KGB arşivinde Türkiye’den Azerbaycan’a davet edilmiş aydnılar hakkında belgeler

KGB ARŞİVİNDE TÜRKİYE’DEN AZERBAYCAN’A DAVET EDİLMİŞ AYDINLAR HAKKINDA BELGELER

 

Ali Şamil HÜSEYİNOĞLU[1] *

Özet

Rusya’nın Birinci Dünya Savaşı zamanı mağlubiyetiülkede karğaşayı artırdı. 1917. yılın ŞubatındaRomanovların 300 yıllık hakimiyetine son verilse de düzen sağlanmadı. Kurulmuş Müvekketi Hükumeti (keçidhükumetini) haman yılın Ekim’in 25’de Bolşevikler silahlı isyanla devirdiler. Sözde halklara özgürlük,insan hakları,sosyal beraberlik vaadi veren Bolşeviklerin yaptığı aslında Çarizm’in sömürge politikasından başka bir şey değildir.Ülkedeki düzensizlikden yararlanan esaret altındaki halklar özgürlük savaşı için ayaklanır.Binlerce insanın kanıpahasına bağımsız devletler kurulur.Rusya genelinde yeni kurulmuş milli devletler gibi 1918 yılında Mayıs’ın 28’de Azerbaycan bağımsızlığını ilan etmişdir.Malesef Rusya yeni kurulmuş devletleri tıkrar esaret altına almaya çalışırdı.

Yeni kurulmuş Azerbaycan hükümeti Rusya’nın baskısında kurtarmak, Ermeni çetelerini durdurmak için Osmanlı devletinden yardım ister. Kısa sürede bu isteği gerçekleşir.Osmanlı devleti Azerbaycan’a askeri birliğinyanı sıra öğretmenler, doktorlar veb.aydınlar de yollar. Onlar sadece şehirlerde değil, küçük kasabalarda da çeşitli zorunluklara rağmen soydaş ve dindaşlarının çocuklarına eğitim verirler.

Osmanlı devletinin çeşitli bölgelerinden gelmiş bu aydınlar sırasında erkeklerin yanı sıra Faike hanım Mustafazade, Naciye hanım Hilmikızı, Rafiye Ahmet kızı, Rahime Selim gibi kahraman, milletsever kadınlar daolmuş. Bolşevikler 1920 yılı Nisan’ın 28’de Azerbaycan’ı işgal ettikden sonra sadece milli önderler değil, hem de milli düşünceli sade vatandaşlara da repressiyaya maruz kaldılar. Kısa sürede 48 bin kişi kurşuna dizilir ve yahapsedilir. Bu haksızlığa dayanamayan insanlar silahlı isyana başlar.Osmanlı yüzbaşı Halil bey Şakirzade’nin yönettiği isyanı Bolşevikler büyük kayıp pahasına 1921 yılı Haziran’ın 3’de bastırırlar.

RövşenEşrefi, Hüseyin Vehdet, İbrahim Şakiri, Arif Üryan veb. şairler Osmanlı’dan gelerek kendi şiirleri ileAzerbaycan edebiyatındaki bağımsızlık çağrılarına destek çıkarlar. Bunlar Bolşevikleri sinirlendirir ve baskıyı daha da artırır.

Rusya’dan gelmiş Ermeni ve Bolşeviklerin baskısına rağmen Azerbaycan Sovyet Hükümeti’nin rehberleri yüksek okullarda ders vermek için Türkiye’den Mühittin Birgen, İsmail Hikmet, Halil Fikret, Cabbar Efendizade ve başka hocaları davet ederler. Azerbaycan hükümeti davet etmesine rağmen bu hocaları KGB baskısındankoruyamaz.Sıkca KGB’ye soruşturmaya davet edilen aydınlar sınırdışı edilir.KGB bu aydınların son grubunu 1927 yılında sınırdışı etse de, 1936-38 yılında tutukladıkları Azerbaycan aydınlarından Türkiye’den gelmiş aydınlar hakkında bilgi edinirler.

