SOHBETÜ’L-ESMÂR (MEYVELERİN SOHBETİ)
MESNEVİSİ KONUSUNDA TARTIŞMALAR
Ali Şamil Hüseyinoğlu
AMEA Folklor Enstitusu Uluslararası İlişkiler Bölümübaşkanı
alishamil@yahoo.com
Özet
İstanbul Üniversitesini bitiripBakü’ye dönenEmin Abidin “Maarif ve medeniyyet” dergisinde “Fuzulinin tetkik edilmemiş bir eseri”(1926)isimli makalesi yayınlanıyor. Yazar makalesinin Türkiye’li araştırmacılar için de önemli olacağını düşünüp Ankaradakı “Hayat” dergisine gönderiyor ve orada basılıyor. Genc araştırmacı hicri takvimiyle 1204’de yazılmış bir çünkde Muhammed Süleyman oğlu Fuzuli’nin bilim dünyasına belli olmayan Sohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti)isimli mesnevisi hakkında bilgi verir. Makalede İstanbul’a gitmeden önce Bakü’de Sohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti)taşbasmasını da gördügünü yazar.
Türkiye’de bu konu önce Mehmet Fuat Köprlüzadenin dikkatını çekiyor. Professor öğrencisinin fikirlerine katılmıyor. Türkiyat Mecmuası’ndayayınlatdığı “Fuzuli’ye ait bazı notlar” makalesindebu mesnevinin Fuzuli’nin olmadığı kanaatine varır.
Emin Abid 1933. yılında Sovyet Sosialist Cümhuriyetleri Birliği Bilimler Akademisinde işe alınırken hazırladığı eserlerinin listesinde konu ile ilgili Mehmet Fuat Köprlüzade’ye cevap olarak yazdığı bir makalenin Türkiye’de yayımlandığını gösterir. Aynı konuda fikir ayrılıkları olmasına rağmen Emin Abid yazmış olduğu altı ciltli Azerbaycan Türklerinin edebyati tarihi eserinde Mehmet Fuat Köprlüzade’yi tekrar tekrar saygı ile anar.
Buna rağmenSohbetü’l-esmâr’ın (Meyvelerin Sohbeti)Fuzuli’nin olup, olmaması konusu bir sonuca bağlanmaz. Bildiride Sohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti)hakkında Emin Abid’le Mehmet Fuat Köprlüzade arasındakı tartışmanın günümüze kadar devam etmesine değineceğiz.
Anahtar Kelımeler:Emin Abid, Mehmet Fuat Köprlüzade, Muhammet Fuzuli, Sohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti), repressiya.
Giriş
Türk dili ve edebiyatı öğretmeni yetiştiren eğitmenler 90 seneden fazladır ki, Fuzuli’nin Sohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti) mesnevisini (Mesnevinin adı araştırıcıların makalelerinde farklı yazılsa da biz hepsiniSohbetü’l-esmârgibi yazdık-A.Ş.) öğretirken bir ikilemde kalırlar. Bu eserin Fuzuli’yemi yoksa bir başkasına mı ait olduğunu pek bilmezler. Çünkü 90 seneden fazla zamandır ki, meşhur bilim adamları arasında bu konuda süregelen tartışmalar hala sürmekte.Bunun sebebi de Türk dünyasında dil ve edebiyat eğitiminin günümüzdeki durumu üzerinde henüz yeterince kuramsal bilginin üretilmemesi.
Benim bu konuda tekrar yazmamın sebebi ise Aylin Koç’un Meyvelerin Sohbeti bildirisi oldu. Araştırmacı yazar: “Eserin Fuzuli'ye ait olup olmadığı konusunda iki eksen vardır: Azerbaycan'daki araştırmacılar (Emin Abid, HamıdAraslı) eserin Fuzuli'ye ait olduğunu; Türkiye'deki araştırmacılar ise (Fuat Köprülü, Abdülkadir Karahan, Müjgan Cunbur, Sedit Yüksel, Haluk İpekten) tarihi bilgilerden hareket ederek ve dil özelliklerini dikkate alarak bu eserin Fuzuli'ye aidiyeti konusunda tereddütlü ifadeler kullanmış, eserin Fuzuli'ye ait olamayacağını ifade etmişlerdir” (Koç Aylin, 2006: 206-223).
2004 yılında “Üniversiteler için Eski Türk Edebiyatı Tarihi” ders kitapı yayınlatanAhmet Atilla Şentürk ve Ahmet Kartal yazar: “Meyvelerin birbiri ile münazarasndan oluşan Sohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti)mesnevisi, 200 beyitten müteşekkildir. Fuzuli bu eserinde meyveleri konuşturmak suretiyle dünya halini, insanların birbirlerine karşı olan tutum ve davranışlarını, bencilliklerini, kıskançlıklarını, geçimsizliklerini anlatmak istemiştir. Bu eserden ilk defa Emin Abid bahsetmiş ve onun Fuzuli’nin olduğunu belirtmiştir. Fuad Köpürlü, Abdülkadir Karahan ve Sedit Yüksel içinde Fuzuli’nin ismi geçmeyen, kaynaklarda ve külliyat yazmalarında bulunmayan bu mesnevinin Fuzuli’nin olmadığı görüşündedir (Ahmet Atilla Şentürk, Ahmet Kartal, 2004:186).
Buradan yazarlarınSohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti)mesnevisinin Fuzuli’nin eseri olduğunu kabulmu ettiği, yoksa Fuad Köpürlü, Abdülkadir Karahan ve Sedit Yüksel’in Baküşını mı onayladığı anlaşılmamakta.
Aylin Koç’un,Abdülkadir Karahan’ın, Sedit Yüksel’in,Müjgan Cunbur’un, Haluk İpekten’in,Ahmet Atilla Şentürk’ün, Ahmet Kartal’ın veb. yazdıklarından anlaşılmakta ki, hiç biri Sohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti)mesnevisinin elyazmalarını görmemiş. Fuat Köprülü’nün yazdıklarından da anlaşılmakta ki, o Bakü’de olurken Sohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti)mesnevisini görmüş ve onu incelemeye zaman bulmamışdır. Yani Türkiyeli araştırmacılar 90 yıldır Emin Abid’in Hayat dergisinde yayınlatdığı makaledeki metn esasında fikir yürütürler.
Maalesef ki, ünversitelerin araştırmacılara kitap almak için ayırdığı paraların neredeyse yüzde doksanı ABD ve Avrupa’dan alınan kitaplara harcanır. Türki Cumhuriyetlerinin ve toplumlarının yayınladığı kitaplara ve dergilere Türkiyeli araştırmacıların bir çoğu ve ünversite yetkilileri ikinci sınıf muamilesi yaparlar.
Aylin Koç’un Sohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti)mesnevisi hakkında makale yazarken Azerbaycan’da 1958 yılında yayınlanan kitabı kaynak gösterir. O sene Sohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti)mesnevisinin Fuzuli’nin olmadığını yazan Ekrem Cafer’in adını bile zikretmez. Yayınlanmış makalelerden anlaşılmakta ki, Sohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti)mesnevisinden yazan Türkiyeli araştırmacıların Azerbaycan’da 1958 yılından sonra yayınlanmış makalelerden haberleri yok.
1. Emin Abid’in kimliği
Doğduğu zaman Zeynalabdin ismi verilen, sonralar şair, yazar, çevirmen ve araştırmacı gibi bilinen Emin Abid 1898 yılı Kasım’ın 2’de Bakü’de taş yontma ustası Mütellib’in ailesinde doğar. İlk eğitimini annesi Molla Reyhan Adnan kızının evde hanımlar ve çocuklar için açtığı Kur’an kursunda alır. Naşir, tercüman ve araştırmacı gibi tanşnan Aliabbas Müznib(1882-1938) Emin Abidin ağabeyidır. Aliabbasınzekasını gören petrol milyoneri Hacı Zaynalabdin Tağıyev kendi parası ile onu okutmak ister. Babası Mütellip’in milyonere saygısı sonsuz olsa da, çocuğunu Rusya hükumetine bağlı okulda okutmayacağını belirtir(AMEA AEİTVSMA, fon 39). Baba Mutallip’in tavrının böylesine sert olması sebepsiz değildir. Aliabbas Müznib’in ömür yolunu araştıran Prof.Dr. İslam Ağayev yazar ki, Çar Rusyası’nın Askeri Birlikleri Bakü’yü işgal ettikleri zaman şehri zor durumda bırakırlar. Binlerle insan katl edilir. Bakü hanının neslinden olanların hepsi öldürülür, sadece altı aylık Novruz’u gizleyerk ölümden kurtarırlar. Mütellip de Novruz’un beşinci kuşak torunu olduğundan Rusya hükumetine de, Ruslara da kırgın imiş(Ağayev İslam,2000:6).
Yıllar sonra Mütellip fikrini degişir, oğlu Zeynalabdin’in Bakü şehir belediyesinin III. Aleksandr Erkek Gimnazyumu’nda okumasına izin verir. Milletci ruhta büyüyen Zeynalabdin Abid Mütellip oğlu, Abid Mütellipzade, Abid veb. imazlarla, Gozgurab beg mahlası ile Kafkasya’da Türkçe basılan Mekteb,Kelniyyat, Mekteb, Lek-lek, Mezeli, Dirilik, Babayi-Emir,Molla Nesreddin, Şeypur,Övraği-Nefise dergilerinde, İgbal, Yeni İgbal, Besiret, Sovgat,Azerbaycan gazetelerinde çok sayıda tercüme, şiir, ilmi makale ve düzyazı yayınlar (Şamil 1999: 7).Bu yazılarının temel konusu ise vatan sevgisi, milletine, diline ve dinine hor bakanlara karşı çıkıştır.
1919 yılında İstanbul’da okumaya giden Abid Mütellib oğlu Ahmedov orada İnci, Syus, Hizmet-i Umumiye, Yarın İstanbul, Şebab, Yeni Kafkasya vb. dergilerinde şiir ve düzyazılarını, ve de Edebiyat tarihiyle ilgili bilimsel makalelerini Türk Yurdu, Servet-i Funun ve Hayat dergilerinde yayımlanmıştır (Hüseyinoğlu, 2012:172).
İstanbul Darülfünun’da okurken orada MüasirAzeri edebiyatı. (Türkyurdu, 1926:281-290), Yanlış anlaşılan bir şair: AzeriÇelebi (Türkyurdu, 1926:81-85), KafkasTürklerindefikricereyanlar-1.(Servet-iFünun,1926:300-301), Misralarında bombalar taşıyan bir şair. (Servet-i Fünûn, 1926:66-67) veb. makalelerini yayınlatmanın yanı sıra, Azerbaycan’da da AzeriedebiyatındaTürkçenintekamülü (Maarifvemedeniyyet, 1926:17-22) ve Yanlış anlaşılan bir şair: AzeriÇelebi(Maarif işçisi, 1925:46) makalelerini de yayınlatır. Belirtelim ki, yazar İstanbul’da Azerbaycan siyasi mühacirlerinin yayınlattığı Yeni Kafkasya dergisinde Gültekin mahlasıyla Sovyetler aleyhinde şiirler yazar, Mehmet Emin Resulzade’ye saygı olarak Emin mahlasını kabul eder ömrünün sonunadek Emin Abid imzasını kullanır.
1.1. Emin Abid Sohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti)mesnevisi hakkında
İstanbul’da Üniversiteyi bitrip 1926 yılı sonlarında Bakü’ye dönen Emin Abid “Fuzuli’nin tedkik edilmemiş bir eseri” (Maarif ve medeniyet, 1926:32-34) makalesini yayınlatır. Emin Abid Türkiye ve Avrupa’nın edebiyatla uğraşan akademisyenlerinemalum eserlerinin adlarını sıraladıktan sonra yazar: “Halbuki biz dokuz sene öncesinde(yani 1917. yılda-A.Ş.) Bakü’de bunlardan (Fuzulinin eserlerinin adları sadalanır-A.Ş.) başka, Fuzuli’nin daha bir eserine tesadüf etmişiz. Fakat İstanbul’da eğitim ve tetbeatımız esasında devamlı araştırmalarımıza rağmen, bunun başka bir kopyasını bulamadık. Bakü’den getirtmek de bir türlü mümkün olmamışdır. İstanbul’dan döndüğüm zaman elde etmeye muak olduğum bu eseri Fuzuli’nin edebi kişiliğine pek bir değer katmasa daburada kısa bir analiz ile türkoloji aleminesunmaya çalışacağız.
Eserin adı Sohbetü’l-esmârdır. Eruzun “mefail, mefailin, failin” vezninde yazılmış iki yüz iki beytden ibaret bir mesnevidir. Önce gördüğümüz nüshataşbasması idi, tetkik ettiğimiznüsha ise 1204’de düzenlenmiş bir cüng içinde elyazmadır. Kıyaslama için başka bir nüshasını bulmadığımız bu elyazması, bazı nöksanlar içermenin yanı sıra filoloji değerini kaybetmemiştir(Emin Abid, 1926:32).
Sohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti)mesnevisinin konusundan genişçe sözettikten sonra Emin Abid mesnevinin metnini yazarken sayfanın dipnotunda düşer:“Yazma nushasının imlası olduğu gibi hifz edilmişdir”. (Emin Abid, 1926:33).
Yazar makalesinin üzerinde yeniden işledıkten sonra Türkiye’li araştırmacılar için de önemli olacağını düşünüp Ankara’dakiHayat dergisine yollar ve orada basılır ( Hayat, 1927:314-315).
Türkiye’de bu konu önce Mehmet Fuad Köprlüzade’nin dikkatini çeker. Profesör öğrencisinin fikirlerine katılmaz. Türkiyat dergisinde yayınladığı “Fuzuli’ye ait bazı notlar” makalesinde yazar: “Eski talebemden Azerbaycanlı Emin Abid beg Hayat mecmuesinde yazdığı “Fuzuli’nin malum olmayan bir eseri” ünvanlı makalesinde onun Sohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti) adlı kiçik bir mesnevisinden bahs eder.“Mefaülün, mefaülün, failün” vezninle yazılmış, iki yüz beyitden mürekkep küçük mesnevinin bir taşbasması olduğunu, fakat kendisinin onu gelip şair Abbas Müznip begde (Söhbet Emin Abidin ağabegi araştırmacı Aliabbas Müznipden gedir-A.Ş.) mövcut 1204’de yazılmış bir mecmuede münderic bulan yazmayı tetkik etdigini söyleyen Abid beg bu eseri Fuzuliye aidiyetine ganedir. Bakü’de bulduğum zaman bu nüshayi ben de görmüştüm. Hatta Azerbaycan Edebiyyatı CemiyetininFuzuli hakkında yayınladığı küçük risalede de bu eserin mevcudiyetinden bahsedilmişti. Maalesef ki bu eserin Fuzuliy’e ait olduğunu gösteren heç bir geti delil yoktur. Şairlerin bu gibi mesnevilerinde kendi isimlerini zikir etmeleri icab edirken onda heç bu keyde tesadüd edilmiyor. Sonra Fuzuli bilinmeyen kişiliği senetkaranesi, üslüp ve nezmi bu eserde kesinlikle mevcut değil. Binai aliye esasen heç bir kaynakta zikredilmeyen bu eserin Fuzuli’ye istinadı imkansızdır. Bu menzume Fuzuli’ye ait değildir hatta zaman itibarile de ondan çox muahvar bir döneme aiddir”.(Köpürlüzade M.F., 1928:434).
İslam Ansklopedisindeki Fuzuli makalesinde de aynı fikirler tekrarlanmakta(Köpürlü Mehmet., 1988:697).
Yazılanlardan bu sonuca varıyoruz ki, Mehmet Fuat Köpürlüzade’nin gördüğü veEmin Abid’in yayınlattığıelyazmasıAliabbas Müznib’de imiş.
Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi Azerbaycanda Elmi İrsin Toplanması ve Sistemleşdirilmesi Merkezi Arxivinin (AMBA AEİTVSMA) 39 fonundaki Emin Abid’in dosyasından anlaşılmakta ki, Emin Abid 1928 yılında Mehmet Fuat Köürlüzade’ye cevap olarak yeni bir makale hazırlamış ve yayınlanmak için Türkiye’ye göndermiştir. Hacim açısından önce yazdığından iki defa büyük bu makaleyi dergi ve arşivlerde bulamadık.
2. Sohbetü’l-esmâr’ın (Meyvelerin Sohbeti)uzun seneler boyuncayayınlanmamasının sebepleri
Bakü’de gizli faaliyyette bulunan antisovyet “Genç Azer” teşkilatınını üyelerinin 1929 yılında tutuklanır. SoruşturmadaEmin Abid gençlere Türkiye’den getirdiği milli yönlü kitaplar verdiği ve onları desteklediği malum olur. Milli deyerlere saygı gösterdiğine, öğrencilerin milli ruhda büğümesine çalışdığı için onu işten kovar gayri-resmi şekildeBakü’den sürerler. Bu kadarı ile yetinmez onu aşağılayan iftira makaleler yayınlatır, eserlerini yayınevinin planından çıkarır ve makalelerinin yayını yasaklanır.
Emin Abid’in etrafına milli düşünceli insanlar toplayacağından korktuklarıiçin uzun süreli aynı yerdeçalışmasına ve yaşamasına imkan vermezler. O, Ağdaş, Guba, Ağdam illerinin genel eğitim okullarında ve teknikumlarda(liseierde) ders vermek zorunda kalır. 1934 yılında Bakü’ye dönmesi mümkün olur. SSCB BA Gürcistan Temsilciliği’nin Azerbaycan Departmanında çalışmaya başlar. Onu veEli Nazim’i Mirze Feteli Ahundov’un üç ciltlieserlerinin yayıma hazşrlamayı ve düzenlemeği görevlendiriyorlar.
AMBAElyazmasıEnstitüsü’nün arşivindeki belgelerden (fond 38, Q-8, 192) malum olmakta ki, Emin Abid’leaynıenstitüde çalışan, Azerbaycan yazar ve şairleri hakkında deyerli kitaplar ve makaleler yayınlatmış, metinşinas alim Salman Mümtaz(1984-1941) 1935 yılındaSohbetü’l-esmâri (Meyvelerin Sohbeti)yayına hazırlar. Kitap düzenleyicisi “Bir neçe söz” adlı Önsözünde Fuzuli’nin bu eserini ŞeyhEttar’ın Mentikut-teyr, Nevai’nin Lisanüt-teyrve deFuzuli’nin kendisininLeyli ve Mecnun (!) eseri ilekıyaslayarak onu “deyerli”, hem de “orjinal” eser olarak nitelendirmiştir. Bu eser hakkında geniş bilgi veren Necef Necefov’un tezinde yazıldığı üzere, Mumtaz eserin “tahrif edilmiş, okunamayacak hale gelmişdizelerini onarmıştır. Bunun yanı sıra, o hiç bir ihtiyaç duymadan zor anlaşılan ifadeleri “kolaylaştırmak” adına bazı düzeltmeler yapmış, bazı Arapça ve Farsça kelimeleri okucunun anlayabileceği sözler ile değiştirmiştir.” (Mirehmedov Aziz, 1981:196).
1937 yılında repressiya başladığı zaman Salman Mümtaz da, Emin Abid de “halk düşmanı” adlandırılarak tutuklanır. Salman Mümtaz 1941 yılında hapiste vefat eder.Emin Abid’i 1937 yılı Mayıs ayında işten kovar, 1938 yılı Haziran’ın 14’de tutuklar, Ekim’in 21’de saat 21:30’da kurşuna dizerler.
Böylelikle Sohbetü’l-esmârin (Meyvelerin Sohbeti)yayını ve hakkında araştırmaların yapılması 1958 yılına kadar durdurulur.
Kaynakçaların verdiği bilgiden şu sonucu çıkarabiliriz ki, 1920-30 yıllarında Azerbaycanlı araştırmacılara Sohbetü’l-esmârin (Meyvelerin Sohbeti) taşbasma nüshası, Aliabbas Müznibde olan veEmin Abid’in hakkında bilgi verdiği nüsha ve Salman Mümtaz’ın yeniden yazıya geçirdiği nüsha malum imiş. Salman Mümtaz’ın yeniden yazıya geçirdiği nüsha hakkında araştırmaya rastlamadık. O, Tebriz’de yayınlanmış ve orijinalini taşbasmadan mı yoksa başka bir elyazmasından mı kullandığını bilmiyoruz.
2.1Sohbetü’l-esmârin (Meyvelerin Sohbeti)topluyayını ve bu yayın hakkında düşünceler
Azerbaycan Kommunist Partisinin Merkezi Komitesi Mehemmed Fuzuli’nin ölümünün 400. senesinin kutlanması kararının kabul edilmesinden sonra büyük propogandası yapılır. Fuzuli’ye heykeller yapılır, adı bir ilimize ve sokaklara verilir, 6 ciltlik eserlerinin ve hakkında yazılmışbilimsel araştırmaların yayını planlanır.Fuzuli’nin 1958 yılında yayınlanmış “Eserleri” külliyatının 2. cildine (düzenleyen Hamid Araslıdır) Sohbetü’l-esmârda (Meyvelerin Sohbeti) dahil edilir. Şairin Moskova’da yayınlanmış seçilmiş eserlerine deSohbetü’l-esmârda (Meyvelerin Sohbeti) çevirme şeklinde dahil edilir.
Prof.Dr. Sabir Aliyev yazar: “Akademik H.Araslı’dan sonra neredeyse bütün Azerbaycanlı yazarlar (akad. M.İbrahimov, prof.A.Gurbanov, prof.M.Guluzade, prof. Mir Celal, prof.E.Demirçizade, prof.R.Aliyev, M.Sultanov, E.M.Esgerov, K.Mirbağırov, M.Abbasov, F.Tehmasib, M.Dadaşov, M.Talışlı, Ş.Aliyev ve b.) Sohbetü’l-esmâr’dan (Meyvelerin Sohbeti)Fuzuli’nin kendi eseriymiş gibi söz açmaya başlar”(Aliyev Sabir, 1981:187).
Aynı yıl Bakü’de yayınlanan “Mehemmed Fuzuli (bilimsel-eleştirel makaleler)” kitabında aruzun uzmanıEkrem Cefer’in de “Fuzuli şerinin vezni” makalesi yayınlanır (Cefer Ekrem, 1958:84). Hezec behrinden söz açarken Ekrem Cefer yazar: “Fuzuli’nin olduğuna inanmadığım Sohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti) eseri de bu vezn ölçüsünde yazılmışdır. Bir sıra dil, üslup, sanat nöksanlarından başka, bu eserdecitti kusurlar da var. Örneğin, aşağıdaki üç mısranın birinci ve üçüncüsü, bütün poemada olduğu gibi hezecin onuncu çeşidi ölçüsünde iken, onun arasında duran ikinci misra tamamenfarklı ölçüde-remel behrinde:
Hem eynimeetles-i firengi
İki yarın arasında mehrem
Yox menim kimi dehride müqeddem.
Açık aşikar görünmekte ki, Fuzuligibi dahi şairden bu tarz çirkin vezinli eser çıkamaz”(Cefer Ekrem, 1958:94)
Ekrem Cefer’in bu notu Azerbaycan’da uzun zaman dikkatlerden kaçar. Pek fikir belirten olmaz.
Türkiye’de ise durum bir az farklı olur. Prof.Dr. Sabir Aliyev yazar: “Türkiyeli Fuzulişünaslardan prof.M.F. Köprlüzade, E.Karahan, M.Cumbur, İ.Hikmet(Söz konusu İsmail Hikmet’in 1928 yılındaBakü’deyayınlanmış “Azerbaycan edebiyyatı” kitabındaki fikirlerkastedilir – A.Ş.), S.R.Redioğlu, K.E.Kürkçüoğlu ve b. Sohbetü’l-esmârin (Meyvelerin Sohbeti)Fuzuli’nin olması fikrini çok net olarak reddederler” (Aliyev Sabir, 1981:187)
2.2. Prof. Sabir Aliyev ile prof.Aziz Mirehmedov arasındaki polemik
AslındaSohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti) mesnevisi hakkında Azerbaycan’da en citti polemik1981 yılında olmuş. Görünen tarafı şudur ki, o döneminen nüfuzlu ve çok okunan yayınlarından “Azerbaycan” dergisinin 7, sayısında Sabir Aliyev’in “Söhbet-ül esmer” neden Fuzuli’nin değildir?”, Aziz Mirehmedov’un “Söhbet-ül esmer” Fuzulinindir!” makaleleri yayınlanır. Sabir Aliyev makalesini çok sert bir üslup ile başlar: Yarım asırdan fazla bir zamandır ki, milli edebiyyatşinaslığımızda Sohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti)Mehemmed Fuzuli’nin eseriymiş gibi analiz edilir. Lakin bunun için elimizde hiç bir tarihive ya edebi delil yok. Belki aksine Sohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti)la bağlı tarihi veedebi delillerin hepsi bu eserin Fuzuli’nin olmadığını ispatlar” (Aliyev Sabir, 1981:186).
Araştırmacı fikirlerini “vezin kusurları”, “ritm kusurları” ve “dil, ifade, üslup ve s. sanatkarlık kusurları” yarimbaşlıkları altında genişçe izah eder (Aliyev Sabir, 1981:188).
Aziz Mirehmedov da aynı sertlikle Sabir Aliyev’e cevab verir: “S.Aliyev’in araştırması tektaraflı, ölçülere tekyönlü bakmış, geldiği sonuçlar ise yanlıştır. Fuzuli gbi büyük bir şair ile alakalı bir konuyu üstlenmesine rağmen hedeflediği meseleye gereken ciddiyyeti gösterememiştir. Her şey bir tarafa, Sohbetü’l-esmârinFuzuli’yeait olmadığını ispat etmek için esasen poetik ve üslubiyat (başlıca olarak vezin, kafiye, leksikon) meselelerinedeğinmesi onun en büyük yanlışıdır”(Mirehmedov Aziz, 1981:195).
Aziz Mirehmedov’a göre böylesine ciddi konuda fikir söylerken “doğru sonuca varmak için araştırmacı eserin hangi dönemde yazılmasına bakmadan tarih, edebiyat tarihi, paleloji, poetika, anomastika, metinşinaslık, dilcilik, kalligrafi, dil tarihi, üslübiyat ve s. bilim dallarına da başvuruda bulunmalı” (Mirehmedov Aziz, 1981:194).
Sabir Aliyev’in ileri sürdüğü fikirleri çok dikkatlice inceleğen Aziz Mirehmedov devam eder: “Okudum, düşünüp–taşındım, Fuzuli’nin eserlerini vebilimsel mexezleri (kaynak) bir daha gözden geçirdim, kıyasladım ve bu sonuca vardım ki, meslektaşım yanılıyor” (Mirehmedov Aziz, 1981:194)
Sabir AliyevSohbetü’l-esmârin (Meyvelerin Sohbeti)(1958-ci yılındaki yayınınında –A.Ş.) dil, vezn ve üslubundan örnekler vererekFuzuligibi büyük şairin böyle kusurlara “yol vermez” gibi hüküm çıkarmıştır. Bu tür söz ve ifadelerin sonraki yüzyıllarda sözlü edebiyatın etkisile yazılı edebiyata geldiğini iddaa eder. Aziz Mirehmedovda Fuzuli’nin “Leyli ve Mecnun” gibi yüksek sanatkarlıkla yazılmış poemasından ve başka mesnevilerinden örnekler vererek Sabir Aliyev’in kusur saydığı söz ve ifadelerin onlarda da olduğunu gösterir.
Bu tartışmadan sonra Sohbetü’l-esmârla (Meyvelerin Sohbeti) bağlı basında tartışmaya sebep olabilecek yazı yayınlanmaz. Lakin tartışmanın neticelenmesi, tarafların razı olması, edebiyat tarihcilerinin Aziz Mirehmedov gibi nüfuzlu bir araştırmacının fikrini kabul etmeleri anlamına gelmez.
Sabir Aliyev’i yakinen tanıyan Vurğun Eyyub yazar: “Refael müellim S. AliyevleA.Mirehmedov arasındakı tartışmanın devam ettirilmemesini birincinin cesaretsizliyine bağlar. Bu böyle değil. S. Aliyevyeterince cesaretli alim idi. E.Mirehmedov’un cevabına da cevap yazmış. Ancakeditörlük tartışmanın uzamasına lüzum görmemiş.
Küçük bir hatırlatma. Bildiyim kadarı ileA.Mirehmedov’un cevabına bazıitirazlar olmuştu. Birini de ben yazmıştım. (Maalesef ki, şimdi o yazının elyazmasını arayıp bulamadım) Azerbaycan dergisi yayınlamadıkları için özür mektubu gönderilmiş ve yazıyı A.Mirehmedov’a yolladıklarını belirtmişlerdi. Aziz müellim bizim karşıt görüşlerimiz için bize hiç bir zaman kötü müamele göstermedi. Ele S.Aliyev’e melum cevabında da hiç bir aşağılayıcı üslup yok”(Eyyub Vurğun, 2009:)
3. Sohbetü’l-esmâr’in (Meyvelerin Sohbeti)elyazması hakkında araştırma
Azerbaycan’da orta çağelyazmalarının okunmasında ve yayınında büyük emeyi geçen Cennet Nağıyeva 1993 yılında “Edebiyyat” gazetesindeSohbetü’l-esmârin (Meyvelerin Sohbeti) mükemmel elyazması bulunmuştur” makalesi yayınlanır. O, AMBAElyazmalar Enstitüsünün arşivindeSohbetü’l-esmârin (Meyvelerin Sohbeti) daha kamil elyazmasını bulduğu hakkında geniş bilgi verir. Fuzuli yaradıcılığını, şairin Sohbetü’l-esmârin (Meyvelerin Sohbeti)esrinin tam metnini öğrenmek için ilgi çeken bu elyazmasının katibi meşhur pedagog(eğitimçi) Memmedtağı Sefer oğlu Sidgi Ordubadi olmuş. Memmedtağı Sidgi’nin 1874-1887 yıllarında yazıya aldığı elyazmasının ölçüsünün 11x21 sm, hacminin 254 sayfa, şifri B-2258 olduğunu not düşer. AslindaSohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti)bir cüngün189a192a sayfalarındadır. Bundan başka cüngün başlangıcıFuzuli’nin Sehhet ve merez ile başlar. Araştırmacı her iki nüshayıen tekmil nüshalar hesab eder (Nağıyeva Cennet, 1993:28 Mayıs).
Cennet Nağıyeva makalesinde katibinFuzuli’nin adını bildiğimiz hali ile Mehemmed olarak değil, Muhammedali şeklinde yazdığını not düşer ve Elyazmaları Enstitüsünde Sohbetü’l-esmârin (Meyvelerin Sohbeti) Salman Mümtaz’ın yazıya geçirdiği ve Buzovnalı Azer’in yazıya geçirerek Celil Mehmetkuluzade’ye verdiği nüshalar hakkında da bilgi verir (Nağıyeva Cennet, 1993:28 Mayıs).
Cennet Nağıyeva cünkdeSohbetü’l-esmârin (Meyvelerin Sohbeti)“Der keyfiyyeti-meyvecat” adlandırıldığından ve bu elyazması ile Hemid Araslı’nın yayını arasındaki benzersizlikten de sözeder. Maalesef ki, Cennet Nağıyeva Elyazmalar Enstitüsündeki üç nüshanın aynı nüshadan mı, yoksa farklı nüshalardan mı yazıya geçirildiğine dair fikir beyan etmez.
3.1.Azade Musayeva Sohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti)hakkında
AMBA Elyazmalar Enstitüsü’nün “Türk elyazmaları” departmanının başkanı Prof.Dr. Azade Musayeva “Elm” gazetesinde yayımlattığı “Azerbaycan’da Türkiye ile alakalı elyazması abideler” makalesinde şöyle yazar: “Elyazmalar Enstitüsünde iki elyazması olan Mahmud et Dülbagi Baki isekaynaklarda daimi adı Fuzuli ileberaber zikredilen nadir şanslışairlerdendir. Fuzuliedebi mektebinin ilkin araştırdığımız örnekleri de vardır. Sohbetü’l-esmârin (Meyvelerin Sohbeti)Fuzuli’nin olub-olmaması ilealakalı yıllardan bu yana tartışmaları bitiren Gülşeni-abad gibi. Şemseddin Sivasi Fuzuli’den bir kaç sene sonra yazıya aldığı bu eserinde “Kapına geldi bu ebdi Fuzuli” der. Eserin konu, süje veiçeriğindeki bazı benzerlikler kıyaslamalı araştırma sonucu ortaya çıkarılmıştır. Dünyada Gülşeni-abad’ın 3 nüshası mevcut. Biri Konya’da. İki nüshası ise Azerbaycan’da son yıllarda ortaya çıkarılmış.Eserler arasında benzerliklerinyanı sıra farklar da mevcut. Lirik kahraman ve ya prototipi başlangıçta Sohbetü’l-esmârda (Meyvelerin Sohbeti) meyve bağına, bostana, Gülşeni abad’da gül bahçesine gider, çiçeklerle söhbet eder. Fuzuli’de saray ortamı eleştirilirse, Sivasi’de tasavvufla, yaranışla, dörtunsur ile alakalı görüş aksedilir” (Musayeva Azade, 2002:10).
Bununla Azade Musayeva da Sohbetü’l-esmârin (Meyvelerin Sohbeti)Fuzuli’nin olduğunu onaylar.
3.1. Sohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti) konusu ile ilgili son tartışmalar
Prof.Dr. Refail Hüseyinov 2009 yılında525-ci gazet’deFuzuli’yeadanmış seri makalesinin birinde Sabir Aliyev’leAziz Mirehedov arasında 1981 yılında gerçekleşmiş tartışmaya yeniden döner. Gazetenin 15-18. sayfalarını dolduran bu makalede araştırmacıSohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti)hakkında yazılanların kısa özetinden sözetse de, esas dikkatini Sabir Aliyev’in 1981 yılında yayımlattığı makalesine yöneltir.
Refail Hüseyinov da önemi esasen mesnevinin dil, üslup ve veznine verir. Oradakı noksanları taşbasmayı hazırlayan katibin hatası olarak değerlendirir. Gösterdiği çok sayıda örnekler ile eserin Fuzuli’nin olduğu kanısını güçlendirmeğe çalışır. M.F.Köpürlüzade’nin fikrine de münasibetini şöyle ifade eder: “M.Köpürlü kurucusu olduğu “Türkiyyat mecmuesi”nin 1928 yılı 2. sayısındaSohbetü’l-esmârin (Meyvelerin Sohbeti) dil bakımından Fuzuli’ye ait olması konusunda tereddüt etmiş, sonralar da bu yönde tedkiklerini derinletmeden, eserin daha mükemmel elyazmasını görmeden ilk fikirleri üzerinde durmuştur.
Evet, eserin taşbasmanüshasını okuyan gerçektenFuzuli’ye uyuşmayan dil kusurlarını görmeden geçemez. Ama eseri okuyanınbaştan sona kadarFuzuli dilinin ve üslubunun tatlılığını, ağırlığını, ahengini de hiss etmemesi mümkünsüz.
Bu eserdedeyişbakımından, misra dizimi, söz dizimi, şiirin güzelliği bakımından Fuzuli’nin Leyli ve Mecnun’uve de diğer gazel, kaside, kıtaları ile çok hemaheng, bazen üst-üste düşecek kadar yakın mısralar beytler, parçalar var”( Hüseyinov Refael, 2009:16).
Refael Hüseyinov’unSohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti) konusuna citti şekilde fikir bildirmesinin sebebi şöyle:“1990 yılı Nisan ayındaUlduzdergisinde yayınlanan “Fuzuli beşcilitliyi” ünvanlı yazısında (Sabir Aliyev’in makalesi kastedilmekte – A.Ş.), tezcanlılıkla da olsa, yine de israrla kendi fikirlerinin üzerinde durmakta: “Eserler”in ikinci cildinde ciddi içerik, tesnifat vekuruluş kusurları vardır. Fuzuli’yekesinlikle yakışmayan çeşitli poetik kusurları olan “Söhbet ül- esmar” adlı mesnevi cilde salınmış, Fuzuli’nineseriymişgibi sunulmuş. Emin Abid’in ayaküstü (yazara bu konuda katılmam imkansız, çünkü adı geçen araştırmacı neredeyse 9 sene Sohbetü’l-esmârin (Meyvelerin Sohbeti)kime ait olduğu konusunu araştırmış – R.H.) yanlış ilanından sonra meselenin mahiyetine varmadan şöylesine noksanlı eseri Fuzulininkiymiş gibi vermek, Fuzuli’nin gerçek eserlerini gözden düşürmek demektir, buradaki acemilikleri onun bütün eserlerine ait etmek ve reva görmek demektir. Bu primitif mesneviyi Fuzuli’nin dına çıkmak ve onunkiymişgibi yaymağa çalışmaksayın düzenleyicinin ciddi yanlışı idi”.
Sayın düzenleyicinin, yani Hemid Araslı’nın (S.Aliyev 1996 yılında yayınlançış “Fuzuli. Nezeri-bedi düşünceler” adlı kitabında aynı satırları tekrarlamakla boş inadından vaz geçmez).
Maalesef ki, ünversite dersliyi gibi sunulan “Eski ve orta çağ edebiyyatı” kitabında da E.Seferli ve H.Yusifli adını zikretmeseler de S.Aliyev’e istinaden onun fikirlerini kabul etmiş olurlar) (Hüseyinov Refael, 2009:17).
Refael Hüseyinov Ekfem Cerer’in yazdığına fikrini ise şöyle ifade eder: “Daha yaşarken el yazmasındaki bu fikirleri Ekrem müellimehatırlatarak demiştim ki, sizin remel olarak okuduğunuz mısra, aslında hezac behrinde, sadece siz onu remele uygunlaştıraraq okumuşsunuz. Fuzulide iki sözünü imale ile iiki kimi okunması durumu çok. O mısradaki üçüncü sözün de birinci harfi imale ile, ya da sözün özü arasında şeklinde okunursa (belki, eslinde, gerçeği de böyleymiş) mısra hezec olur... Ekrem müellim kabul etmedi (Hüseyinov Refael, 2009:16).
Refael Hüseyinov’un fikirleri cevapsız kalmaz. Az sonra, yani 2009 yılı Ekim’in 6-7’de Vurğun Eyyub’un “Azadlık” gazetesinde “Gül dili”nde alim kabalığı” makalesi yayınlanır. Vurğun Eyyub da aynı sertlikle yazar: “R.Hüseynov’unSohbetü’l-esmârin (Meyvelerin Sohbeti)“kesin belirlenmiş 4 nüsha ve onların arkasında var olan daha en az 4-5 nüsha hakkında” dedikleri yeterince belgelendirilmemiş, mübalağalı fikrilerden başda bir şey değildir”. Vurğun Eyyubov’a göre Refael Hüseyinov’un katib kusurları olarak gösterdikleri” onu yazan her hangi bir yazarın kusurlarıdır”.
Sabir Aliyev, Aziz Mirehmedov, Refael Hüseyinov kadarFuzuli mesnevisinin metnini analiz etmeyen Vurğun Eyyub yazar: “Alim etiğine, tartışma kütürüne sığmayan ifadeler ile ne bu eserin Fuzuli’yeait olmadığını ispat etmemiz mümkün, ne de S.Aliyev’i Fuzuli’nin vehalkın düşmanı ilan etmek bilimsel etiğe sığmaz!
Bu yazıdan amacım Sohbetü’l-esmâri (Meyvelerin Sohbeti)yazarlığı konusunda tartışmaya katılmak değil. Beni cevap yazmaya mecbur kılan R.Hüseynov’un S. Aliyev’ekarşı garezli, saygısız tutum, alime ve bilimsel tartışmaya yakışmayan tarzı oldu. Bu durumda susmayı hem bilimsel etik denilen nesnenin, hem de S.Aliyev’in ruhu karşısında günah bilirim.
... Dikkat edin, “Gül dili” makalesinin yazarı hangi ifadeleri kullanmakta: “şu gaddar makaledeki”, “hasta mevkiğine”, “gelet etmişler!”, “tamamen çenesini kapamadı”, “cesaretsizce bile olsa kıpırdadı”, “inkarcılar nasıl da gansızca haksızmış”, “akla getirmek akılsızlık olur”, “sefeh fikre düşmek”, “ortadan çıkı vermek”, Sohbetü’l-esmâra (Meyvelerin Sohbeti)yanlış bakanlar”(Eyyub Vurğun, 2009:)
Yazılanları gözden keçirdiğimiz zaman Sohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti) konusunda fikir ayrılıklarının hala devam ettiğini görmekteyiz.
Sonuç
Vurğun Eyyub Refael Hüseyinov’a cevap makalesinde yazar: “Yalnız iki nüshanin-taşbasma üsulu ile yayınlanmış Tebriz veMehemmedtağı Sidgi Ordubadi’nin elinde olan nüshaların tamamen farklı olduğunu edebiyyatşinas C.Nağıyeva’ya esaslanarak söylemiş. Ama R.Hüseyinov net olarak belitmemiş ki, E.Abid’in, S. Mümtaz’ın ve Ordubadi’nin nüshaları da farklı mı? Belki onların esaslandıkları kaynak aynı imiş? Yazıdan o da anlaşılmamakta ki, yazarE.Abid’in, S.Mümtaz’ın nüshalarını araştırmış mı, yoksa ihtimaller esasında mı fikir belirtmiş? Yahut ister S.Mümtaz’ın, isterse deE.Abid’in tedkik ettiğinüshalar Tebriz nüshasından farklı mı? Onların her biri aynı kaynaktan mı, yoksa farklı kaynaklardan mı alınmış? Göründüğü üzere, bu konular net değil ve özel olarak araştırmaya ihtiyaç var” (Eyyub Vurğun, 2009).
Bu meseleye açıklık getirmek zor değil. Şöyle ki, Emin Abid “dokkuz sene önce”, yani 1917 yılında Sohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti)mesnevisinin taşbasmasını gördüğünü, sonra onu bulamadığını, elinde olan hicri 1204 (1789/90) yılında yazıya geçirilmiş bir elyazması olduğunu not düşer. Salman Mümtaz’ın da yazıya geçirdiği elyazması hakkında konuşan Cennet Nağıyeva ve Refael Hüseyinov onun hanginüshayı kullandığını yazmazlar. Salman Mümtaz isenüshanın nakis olduğunu, bazı yerlerin okunmasının zorluk çıkardığını yazar. Cennet Nağıyeva da Memmedtağı Sidgi’nin 1874-1887 yıllarında yazıya geçirdiği elyazması hakkında konuşur.
Bunlardan açıklığa çıkıyor ki, Azerbaycan’da Sohbetü’l-esmârin (Meyvelerin Sohbeti)aşağıdakı elyazmaları var.
1.Emin Abid’in hakkında konuştuğu, yeni kopyasının hicri 1204 (mildi 1789-90) yılında yazıya geçirildiği nüsha.
2. Emin Abid’in 1917 yılında gördüğü taşbasma Emin Abid’in sonralar bu taşbasmayı görüp, görmediği hakkında elimizde hiç bir bilgi yok. Ama Hemid Araslı 19. yüzyılda Tebriz’de hazırlanmış taşbasmadan söz eder. Büyük ihtimal ki, bunlar aynı nüshadır.
3.Memmedtağı Sidgi’nin 1874-1887 yıllarında yazıya geçirdiği elyazması.
4. Salman Mümtaz’ın 1935 yılında yazıya geçirip yayına hazırladığı elyazması.
5. Buzovnalı Azer’in yazıa geçirdiği Celil Memmedguluzade’ye verdiği elyazması.
Salman Mümtaz Emin Abid’in hakkında bilgi verdiği elyazmasını yazıya geçirmesi pek mantıklı değil. Çünkü Salman Mümtaz veAliabbas Müznib Azerbaycan şairlerinin kitaplarını yayınlatır ve haklarında makaleler yazardı. Aralarıda pekiyi değildir. Aliabbas Müznib ve ya Emin Abid elindeki elyazmasını Salman Mümtaz’a yazıya geçirmek için vermesi inandırıcı değil. Salman Mümtaz’ın Memmedtağı Sidgi’nin elyazmasını yazıya geçirmesi de pek inandırıcı değil. Çünkü Memmedtağı Sidgi 13 seneye hazırladığı çünkte yazıların tertipli olduğunu Cennet Nağıyeva yazar. Ola bilsin ki, Salman Mümtaz Tebriz taşbasmasının veya başka bir nüshayı yazıyageçirmiş. Cennet Nağıyeva’nın yazdığından şöyle anlaşılmakta ki, Memmedtağı Sidgi’nin yazıya geçirdiği elyazmasıEmin Abid’in yayınlatdığından farklıdır.
Şu sonuca varıyoruz ki, 18-19. yüzyılda Azerbaycan’da Sohbetü’l-esmârin (Meyvelerin Sohbeti) bir kaçelyazması varmış. Maalesef ki, şimdiye kadar mevcut elyazmaların bilimsel eleştirisi yayınlanmamış. Ne zamana kadar ki, Sohbetü’l-esmâr (Meyvelerin Sohbeti)mesnevisinin bilimsel eleştirel metni yayınlanmamış, Tebriz taşbasmasının hangielyazmasından yazıya geçirildiği belirlenmemiş, ne zamana kadar ki, mesnevinin varyantlarının içerik, dil, üslup, vezin bakımından kıyaslamalı analiz edilmemiş Sohbetü’l-esmârin (Meyvelerin Sohbeti)Fuzuli’nin olup, olmadığı hakkında tartışmalar devam edecek.
Makalemi hazırlarken Gürcistan’ın Keşeli köyünde imamlık eden, elyazmaları derleyip yayına hazırlayan Aflatun Hüseyinoğlu da onda 30 meyvenin her birine bir rübai adamış ilginç bir elyazmasını yayına hazırladığından sözeder. Onda olan elyazması da yapısal olarak da şimdiye kadar dördüğümüz cünk veelyazmalardan farklıdır.
Kaynaklar
1. Ağayev İslam. (2000). Aliabbas Müznib.Bakü: Elm Neşriyatı.
2. Aliyev Sabir. (1981). "Söhbetü’l-esmar" niye Fuzulinin deyildir?, Azerbaycandergisi, sayı 7, seh. 186-194.
3. AMEA AEİTVSMA (AMEA Azerbaycanda Elmi İrsin Toplanması ve Sistemleşdirilmesi Merkezi Arxivi), fon 39, Emin Abidin şexsi işi.
4. Araslı Hemid. (1958). Böyük Azerbaycan şairi Fuzuli, Bakü,.
5. Cefer Ekrem.(1958). Fuzuli şeirinin vezni, Mehemmed Fuzuli (elmi-tenqidi meqaleler), Bakü, , seh.94.
6. Emin Abid. (1346). Kafkas Türklerinde fikri ceriyanlar-1,Servet-i Fünûn dergisi, , 23 Eylul, sayı 1571, cilt 60, seh 163.
7. Emin Abid. (1925). Müasir Azerbaycan Edebiyatı, Türk Yurdu dergisi, , cilt, 3, sayı15, sayfa: 281-290
8. Emin Abid.(1925). Yanlış Anlaşılan Bir Şair: Azeri Çelebi (İstanbuldan bir miktub) Maarif işçisi yurnalı, sayı 6-7, seh. 46-48.
9. Emin Abid. (1926). Azeri Çelebi, Türk Yurdu dergisi, Temmuz cilt: 4, sayı: 19, sayfa: 81-85
10. Emin Abid. (1926). Azeri edebiyyatında türkcenin tekamülü,Maarif ve medeniyyetdergisi, sayı, 2-3(26-27), seh. 17-22.
11. Emin Abid. (1926). Fuzulinin tedqiq edilmemiş bir eseri,Maarif ve medeniyyet dergisi, sayı, 12(35), seh. 32-34.
12. Emin Abid. (1926). Misralarında bombalar daşıyan bir şair. Servet-i Fünûndergisi, , Sayı1583/109, 16 Kânûn-ı Evvel, sayfa: 66-67.
13. Emin Abid. (1926). Müasir AzerbaycanEdebiyatı, Türk Yurdu dergisi, , cild 3, seh. 434-443.
14. Emin Abid(1927). Fuzuli'nin Malum Olmayan Bir Eseri, Hayat Mecmuası, 17 Mart, cilt: 1, sayı: 16, sayfa: 314-315
15. EyyubVurğun. (2009). “Gül dili”nde alim kobudluğu. Azadlık gezetesi, 6-7 oktyabr.
16. Fuzuli Mehemmed. (1958). Eserleri. 5 cildde, 2-ci cild, (tertibçi Hemid Araslı). Azerbaycan SSR EA neşriyyatı, Bakü, seh. 267-277.
17. Hüseyinoğlu Ali Şamil.Azerbaycan Edebiyatı Tarihinin Yeni Metotla Yazılmasında Emin Abid’in Rolü, Bilig dergisi, KIŞ 2012 / SAYI 60
18. Hüseyinov Refael. (2009). “Gül dili”, 525-ci gazet, 5 sentyabr.
19. Koç Aylin(2006). Meyvelerin Sohbeti, Meyve Kitabı, (Editörler: Emine Gürsoy Naskali, Dilek Herkmen) İstanbul, Ekim,Kitabevi.
20. Köpürlüzade Mehmet Fuat. (1928). Fuzuliye ait bazı notlar, Türkiyat Mecmuası, cilt 2 s.434-436
21. Köprülü, Fuat, "Fuzuli" Maddesi, İslfim Ansiklopedisi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul 1988, c. 4, s. 697.
22. Mirehmedov Aziz. (1981). Söhbetü’l-esmarFuzulinindir!,Azerbaycandergisi, sayı 7, seh. 194-201
23. Musayeva Azade. (2002). “Azerbaycanda Türkiye ile bağlı elyazma abideler, Elm qezeti, 20 dekabr, sayı 39-40, seh 10.
24. Nağıyeva Cennet. (1993). Söhbetü’l-esmar(Meyvelerin Sohbeti)ın mükemmel elyazması tapılıb, Edebiyyat qezeti, 28 May.
25. Şamil Ali. (1999). Üzağlığı doğuran misralar, Gültekin-Emin Abid, Güneş neşriyyatı, Bakü.
Çap olundu: Hüseyinoğlu Ali Şamil. M. Fuad Köprülü’nin öğrencisi Emin Abid ile Fuzuli’nin “Sohbetü’l-esmâr (Meyvaların sohbeti) eseri konusunda bir tartışma, Prof. Dr. M. Fuad Köprülü Anısına İkinci Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatları Öğretimi Sempozyumu Bildirileri, 17-19 Nisan, Ankara, 2017, seh.57-67, http://tdeegitimi.gazi.edu.tr/posts/view/title/sempozyum-kitabi-yayimlandi-196628
|