çok zor. Bunu ben Azerbaycanlı, Özbekistanlı, Türkmenistanlı aydınlar arasında da gözlemledim. Onların milli okullarında okuyan öğrencileri Rus okullarında okuyanlara nazaran özüne daha çok bağlı.

E.Söleymenov konuşmaarında Başkırt folklorunu, tarihini, edebiyatını genel Türk folklorunun, tarihinin ve edebiyatının bir kısmı hesab etse de, yazılarında bu ruhu pek yansıtmadığını gördüm. Bir keresinde bunun nedenini sorduğumda ise aldığım cevap şu idi: “Sizin için kolay! Bağımsız bir ülkenin vatandaşısınız. Benim içimden ise hala “pantürkist” adlandırılacağım korkusu çıkmamış. Ondan aldığm bu cevap aslında bir çok bilim adamlarını daha iyi anlamama sebep oldu. E.Söleymenovu'u ise bir az daha çok tanımama. Bu yüzden de onun Türkiyede makalelerinin yayımına, konferanslarda okuyacağı bildirilerin editine ve özetlerinin yazılmasına her zaman zevkle yardımcı olurduk. 

Sakin, uyumlu ve yumuşak huylu. Asla sert tavır sergilemezdi. Tavrını sert koyanlara da kızmaz, aksine onları çok sevdiğini belirtirdi. Söyleyip te söyleyemediğini onların ifade ettiğini dile getirirdi.

Belki de böylesine uyumlu ve barıştırcı duruşu için ilmi ve pedagoji faaliyetini de göz önünde bulundurarak 1997 senesinde ona Başkirdistan Cumhuriyetinin “Onursal Bilim Adamı”, 1999 senesinde Başkirdistan Cumhuriyetinin “Eğitim Birincisi”, 2006 yılında Rusya Federasyonunun “Onursal Bilim Adamı” ünvanlarını vermişler. Onun mükafatları sırasında 2004 yılında aldığı “Celil Kiakbayev” adına, 2009 yılında aldığı  “Miftahetdin Akmulla” adına mükafatlar da vardır. İkinci mükafatı o, Miftahetdin Akmulla eserlerinin düzenlenmesi, kitaba yazdığı açıklamalar ve giriş  sözüne göre almışdır.

1991-2002 yıllarında Rusiya Bilimler Akademisi Ufa Bilim Merkezinin Tarih, Dil ve Edebiyat Enstitüsü'nde departman başkanı vazifesinde çalışan Ehmet Söleymenovu Geneldünya Başkırtları Kongresi İcraiyye Komitesinin başkanı seçmişler. Dörd sene bu vazifeyi icra ettikden sonra 2006 yılında Miftahetdin Akmulla adına Başkirdistan Devlet Pedagoji Universitesinin Başkırt Edebiyatı ve Medeniyeti departmanının başkanı seçilir. Burada çalışırken “Folklor merkezi”  açılmasına ön ayak olur ve kendisi de buraya rehberlik eder.

30 civarında monografi, 400 civarında ilmi makale, lise ve ünversiteler için 40 civarında metodik program yayımlatan Ehmet Söleymenov edebi yaratıcılıkla da ilgilendiği için onu Başkirdistan ve Rusiya Fedarasyonu Yazarlar Birliği'ne üye seçmişler.

Türkiyede yayımlanan Türk halklarının folkloru ile bağlı kitabların Başkirdistan folkloru ve edebiyatı bölümünün yazarlarından Ehmet Söleymenovun Türkiye bilim adamları arasında nüfuzu büyük idi. Azerbaycana böyük sevgi besleyen Halkbilimcinin Başkirdistandakı Azerbaycan diasporasını düşündüğü, her yerde Azebaycan hakkında gururla konuştuğu haberlerini alırdık. Azerbaycanla Başkirdistan arasında ilişkilerin gelişmesi için elinden geleni esirgemezdi. Başkırt akademisyenlerinin bilimsel makalelerinin  Azerbaycanda yayımında, akademik ünvan almak isteyenlerin tezine Azerbaycanlı akademisyenlerin rapor yazmasında, ve de Azerbaycanlı akademisyenlerin eserlerinin Başkirdistanda yayınlanmasında adeta bir köprü rolünü oynamıştır. 

O, elmi-pedagoji (ilmi-egitim) faliyetle, edebi yaratıcılıkla ilgilenmenin, sosyal aktivitelere de zaman harcamanın yanı sıra vatana ve millete hayırlı evlatlar yetiştirmiştir. Şöyle ki, büyük kızı Leysan İtkulova felsefe bilimleri üzerine Dr.luk derecesi almış. Başkirdistan Devlet Universitesi’sinin "Etik, Estetik ve Dinler Tarihi Departmanına" başkanlık yapmaktadır. 

Küçük kızı, filoloji bilimleri doktoru Nergiz Hubbetdinova Rusya Federasyonu Bilimler Akademisi Ufa İlmi Mekezinde Baş araştırmacıdır.

Oğlu Celil Söleymanov Başkirdistan Cumhuriyeti Ressamlar Birliğinin başkan yardımcısı ve Şeyhzade Babiç adına Cumhuriyet mükafatı almış. 

Uzun seneler Başkirdistan radyosunun Musiki Departmanına başkanlık etmiş hanımı Faniya Baygidiyeva “Halk artisti” onursal adını  almış ve Başkirdistan Cumhuriyeti’nin Şagit Hudayberdiyev adına mukafatına layık görülmüş.  

Ufada doğumunun 75. yıldönümü yapıldığı zaman Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi Folklor Enstitüsü başkanlığı onu tebrik etmiştir. Bu tebrik yalnızca  Ehmet Söleymenovu ve ailesini sevindirmemiş, Başkırt akademisyenleri ve aydınları arasında büyük coşkuya sebep olmuş. 

O, Azerbaycanda İlkin Rüstemzade’nin “Azerbaycan masallarının süje katalog”u hazırlamasına çok sevinmişti. Türk halklarının masallarının böyle bir katalogunun hazırlanmış olmasını çok istiyordu. Sanki ömrünün vefa etmeyeceyini duymuşdu. Öğrencilerinden Tatar-Başkırt masallarının süje katalogunu hazırlamağı istemişti.

AMBA Folklor Enstitüsünün tavsiyesi üzerine Ehmet Söleymenov yeni yayımlanan “Türkologiya” dergisinin Hakimler heyetine dahil edilmişdir. Ondan sonuncu mektubu Eylülün 15de almışdım. “Türkologiya” dergisinin yayınlanmış sayılarını ona yollamamı rica ediyordu.

Azrail çağdaş iletişim vasıtalarından daha hızlı davranıp dergilerin Ufayetişmesine izin vermedi ve Ehmet Söleymenovu aldı.

Ali Şamil Hüseyinoğlu

AMBA Folklor Enstitusu başkanının

Uluslararası İlişkiler danışmanş

26.11.2016

 

 

Çap olundu: Hüseyinoğlu Ali Şamil. İz burakanlar. Ahmet Söleymenov Dünyadan Gitti,“Türk yurdu” dergisi, 2017, Mart, Yıl 106 - Sayı 355, səh.74-77.

https://www.turkyurdu.com.tr/yazar-yazi.php?id=2873

Sayğac
 
Flag Counter
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol