Ali Şamil HÜSEYİNOĞLU
(Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi
Folklor Enstitüsü, Bakü –Azerbaycan)
AZERBAYCAN'DA GAGAUZLARLA İLGİLİ KAYNAKLAR
Özet: Azerbaycan medyasında Gagauzlar hakkında ilk bilgiler. Azerbaycan'da okuyan ve doktora çalışmalarını savunan Gagauzlar. Gagauz manileri ve Azerbaycan bayatıların karşılaştırılması. Kaynaklarda Azerbaycan'da orta yüzyıllarda Gagauz köyünün varlığı. Azerbaycan’ın bölgelerindeki Komrat baba dağı, o dağdaki pir hakkında malumat. Oğuz ilçesindeki Daşağıl ve Bucak köylerinin Gagauz Yeri’ndeki aynı köyle karşılaştırılması.
Anahtar sözler: Azerbaycan, Gagauz Yeri, Komrat, Bucak, mani ve bayatılar.
Giriş.
Azerbaycan medyasında Gagauzlarla ilgili makaleler 1960 yıllından itibaren gün ışığına çıkmaya başlamıştır. Yıllar ilerledikçe onların da sayıları artmaya başlamıştır. Diğer halklar ile kıyasladığında Gagauzlar sayıca az olmalarına rağmen Azerbaycan’da onlara karşı ilgi büyük olmuştur. Azerbaycan'da bir kaç araştırıcı, yazar, gazeteci zaman-zaman Gagauzlar hakkında oldukça değerli makaleler yazmış, bilgiler vermiştir. Azerbaycan özgürlüğüne kavuştuktan sonra, gerek Azerbaycan topraklarında gerek ise ülke dışında Türk halklarını ve toplumlarını tanıtmak için kendine bir misyon üstlenmiştir. Azerbaycan Devlet Neşriyatı “Dünya Türkleri” başlığı ile kitaplar yayınlamağı planladı. Maalesef “Ahıska Türkleri”, “Uygurlar”, “Gagauzlar” adında broşürler basıldıktan sonra bu iş dayandırıldı. “Gagauzlar” kitabının basımından önce Gagauzlar hakkında değerli makaleler yazan Güllü Yoloğlu’nun (Yoloğlu, 1996) hazırladığı kitap ise Azeri okucuların dikkatini çekmiştir.
Ne yazık ki, bu güne dek ülkemizde basılmış olan makaleler gereken şekilde değerlendirilmemiş ve bu konuda bibliyografi bile hazırlanmamıştır.
Azerbaycan'da Gagazlar’la ilgili makaleler, kitaplar yayınlandıktan sonra çalışmalar burada tamamlanmamış, tam aksine daha da hız kazanmıştır. Buna istinaden Gagauzlar için milli kadrolar hazırlanmaya başlanmıştır. Böyle ki, Dionis (Deniz) Tanasoğlu 1965 yılda Azerbaycan İlimler Akademisi Dil ve Edebiyat Enstitüsü’nde akademik Memmedağa Şireliyev’in başkanlığında «Çağdaş Gagauz dilinde tabeli mürekkep cümle» konulu doktora çalışmasını hazırlamış; (Şamil, 2006:177), Fedora (Tudora) Arnaut 1999 yılda Azerbaycan İlimler Akademisi Nizami adına Edebiyat Enstitüsü’nde Prof.Dr. Kara Namazov’un danışmanlığı altında “Gagauz folklorunda mani nevi (Türkiye ve Azerbaycan mani-bayatı örnekleriyle karşılaştırma ) (Arnaut, 1999), ve Valentina (Güllü) Karanfil 2005 yılda Azerbaycan İlimler Akademisi Nesimi adına Dilcilik Enstitüsünde Prof. Hasan Guliyev ve Prof. Dionis Tanasoğlu’nun danışmanlığı altında “Gagauz dilinin leksikasında maişet sözleri” (Karanfil, 2004) doktora çalışmalarını yazarak filoloji ilmeleri namzedi alimlik derecesi ( filoloji dalında doktor unvanını ) almışlar.
Sovyetler Birliği’nin çöküşü ile birlikte birçok Gagauz gencine Azerbaycan’ın yüksek öğretim kurumları kapılarını açmış ve Gagauz Yeri’nden bu akın başlamıştır. Onların sayı 60 ı geçmiştir. Burada belirtmek gerekir ki, yeni kurulan Azerbaycan’ın devrimci ilk Cumhurbaşkanı Ebülfez Elçibey’in büyük katkıları vardır. Hatta kendisinin devamlı bu öğrencilerle bizzat ilgilenmeleri büyük bir olgudur. Ülkeye gelen Gagauz öğrencileri sanat, tarih, kültür, dil, hukuk, uluslararası ilişliker ve diğer alanlarda eğitim gördüler ve birçoğu eğitimlerini tamamladıktan sonra memleketlerine dönmüşlerdir. Maalesef bu gelişmeler son yıllarda durduruldu ve öğrenci gelişi tamamıyla kesildi.
İlk bakışta Azerbaycan- Gagauz ilişkilerinin iyi ve sıkı olduğu görülse dahi bu araştırmaların yetersiz olduğu bir gerçektir. Bu nedenle de Azerbaycan’da Gagauzlar ile ilgili malzemenin varoluşunu ortaya çıkarmak için sistemli bir araştırma yoluna gittik.
Emin Abid Gagauz manileri hakkında
Öğrencilik yıllarımda Gagauzlar hakkında Azerbaycan’da ilk bilgiye Emin Abid’in makalelerinde rastlamak mümkün olduğunun farkındaydım. 1898 yılda Bakı’da doğan, gençlik yıllarında gazete ve dergilerde milli şiirler ve öyküler yazan Emin Abid 1919-1926 yıllarda İstanbul Üniversitesi’nde eğitim gördükten sonra vatana döner ve ilmi araştırmalara başlar, Türk halklarının edebiyat, tarihi, folkloru ile ilgili oldukça değerli eserler yaratmıştır. 1938 yılın Ekim ayında tutuklanarak kurşuna dizilmesi birçoğu gibi onun da eserlerini araştırmacıların bilim adamların dikkatinden uzak salmıştır.
Emin Abidin 1928 yılın Ekim ayında tamamlamış olduğu “Türk halk edebiyatında mani nevi ve Azerbaycan bayatilerinin hususiyeti” makalesinde (Abid, 1930,4-5(9-10):9-42) beş bin bayatı-mani üzerinde bir araştırma yapmıştır (Şamilov, 1986,11:26-27). O, Türkiye, Irak Türkmenleri, Özbek, Kazak, Tatar ve diğer Türk halkları arasında geniş yayılmış olan dörtlüklerin tarihini incelemiş, kıyaslamalar yapmış ve neticede farklı coğrafyalarda oluşan ve farklı adlarla varolan dörtlüklerin kökeninin aynı noktaya geldiği ve aynı köke dayandığını bilimsel kanıtlar üzerinde anlatmıştır.
Varolan makalede iki defa Gagauzlar’dan da bahsetmiştir. Birinci defasında mani sözünün manasını açıklarken Emin Abid şöyle yazmıştır: “ Mani tabirinin manası bazı müsteşrikleri alakadar etmiştir. İlk defa olarak akademik A.Samoyiloviç Nevayinin tuyugları hakkında neşir ettiği kıymetli tetebönamede (araştırmada- A.Ş.) ("Müslüman dünyası", Petroqrad, 1917) bir vesile ile mani kelimesinden bahis ederken "Müasir Osmanlı ve Azerbaycanlılar mani deye yazarlar".
Kovalski de maninin mena’dan geldiğini doğrulamaktadır. Daha sonra mani kelimesini bir bildirisinde kaleme alan F.Köprülü’zade bile bu varolan kelimenin Türkçe’ye Arapça’dan seçtiğini savunmaya çalışmakta ve men yanı mâna kelimesinden oluştuğunu bildirmektedir.
Halbuki, bu müsteşriklerden yüzlerce yıl önce yetişen Evliya Çelebi seyahatnamesinde bu konuda noktayı koymuştur ve açıklamalarda bulunmuştur. On yedinci asrin araştırmacılarından olan bu gezginin seyahatnamesinde rastladığımız bir açıklama bize daha önceleri maninin Anadolu köylerinde devamlı kullanıldığını açıkça göstermekte. Evliya Çelebi manilerden gösterdiği örneklerden de görülmektedir adının ve örneğin aynısını kullanmakta. İşte gezginin kullanmış olduğu ifade ve örnekleri de aynen naklediyoruz:
"... Sahibi Perhiz, şahbaz bir yiğit kalkmış, üryan atına besmele ile tımar ediyor .Yederken bir savti hazin ile makamla şu beyti söyledi:
Öylemi halım felek,
Dil bilmez zalim felek,
Kestin can bağçasından,
İki nihalem felek.
Bu tarz ile mütesevvüfane felekten şikayet ediyordu. Hakir hayrette kalarak bu beyitten tefeül kesd ettim. Yene meniye avaz ederek şunu söyledi:
Baba kitap ile sen,
Uğraşma nafile sen,
Bundan bir iş eyle,
Anda yana bilesen.
Diğer mani:
Lalanın dünyası ne,
Aldanma dünyasıne,
Dünya benim diyenin,
Dün gittik dün yasine.
Bunları öyle garibene ve ciğer-süz bir seda ile okuyup ağladı (Evliya Çelebi seyahatnamesi, cilt 1, sahafa 211). Evliya Çelebinin gösterdiği numunelerin bugün bele Azerbaycan bayatileri içinde yaşadığını yukarıdaki izahata ilave edecek olursak, artık bu nevin Kırım, Gagauz Türklerinde olduğu gibi cenup Türklerinde de adının mani ve bunun da Arapça meniden geldiği hakkında ortaya sürülen fikre hiç bir şüphe kalmamış olur. Meni kelimesinin mani halına keçmesi ise ayn harfinin Türk ağzına göre değişmesinden başka bir şey değildir”.
Emin Abid Gagauz manilerinden söz açarken halk hakkında da bilgi vermeyi unutmuyor. W.Radlov’a dayanarak şu bilgileri vermekte: “Gagauzların menşei hakkında tetkikat yapan Radlov izahatını bu satirlerle hülasa ediyor: “Гагаузы потомки тюрков или узов(Огузов) кочевавщих когда-то в южно-русских степях», Образцы народой литературы тюркских племен, час. X, стр.XIX, С.Петервург, 1904 г.” (Abid, 1930,4-5(9-10):14)
Makalede kullanmış olduğu kaynaklar Azerbaycan sınırların ötesine çıkmakta ve eski Sovyetler Birliği’nde bulunan malzemelere dayanmakta. Emin Abid F.Köprlüzade’nin, T.Kowalski’nin, An. Li’nin ve başka araştırıcıların eserlerinden de ayrıca yararlanmıştır.
Emin Abid ikinci defa mani türü hakkında bilgi verirken şöyle yazıyor: “Mani şekli Garp-Şimali sahasında de kendine geniş bir mevki bulmaktadır. Bessarabiya’da şakin Gagauzlar’ın halk edebiyatında mani büyük bir mevgeye maliktir. Gagauz manilerinde dikkate layık olan bir cahat var ki, o da onların bir çoğunun bizim bayatilerin ayni olmasıdır. Bizde işletilen bayatilerin bir çoğu onlarda da vardır ve mani adını taşımaktadır. Radlovun gösterdiği numunelerden buraya yalnız bir nicesini nakli ederiz:
Tüfengim atılmayır,
Bahalı satılmayır.
Bu uzun gecelerde,
Yakız yatılmayır.
Gögde yıldız ellidir,
Ellisi de bellidir.
Sevişen kızların
Tomballarından bellidir.
Kala büyür saz olur
Saz açılıp yaz olur
Ben yarıma gül demem
Gülün ömrü az olur.
Gagauzların mani şekillerinde kafiye, gösterilen numunelerde olduğu gibi muayyen bir tarz göstermez. Radlovun nakil ettiği numunelerin de birinci ile üçüncü, ikinci ile dördüncü mısralar kafiye dar olan şekilleri de vardır.
Akademik İqnats Kunoşun neşir ettiği risalelerle Anadolu Türklerinin vaka olan neşriyatları da mani nevinin Rumeli ve Anadolu halk edebiyatının çok bol mahsullerinden olduğunu gösterir. Bu sahalarda bu nevi yalnız mani adı altında yad edilir. Bunlar texnikaca Azerbaycan’ca cinas saz bayatilerinden farklı olmakla beraber Gagauz manilerine daha yakındırlar. Kunoş mecmuasında bunlardan 400 dene toplaya bilmiştir. Buraya aldığımız numuneler bu mecmuadandır:
Bu gün pazar ertesi
Yandı yürek ortası
Eğil bir kez öpeyim
Ayrılıktır ötesi.
Karşıda tikili taş
Çift gezer iki kardaş
Büyüyü almaz tiraş
Küçügü pırlanta taş.
Deniz içinde sarayım
Seni kime sorayım
Sensiz keçen ömrümü
Ben ömrümü sayayım?
Elin elimde değil
Kılınc belimde değil
Yara gedmek isterem
Hüküm elimde değil.”
Emin Abid Gagauz manilerinin ikisini örnek olarak göstermekte ve Azerbaycan'da var olan örnekler ile karşılaştırmakta: “Bu bayatının Azerbaycan’daki şəkili:
Göyde yıldız ellidi,
Ellisi de bellidi.
Yeddi igit içinde,
Menim yarım bellidi.
Bu bayatının Azerbaycan’daki şəkili:
Men aşigem yaz olur,
Bülbül güle saz olur.
Sana gülüm demerem,
Gülün ömrü az olur.” (Abid, 1930,4-5(9-10):22)
Araştırıcı Tudora Arnaut konuya dikkat çekerken şu kanaate gelir ki, Emin Abid’in makalesinde yer alan Gagauz örnekleri Azerbaycan diline aktarılmış ve kelimeler o şekilde gösterilmiştir. Böyle ki, Gagauzlar arasında tüfengim değil tüfeyim, atılmayır değil atılmayor, bahalı değil paalı, satılmayır değil satılmayor, tombalarından değil tonbaların ve b. kullanırlar.(Şamil, Arnaut,1998:59)
Bu tür yanlışlıklar Emin Abid’in el yazmaları arşivlerinin olmadığından kaynaklanan yanlışlıklar mı , yoksa makaleyi yayımlayan dergiden mi oluştuğunu aydınlaştıramadık.
XX. yüzyılın 30. yıllarında başlanmış olan olumlu araştırmalar Sovyetler Birliği’nde zamanındaki irtica neticesinde durdurulmuş, ve ancak 30.lu yıldan sonra yeni istikamette yöneltilmiştir.
Azerbaycan kaynaklarında Gagauz köyü
Azerbaycan özgürlüğünü kazandıktan sonra kendi tarihine, kültürüne sahip çıkmasına imkân yarattı. Bu olumlu değişiklikleri dikkate alan akademik Ziya Bünyadov ve tarih ilimleri adayı Dr. Hüsamettin Memmedov (Qaramanlı) İstanbul’da Başbakanlık arşivinde bulunan Azerbaycan tarihine ait belgelerden bir kısmını 1996 yılda Bakıda «Elm» neşriyatında kiril alfabesinde bastırmışlardır (İrevan,1996). Elimize geçen bir belge ise vergi defteri niteliğini taşımaktaydı. Bu defterdeki bilgiler şunu içeriyordu: 16.yüzyılın sonlarında Safavi ve Osmanlı devletleri arasında dokuz yıl süren savaşa son verilmiş 1590’da anlaşma imzalanmıştı. Safaviler’in Kuzey Batı bölgeleri Osmanlı devletine katıldı. Yeni bölgede vergi toplanmasını nizama koymak için Osmanlı memurları siyahiye ( kayıt belgesi) alma keçirdiler. İşte bu siyahiye alma defterlerinden biri «İrevan eyaletinin mufassal defteri» adlanırdı Bu değerli kaynağın 210 sayfasında (İrevan, 1996:171) İrevan eyaletinin Garni nahiyesinde Gagauz adında bir köy olduğu gösterilir. Dana sonrakı dönemlerde ise bu bölge Safevi ve Osmanlı savaşlarında elden ele geçir. Osmanlılar bu bölgeyi tekrar ele geçirdiklerinde 1728’de vergi defterini yeniletirler.
Bölgenin tarihin öğrenen araştırıcı Aziz Alekperli yazır: “İrevan eyaletinin müfessel defteri"nde (1590) Gerni nahiyesinin Gagauz köyü, “İrevan eyaletinin icmal defteri"nde (1728) ise
hemin nahiyenin Gafavus köyü gibi kayda alınmıştır, lakin defteri çapa hazırlayanlar köyün adını düzgün okuya bilmediklerinden Gafavus adından sonra sual (?) işaresi koymuşlar. Köyde Hasan adlı şahsin tımarından devletin muhtelif vergiler şeklinde ilde 3.000 ağca gelir götürdüyü de hamin belgede gösterilmiştir.
İ. Şopende (1832) ise Kakavus adl ile Gernibasar mahalının haraba köyleri listesinde vermiştir ki, bu da onun 1826-1829 yıllarda Rusya-İran, Rusya-Osmanlı savaşları zamanı büyük dağıntılara maruz kalmasından ireli gelirdi”. (Elekberlı, 2002:449)
Aziz Alekberlı Budak Budakov ve Kiyasettin Geybullayevin Gagauz toponimini Orta Asiya türklerinin dillerindeki "qala xarabalığı" anlamında "kaka" sözünden ve yunan dilindeki us ekinden ibaret olması fikrice razılaş mır. Onun fikrince adın her iki komponenti Türk dilindedir. Fikrini de böyle izah ediyor: “ …burada sohbet Gagauz (Gaga-uz, yeni "ata uz", "büyük uz") Türklerinin adından gede biler ve gitmelidir. Gerbi Azerbaycan arazisinde Uz tayfasının adı ile bağlı toponimlere ne kadar tez-tez rast gelinmesi berede bu kitabın 1 cildinde, Vedibasar mahalı arazisindeki bezi köylerden (Kotuz, Küsüs, Heyranus, Hakıs ve s.) danışarken etraflı bahsi etmişiz . Bununla bele bir daha hatırlatmak isteyuroz ki, toponimlerdeki uz komponenti bir nece mana taşıya biler: 1. eski Türk tayfalarından olan Uz tayfasının adını; 2. teref, yan anlamını; 3. Türk dillerindeki "dere" anlamını 4. cem şekilçisi kimi.
Son olarak hahrlatırık ki, "İrevan eyaletinin mufessel defteri"nde (1590) Kavis adlı köyü, İ.Şopende (1832) ise Kavusdar (Gavuslar –E.E.) adlı monastır da kayde alınmışdır ki, biz bütün bu toponimleri eyniköklü hesab edirik“. (Elekberlı, 2002:449)
Maalisef artık bu bölgeden 20 yüzyılda Türkler kovulmuş, yerinde Rusyanın yardımıyla Ermenistan Cumhuriyeti kurulmuştur. Şimdi orada Gagauz köyü adında bir köye rastlanılmıyor. Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da Kiril və Mefodi kitaphanasında «Defteri sicili livayi İrevan» adlı bir vergi defteri de mevcuttur.. Bu belge bugüne kadar yayımlanmadıgı için bu yerde Gagauz adında köyün olup olmadığı biligilerine ulaşmamız zordur.
Daşağıllıra Gagauz deyinmesi hakkta üç bakış
Azerbaycan’ın Kuzeybatı bölgelerinde folklor malzemeleri derlenirken bazı noksanlar ve bilgiler dikkatimi çekmişti. Şeki ilinin Turan kasabasında yaşayan, ihtisası baytar olan akrabam İskender İbrahimoğlu söhbet esnasında kasabasında yaşayanların bir kısmına şaka ile karışık Gagauz adlandırdıklarını söyledi. Bu söz bayagı bir merakımı uyandırmıştı. Kasabada yaptığım araştırmadan sonucu malüm oldu, Oğuz ilinin Daşağıl köyünden kasabaya gelenlere Gagauz denir. Neden Daşağıllılar’a Gagauz deyirsiniz? diye –sordum.
Aldığım cevapları üç çeşitte oldu:
1. “Köyde günümüzde müselmanlar yaşasa da eski kilseler ve hirisyian kebirleri var. O kilsileri müselmanlar da ziyaret ederler. Şimdi orada yaşayanlar sonradan 19. yüzyıllda de meskunlaşmışlar. Köyümüzün kışlağı (ağıllarımız) Oğuz’dan aşağıdadır. Kışlağımız Bucak adlanır. Şimdi orada da bir köydür”( Akif Şükürov, Turan kasaba orta mektebinin Fransız dili öğretmeni, Daşağıl doğumlu).
2.“Bölgede sakin ( yaşayanlar) olanlar çoğunlukla müselmandır. Onlar da donuz saklamır. Daşağıllılar müselman olsalar da donuz saklayırdılar. Ona göre de onlara Gagauz deyirik”( Yaqub Nurmemmedov).
3. “ Daşağıllıların konuşması zor anlaşılırmış”(Ramiz Semedov).
Oğuz rayonunun Baş Daşağıl köyüne malzeme topladık. Köyün çevresinde çoklu kabristanlıklar var. Çok eskilerinin baştanları böyle toprakta itmiştir. Köyden aşağıda ise hiristian mabedinin harabelikleri kalır. Burada araştırılma aparılmamıştır. Baş Daşağıldan rayon merkezine geden yolun solunda Bucak adlı köy var. Şu köy hakkında “Azerbaycan toponimleri. Ensklopedik lüğet” kitabında yazılıp: “Bucak-Oğuz rayonunda köy. Baş Kafkas silsiləsinin eteğindedir. Asil adı Bucak Daşağıl. 19 yüzyılda köy arazisinde Güllü Bucaklı adlı icma vardı. Bölündükten sonra bir hissesi Daşağıl köyü yakınlığında yerleştiğine göre Bucak Daşağıl, diğer hissesi ise Mukas köyü yakınlığında olduğuna göre Mukas Bucak adlandırılmıştır. Köy Kozlu çayın sahilinde yerleşdiyine göre Kozlu Bucak da adlanırdı. Toponım Bucak tayfasının adı ile alakadardır. Eskiden Azerbaycanda Bucak adlı 7 köy vardır. Bucak etnonimi ile bağlı toponimler Kafkasda geniş yayılmıştır. 13 yüzyılda Moğollar Kıpçakları Şimali Kafkasda sıkıştırdıktan sonra bir hissesi, o cümleden Bucaklar Azerbaycana gelib meskunlaşmışlar. Bucaklar eski Bulgarların bir hissesi idiler. Dnepr-Dunay çayları ile Kara deniz arasında Bucak adlı yerde meskunlaştıklarından eski Bulgarların bir hissesi bu adı kabul etmiştiler. Hamin arazi Yunan kaynaklarında Okloss(künc, bucak) adlandırılırdı. Toponimin yayılma arenalı geniştir. Moldova arazisindeki cenup-şarki Bessarabiya düzü Bucak düzü adlanır. Türkiye’de aynı adlı yaşayış meskeni, rayon arazisinde Bucak çayı, İlisu köyünde (Kag rayonu) tabunu-tıresı var”.(Azerbaycan toponimleri, 1999: 101)
Baş Daşağıl köyü yakınlığında şimdi de Koca Bucak pınarı ve Koca Bucak çayırı var.
7 Bucak köyünden günümüze 3 kalmıştır ki, onlardan biri Oğuz, ikisi Yevlağ rayonundadır.
Komrat dağı ve Komrat baba piri
Yalnız dikkati çeken dağlık bölgede yerleşen Daşağıl köyünde hiristianlık abidelerinin olması, buraya müselmanların da başvurup ziyaret etmeleri, kışlağının Bucak adlanması değil, bölgede bugünkü Gagauz bölgesiyle ilgili başka toponimlerin de olmasıdır.
Oğuz yakınlığındaki Kabele ilinde Komrat baba adlı bir ocag-pir bulunmaktadır. Şu pir Komrat dağındadır. Sovyetler Birliği döneminde dini yerleri ziyaret etme yasağı olduğundan dolayı Komrat baba piri üzerindeki bina da yıkılıp uçmuştur. Son yıllarda orada tamir işleri götürülmüş bina yeniden kurulmuştur. Tahminim, tamir zamanı binanın eski mimarlığı korunmamıştır. Sebep, bu işi uzmanların değil amatörlerin yapmasıdır. Onlar da tamiri kendi bildikleri gibi yapmışlardır.
Komrat baba pirine genellikle çocuğu olmayanlar ziyarete-sitayişe gelir (Azerbaycan, 2005,13:502). Araştırıcı Metanet Abdullayeva Kabale rayonunun Mirzebeyli köyünde oturan 70 küsür yaşında olan Anaxanım Ağayeva’dan derlediği “Komrat” efsanesini de yayımlamıştır (Azerbaycan, 2005,13:517). Efsanede Hz. Ali’nin (Dördüncü halife Ali Abu Talib-A.Ş.) bölgeye savaşa geldiğini, burada bir hanımla evlendiğini, giderken doğacak evladına kolçağı yadigar koyup gittiğini anlatır. 7 il sonra bölgeye gelen Hz. Ali Murat adlı bir çocukla görüşür. Çocuğun dik başlılığı onun hoşuna gitmiyor ve sağ ayağıyla çocuğa “Ko-Murat” deyip dağa gönderiyor. Çocuğun düştüğü yerde büyük bir çukur meydana gelir. Hz. Ali daha sonra ise kendi doğma oğlunu atıp öldürdüğünü anlar. O günden beri burası pir yeri olarak ziyaret edilir. zamandan ora pire çevrilip.
Bu efsaneden de anlaşıldığı gibi asıl toponimik adını taşıyan Komrat yok, ancak kelime zamanla bu anlatım türüne dönüşmüştür.
Sonuc
Maalesef , Baş Daşağıl köyü yakınlığındaki ve bölgedeki hristian abideleri dağıtıldığından yazılı kaynaklar, kebir taşları bula bilmedik. Bölgenin kişilerinin çoğu ise 20 yüzyılın başlarında Otmannı köyünde ve başka köylerde yaşayan hiristianların komşu hırıstian köylülerden farklı olarak Türkçe konuştuklarını hatırlatırlar. Yazılı kebir taşları tapılsa bir ipucu olar. Taşlardaki adlar hristiyan dininden gelen adlar, soy adlar ise Türk adları olarsa burada yaşayan hristianların Gagauzlarla bağlılığını ispatlayan belge gibi değerlendirile bilerdi. Bölgede hristian Türklerinin yaşaması, yer adlarının Gagauzların yaşadıkları yer adı ile uyarlığı, burada yaşayanlara Gagauz denilmesi araştırıcılarımıza bölgeni taramak için işe başlamağa heveslendirmelidir. Topladığımız bilgiler bölgede daha detaylı araştırmaların yapılması yönünü açmaktadır!
Kaynaklar
1. Abid Emin.(1930) Türk halk edebiyatında mani nevi ve Azerbaycan bayatilerinin hususiyeti (Beş bin bayatı-manı üzerinde yapılmış bir teteböönamedir), “Azerbaycanı öyrenme yolu”,sayı 4-5(9-10).
2. Arnaut Fedora,(1999) Gagauz folklorunda mani nevi(Türkiye ve Azerbaycan mani-bayatı örnekleriyle karşılaştırma) Avtoreferat, Azerbaycan İlimler Akademisi Nizamı adına Edebiyat Enstitüsün, Bakı.
3. Azerbaycan Folklor Antologiyası.(2005)(Şeri-Zaqatala folkloru), Tertibçiler: f.e.n.prof İsrafil Abbaslı, f.e.n. Oruç Aliyev, f.e.n. Metanet Abdullayeva. “Seda” neşriyatı, Bakı.
4. Azerbaycan toponimleri. Ansiklopedik luğet(1999). Azerbaycan Ansiklopedik Neşriyat Birliyi. Bakı.
5. Aziz Alekberli(2002). Gerbi Azetrbaycan. İkinci kitap, Zengıbasar, Gernıbasar ve Kırkbulak mahalları. “Ağrıdağ” neşriyatı, Bakı.
6. İrevan eyaletinin icmal defteri(1996) Araştırma, tercüme, kayd ve ilavelerin müellifleri akademik Ziya Bünyadov və tarih ilimleri namzedi Hüsameddin Memmedov(Qaramanlı) “Elm” neşriyatı, Bakı
7. Karanfil Valentin.(2004) Gagauz dilinin leksikasında meişet sözleri. Avtoreferat, Azerbaycan İlimler Akademisi Nesimi adına Dilcilik Enstitüsü, Bakı.
8. Şamilov Ali.(1986) Emin Abid bayatilerimiz hakkında. “Elm ve heyat” dergisi, sayı 11.
9. Şamil Ali, Arnaut Tudora. (1998) Emin Abid ve Gagauz manileri, Kadimliyimiz-diriliyimizdir (tedkikatlar elmi toplusu).
10. Şamil Ali.(1999) Folklorcu Emin Abid. “Milli folklor” dergisi, (Ankara), sayı 42, 43.
11. Şamil Ali.(2006) İtkilerimiz. Türk dünyasının Deniz Tanasoğlu itkisi. “Dede Korqud” dergisi, sayı 4.
12. Yoloğlu Güllü.(1996) Gagauzlar, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakı.
Ali Shamil Huseyinoglu
Scientific worker in ANAS, Institute of Folklore
Baku, Azerbaijan
DOCUMENTS ABOUT GAGAUZS IN AZERBAIJAN
ABSTRACT: Initial documents about Gagauzs in Azerbaijan media. Gagauzs studying and defending a thesis in Azerbaijan. Gagauz manis in comparison to Azerbaijani bayatys. Existence of a Gagauz village in Middle ages in Azerbaijan according to documents. The Komrat Baba Dagh and its holy place in Azerbaijani regions. Dashaghyl and Boujag villages in an Oghouz region in comparison with the same villages in an Gagauz region.
Key words: Azerbaijan, Gagauz region, the Komrat, Boujag, manis and bayatys.
Çap olundu:Azərbaycanda Qaqauzlarla ilgili qaynaqlar. KBATEK-in XIV Uluslararası ədəbiyyat sempozyumunun (6-10 Ekim 2007) bildiriləri. Kişinyov, 2007, səh. 327-334.
|