Anahtar kelimeler: Türkiyeli aydınlar, Azerbaycan, takipler, KGB, repressiya

 

Giriş

 

Sömürgecilerin kullandığı yöntem hep aynıdır: halkları etnik kimliğine, görüşüne göre bölerek isteklerini gerçekleştirmek. Somürge altındaki halklar da farklı yöntemlerle kendilerini savunmaya çaba gösterir. Böyle bir durumda gelenekden, inancdan, milli kimlikten kopmamak için Kafkasya Müslümanları kutsal yerleri ziyaret eder, evlatlarını İstanbul’da, Kahire’de, Şam’da, Necef’de, Gum’da okutmaya önem veriyorlardı. Hükümetin baskısına rağmen medreselere ve yeni tarz özel mekteplere Osmanlı’dan, Gacarlar devletinden hocalar getirilirdi.

Osmanlı Devleti’nden Faik Efendi, Hayrettin Şafik Efendi, Sultan Zeki, Akif Efendi, Ahmet Efendi, Savad Cavad (politikacı, dilbilimci, çevirmen ve yazar Ahmet Cavad Emre”nin kardeşi (1878-1961))  gibi başarılı hocaların Gence’deki Medreseyi-Ruhaniyey ve "Mektebül-Heyriyye"de (1900 yılından itibaren bu mektep  Rus-tatar mektebi adlandırılmağa başlar) çalışmak için devet edilmesini dediklerimize örnek göstere biliriz (Nebi Ceyhun, 2015, http://www.teleqraf.az/index.php/koshe/5384-mubarize.html).

1905 senesi ihtilalinden sonra “yumuşama” bölgelerde camiler, gazeteler, dergiler açılmasını hızlandırdı.İlk ve orta okulu Kastomonu’da bitirmiş Mehmet Cevdet İnancalp[2](1883-1952), Ahmet Kamal Akünal[3] (1873-1942), Halid Hürrem Sebribeyzade[4] veb. Bakü’da yeni tarz ders veren okullar açarak ders vermenin yanı sıra gezetelerde eğitim, milli mesele hakkında makaleler, şiirler de yayınlatırlardı.

Bir konuya dikkat etmek lazım. Osmanlı devetinden ister Azerbaycan’a, ister Kırım’a, ister Türküstan’a gitmiş kişilerin hepsi hakkında aynı fikri ibraz edemeyiz. Onların hepsini Osmanlı devletinin seçip gönderdiğini söylemekde yanlış olur. Kaynaklar onların az bir kısmının milli ve dini düşünceyi yaymak için gittiğini söylese de, çoğunluğun Abduhamid hükümetinin baskılarından yayınmak için, bazıları da günlük yaşamlarını temin etmek içingetmişlerdi.

 

1.Azerbaycan Halk Cümhuriyetinin Kurulması ve Milli Kadrolara İhtiyacın Artması

 

1918 yılı Mayıs’ta Kafkasya’dakı Geçici Hükumet çöktü. Bölgede yaşayan halkların ve etnik grupların bir araya gelerek normal devlet kura bilmediklerini gören Gürciler 1918 yıl Mayıs’ın 26’da özgürlüklerini ilan ettiler. İki gün sonra ise Azerbaycan ve Ermenistan özgürlüğünü ilan etse de onların durumu Gürciler’den farklı idi.Gürciler Tbilisi’yi kendilerine başkent ilan etmişlerdi.Azerbaycan Bakü’yükendi başkendi ilan etse de orada Bakü Kommunası adlı Bolşeviklerin oyuncak bir hükumeti vardı.Ermenilerin ise başkent seçmesi çok zor idi.OnlarErzurum’u,Van’ı başkent ilan etmeği planlar.Rus askeri birliklerinin geri çekilmesi, Osmanlı ordusunun oradayerleşmesi Ermenilerin isteğini gerçekleştirmesine engel olur.

Osmanlı devlet yetkililerinin onayı ile yoğunlukla Müsülmanların yaşadığı, eski İrevan hanlığının merkezi, Rus işgalinden sonra Erivan adlandırılan şehir Ermenilere başkent olarak verildi. Bu şartla ki, Ermeniler 10 bin kvadratmetrelik alanda devletlerini kuracak, Osmanlı devletinden toprak iddasında olmayacak, Müsülmanlar yaşayan kasaba ve köylere baskı yapmayacaklar. Maalesef Ermeni hükumeti verdiği vaadi tutmadı.

Nuru Paşa’nın rehberlik ettiği az sayıda Osmanlı askeribirliği Azerbaycan’a yardıma geldi. Az zamanda güçlü bir ordu yaratıldı. Kafkas İslam Ordusu adlandırılan bu askeri birlik sadece Bakü’yü kurtarmakla yetinmedi, hattahızla ilerleyerek Rus askeri birliklerini şimdiki Dağıstan Cümhuriyetinin başkenti Mahaçkala’dan Kuzey’e doğru kovdu.

30 Ekim1918yılındaOsmanlıdevleti ileyapılmış Mondros Mütarekesi (Mondros Barışması)Azerbaycan’ın ve Dağıstan’ın durumunu ağırlaştırdı. Antlaşmanın şartlarına göre Osmanlı orduları bölgeden geri çekilmeli, orayaİngiliz generalı Tomson’un rehberlik ettiği askeri birliğinin geçmesine izin verilmeli idi.Mağlup Osmanlı devleti şartlara uysa da ordudaki bazı asker ve subaylar istifa ederek Azerbaycan’da kalmayı tercih ettiler.

Azerbaycan’da kalan Osmanlı tebeelerinin hepsi aynı düşüncede değildi.Yeni kurulmuş, hiç bir gücüveuluslararası desteği olmayan Azerbaycan Cümhuriyetinin yetkilileri bölgede söz sahipi olan İngiliz generalıTomson’la işbirliği yapmak zorunda idi.Bu da İngilizlere karşı savaşmış, İngilizlerin Müslümanlar’a verdiklerizulümden haberdar Osmanlı askerve subaylarının hoşuna gitmez.Solcuların dünya devrimi, beraberlik, sulh,halklara bağımsızlık sloganları da bazı Osmanlı asker ve subaylarını Rusya’ya yönlendirir.

Azerbaycan HalkCumhuriyeti’ninyetkilileri Osmanlılar arasındaki bu fikir ayrılığından haberdar olsa da onların hepsine saygı duyar.Arif Ürfan, Rövşen Eşref, İbrahim Şakir ve başkaları dönem medyasında yayımlanmış eserlerde Türkcülük, milli vatanseverlik duyguları aşılar (Ahmedov, 2011:381).

Dönem hakkında araştırma yapmış Prof.Dr. İslam Ağayev yazmış ki, Türkiye’den gelmiş Rövşen Eşref, Hüseyin Vehdet, İbrahim Şakir, Arif Üryan gibi şairler kendi vatanseverlik şiirleri ile Azerbaycan’da yükselenbağımsızlık sloganlarına destek verirler (Ağayev, 2008:111, Ağayev, 1990:31 may).

Azerbaycan Halk Cümhuriyeti döneminde eğitime özellikle dikkat edilir.Yeni okullar, ünversite açılır. Kadrolar ise çok az idi. Bu yüzden de Azerbaycan yetkilileri kardeş Osmanlı devletinden yardım ister.Osmanlıdevletinden Azerbaycan’a gönderilen hocalar 1919 yılı sonbaharında çalışmaya başlar. Araştırıcı Prof.Dr. Adalet Tahirzade tarafından Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Arşivindeki 51.ve 57. fondda tesbit edilmiş Osmanlı devletinden gelerek Azerbaycan’da öğretmenlik yapmış kişilerin listesini aşağıda veriyoruz. Listede hocaların ismi, soyadı ve nerede çalıştıkları hakkında bilgiler verilmiştir:

1.Ahmet İsmet Efendi–Gence Öğretmenler Seminariyasının öğretmeni (18.11.1919’dan belge 3, iş 12, sayfa 96)

2.Ahmet Reşid bey, doktor–Bakü Politeknik Mektebinde Türkçe öğretmeni (20.11.1919’dan, belge 3, iş 12,sayfa 87)

3.Ahmet Sami Efendi Acemoğlu–Guba Ali İlkokulunun öğretmeni (28.12.1919’dan, belge 3, iş 12, sayfa 58)

4.Aziz Efendi–Bakü 1. Real Mekteb’inin hazırlık sınıflarında öğretmen (18.11.1919’dan, belge 3, iş 12, sayfa 95, 112)

5.Fahri Asef–Gence Erkek Öğretmenler Seminariyasının öğretmeni, Ağdaş Ali İbtidai Mektebinin öğretmeni (3.12.1919’dan, belge 3, iş 12, sayfa 9)

6.Fethi bey // Ahmet Fethi bey–Bakü Erkek Öğretmenler Seminariyasının öğretmeni (3.2.1920’den);İstanbul Maarif Nezaretinden aldığı onay belgesini Azerberbaycan Maarif Komissarlığından 4.2.1922’de geri almış–belge 3, iş 333).

7.Fikri Gasım–Şeki Erkek Gimnaziyasında Matematik ve Türkçe öğretmeni (10.9.1919’dan, belge 3, iş 8,sayfa 73; belge 3, iş 12, sayfa 34)

8.Hamid Abdulkadir –Zagatala Ali İbtidai mektebinde öğretmen (8.9.1919’dan, belge 3, iş 8, sayfa 52)

9.Hilmi Efendi İzmirli–Zagatala Rüşdiyye mektebinin Türkçe öğretmeni (1.2.1920’den, belge 3, iş 346. Sayfa7)

10.Gasım Fikri-–Şeki Erkek Gimnaziyasının öğretmeni (1919, belge 3, iş 418, sayfa 4a)

11.Mahmud Şevket–Lenkeran Erkek Gimnaziyasında öğretmen (28.10.1919’dan, belge 3, iş 12, vere 165)

12.Mehmed Sami–Bakü Mariya Kadın Gimnaziyası milli sınıflarında öğretmen (8.9.1919’dan, belge 3, iş418, sayfa 1a; belge 3, iş 8, sayfa 62)

13.Mustafa Sami Efendi –Bakü 2. erkek gimnaziyasının milli sınıflarındaöğretmen (18.11.1919’dan, belge 3,iş 12, sayfa 94)

14.Mustafa Şevket Efendi–Şeki Erkek Gimnaziyasının milli sınıflar öğretmeni (22.12.1919, belge 3, iş 12,sayfa 47)

15.Naciye hanım Hilmi kızı–Bakü Kadın Öğretmen Seminariyasının (darülöğretmenatın)başkanı tayin edilmiş (9.2.1920-den), fakat söz konusu seminariya açılmamış; Naci hanım 1921’in Nisan ayından sonra Türkiye’ye dönmeye mecbur kalmış, belge 3, iş 258; belge 1, iş 21, sayfa 110, 111, 133, 136 (son 2si Türkce sayfae rusca mektublarıdır)

16.NazimEfendi –Gence Öğretmenler Seminariyasının öğretmeni (18.11.1919’dan, belge 3, iş 12, sayfa 97)

17.Cavad Kamil Osmanzade–Bakü Birinci Milli Kadın Gimnaziyası milli sınıflarının öğretmeni (7.9.1919’dan,belge 3, ish 8, sayfa 65;belge 3, iş 12, sayfa 31;belge 3, iş 418, sayfa 3a)

18.Rafiye Ahmet kızı –Lenkeran Kadın Gimnaziyasında öğretmen (31.1.1921’de, belge 1, iş 21, sayfa 10; belge 1, iş176, sayfa 5)

19.Reşid Süreyya–Bakü Erkek Öğretmenler Seminariyasında öğretmen (3.2.1920’den, belge 3,iş 254; iş255, sayfa 1)

20.Yaşar Efendi–Şeki Erkek Gimnaziyasının riyaziyyat öğretmeni (18.11.1919’dan, belge 3, iş 12, sayfa 98)

21.Bahri Mühiddin–Gazak Erkek Öğretmenler Seminariyasının öğretmeni (1.12.1919’dan, belge 3, iş 12, sayfa 12)

Aşağıda adı geçen kişilerin listesinden belli oluyor ki, Bolşevikler Azerbaycan’ı işgal ettikden sonra da Osmanlı’dan ogretmenlerin gelişi devam etmiştir. Önceden bağlanmış antlaşmanın devamı gibi Bolşevikdöneminde aşağıdaki adı listede geçen kişiler okullardaçalışmaya başlamışlar:

1.Faik Reşid oğlu (Reşidzade)–Bakü Darülöğretmenininin (erkek öğretmenler seminariyasının) öğretmeni (19.2.1921’de); Nerimanov Teknikumunun (seminariyası) öğretmeni (1925-de belge1, iş 21, sayfa61-62, 72

2.Mustafazade Ziyaeddin Efendi–Türkiye’de universitetde hukuk fakültesini bitirmiş, Bakü’da öğretmen(6.11.1920’de; belge 1, iş 23-3, sayfa 657); öğretmen (31.1.1921’de; belge 1, iş 21, sayfa 10, belge 1, iş176, sayfa 5)

3.Faike hanım Mustafazade (Ziyaeddin Efendinin hanımı) – Darülöğretmenat’ı bitirmiş, Bakü’da öğretmen(6.11.1920’de; belge 1, iş 23-3, sayfa 657); öğretmen (31.1.1921’de; belge 1, iş 21, sayfa 10, belge 1, iş176, sayfa5)

4.Müzeffer Nami – Bakü Darülöğretmeninin başkanı (Haziran 1920; belge 1, iş 23-I, sayfa 132); Baküöğretmenler hazırlayan 1 senelik kursun Türk bölmesinde lektör (2.3.1921’den) –belge 1, iş 7, sayfa 16, 64)

5.Mustafa Durmuş Efendi – Bakü 1. ve 2. (18.11.1919’dan) Real Mektep’lerinin milliınıflarında öğretmen;Bakü öğretmenler hazırlayan bir senelik kursun Türk bölmesinde lektör (2.3.1921’den belge1, iş 7, sayfa 16, 64;belge3, iş 12, sayfa 95, 100, 112)

6.Rehime Selim – öğretmen (21.11.19121’de) –belge 1, iş 174, sayfa 78)

7.Hallil bey Şakirzade (Osmanlı ordusunun geçmiş subayı. Onun rehberliği ile Sovyetler’e karşı çıkmış isyan2-3 Temmuz 1921’de «ÇK» tarafından gaddarca susturulmuştur) – ADİOT, 45

8.Abbas Sultanov - Bakü’da Fehle fakültesinin başkanı (Tahirzade, 2005)

9.İbrahim Edhem Mustafa oğlu – 30 yaş, Türkiye tebeesi, İstanbul’da okumuş, geçmiş Osmanlı subayı,partisiz, evli, Balahanı’da Türkçe öğretmeni, şüpheli sahıs gibi «ÇK» tarafından üç kez hapsedilmiş (Tahirzade,2005).

10.Şevket Süreyya Aydemir- 1919-1920 yıllarda Nuxada(Şekide) oğretmen ve Ermeniler'e karşı kurulangönüllü birliğin kumandanı.(Kafkasya Cephesi'nde çarpıştığı yıllarda okuduğu Müfide Ferit'in Aydemir adlı romanıonu çok etkiledirmiş ve ileride Soyadı Kanunu çıktığında Aydemir soyadını seçmiştir).

Azerbaycan Halk Cümhuriyetinin davet ettiği oğretmenler arasında yukarıda ismini saydığımız kişilerolmasına rağmen Muhittin Birgen onları böyle karakterize eder: “İstanbul’dan götürülmüş olan bir takımmuallimler, maalesef, çok zayıf çıkmışlardı. Maalesef, bizimkiler orada ilimden ve vazifeden başka her şeylemeşgul olmuşlardı.Azerilerin (Muhittin Birgen Azeriler demekle büyük bir yanlış yapmakta.Onun çalıştığı dönemsadece Azerbaycan’da, Kafkasya’da, İran’da değil eski Sovyetler Birliği’nde Türkler terimi kullanılmakta idi.1936yılından sonra Sovyetlerin baskısı ile Türkler kelimesi Azerbaycanlılar kelimesinin yerine geçti.Muhittin Birgen deyanlış olarak kitabında Azerbaycan Türkleri kelimesi yerine Azeriler kelimesini kullanmıştır -A.Ş.H.)yegânememnun oldukları insan, Bakû Darülmuallimini idare etmiş olan –eski bir mektep arkadaşım– Muzaffer’di.Muzaffer’i bir aralık Çanakkale maarif müdürü olarak ve sonra da Ameli Hayat mektebi müdürü olarakgörmüştüm.Şimdi nerede olduğunu bilmiyorum” (Birgen, 2006:215).

Muhittin Birgen’in fikrile razılaşmamız imkansız.Yukarıda isimlerini verdiğimiz kişilerin listesi onu gösteriyorki, Azerbaycan’a sıradan bir öğretmen gibi gelenler arasında sonradan ünlü bilim adamı gibi tanınmış kişiler devar.

 

Onlardan bır kaçının ismini aşağıda veriyoruz.

 

1.Reşid Süreyyâ Gürseydir (1889-1962). Azerbaycan’dan gittikten sonra o eğitimini devam ettirerek doktor,dahiliye uzmanı, röntgen uzmanı, matematikçi, fizikçi, lisan uzmanı, estetikçi, münekkit, hatib, şair, ressam... gibimeşhurlaşmıştır. Bu kadar kabiliyeti bir araya toplayanmütefekkir, hayattaki dönemeçlerin tebabete hizmetbakımından pilanlı hareket etmekteolmasının neticesi olduğunu ve uzun zamandan beri bulunduğu Amerika'da'Teorik Tıp' ilminin esaslarını kurmakla meşgul bulunduğunu söylüyordu (http://www.kuantumevreni.com/

?pnum=261&pt= Re%C5%9Fit%20s%C3%BCreyya%20G%C3%BCrsey%20kimdir?).

2.Remziye Hisar (1902-1992). Fransız Sorbonne Üniversitesi’nden mezun ilk Türk kadınıdır.TürkiyeCumhuriyeti’nin ilk kadın kimyacısı olan Remziye Hanım Bakü’da öğretmenlik yaparken Reşid Süreyyâ Gürsey ileevlenir.Çiçeği burnunda evliler Sovyet basksından zor kurtararak Türkiye’ye döner. O, Dünyaca ünlü fizikçi FezaGürsey ve Milletlerarası Pisikoloji Cemiyeti’nin tek Türk üyesi psikyatristi Deha Hanım’ın annesidir(http://tunel.mk/?p=781).

3.Şevket Süreyya Aydemir(1897-1976)- Türk yazar, düşün insanı, iktisatçı, tarihçi. Gencliginde Turancıgörüşleri benimseyen Şevket Süreyya I. Dünya Savaşı'nda gönüllü olarak savaşa katılır ve yaralanır.1918 yıldakuraulan Azerbaycan Halk Cümhuriyetinin Osmanlı hükümetinden öğretmen istemesi üzerinde Nuha kazasına(bugünkü adıyla Şeki) öğretmen olarak atanır.1919–1920 yıllarda öğretmenlikle yanı sıra Ermeniler'e karşıkurulan gönüllü birliğin kumandanı olur.

Sovyetler Azerbaycanı işğal itdikden sonra 1920 yılın Eylülünde Bakü’de toplanan DoğuHalkları Kurultayı’naNuha Delegesi olarak katılır. Bu kongreye katılması onun komünizme merakını arttırır. Kurtultay'dan 10 gün sonrayine Bakü'de gerçekleşen Türkiye Komünist Fırkası'nın toplantısına da katılan Şevket Süreyya, merak ettiğiideolojiyi öğrenmek isteiği ağır basınca Milli Mücadele'ye katılmak yerine Nuha'ya dönmeyi tercih etir. Batum'agittiğinde Komünist Parti'ye girir.Sonra Moskova'ya giderek birçok Türk öğrenicinin de öğrenim gördüğü DoğuEmekçileri Komünist Üniversitesi'ne (KUTV) kaydoluyor.İktisadi ve Sosyal Bilimler Okulu 'nda ekonomi eğitimi alır.1923 yılında Türkiye'ye geri dönür.

“Şevket Süreyya, bu dönemdeki siyasal ve ekonomik görüşlerini İnkılap ve Kadro adlı kitabında dile getirdi.1924 yayınlanan Lenin ve Leninizm, 1930 yayınlanan Cihan İktisadiyatında Türkiye, kendi hayat hikâyesini de1959'da yayımladığı Suyu Arayan Adam adlı kitabın da anlattı. Bu tarihten sonra yoğun bir yazı dönemine girdi.Toprak Uyanırsa adlı romanında bir Anadolu köyünün bir aydının öncülüğüyle kalkınması hikaye ediliyordu. TekAdam Mustafa Kemal İkinci Adam, İsmet İnönü'nün hayat hikayesi Menderes'in dramı (1969), Makedonya'dan,

Orta Asya ya Enver Paşa adlı biyografya eserleri, kahramanlarının ayrıntılı hayat hikayeleriyle birlikte BirinciMeşrutiyetten günümüze kadar Türk toplumunun geçirdiği değişmeleri ve yaşanan olayları dile getirir”.(http://www.kimkimdir.gen.tr/ kimkimdir.php?id=518)

4.Hallil bey Şakirzade- Osmanlı ordusunun subayı olmuş Hallil bey Şakirzadenın Bolşevikler’e karşı halkayaklanmasına rehberlik etdigi, ayaklanma 1921 yılı Temmuz’un 2-3’de amansızlıkla yatırldığından söz edilir(ADİOT, 45).

Osmanlı ordusundan çeşitli sebeplerden Azerbaycan’da kalmış asker ve subayların Sovyetler’e karşıayaklanmalarında iştirakı ve bazen ayaklanmalara rehberlik etmeleri yeni bir araştırma konusu olmalıdır.

 

2.Bolşeviklerin Azerbaycan’ı İşgalinden Sonra Davet Edilmiş Türkiyeli Aydınlar ve KGB’nin Baskısı

 

Bolşevikler Azerbaycan’ı 1920 yılı Nisan’ın 27.günü işgal ettikden sonra topluca kurşuna dizmelere vegözaltına almalar başladı. Ölümden ve baskılardan kurtulmak için onbinlerle kişi mühacerete gitmek zorundakaldı. 1920 yılı Nisanın’dan 1921 yılı Ağustos’una kadarBolşevikler Azerbaycan’da 48 bin kişiyi kurşuna dizmişdirki, bunun da çoğu aydınlar idi (Nezerli, 1995:197). Azerbaycan’da Bolşevik işgalinin ilk beş yılında 60’a yakın isyanolmuş, bir çok siyasi parti gizli faaliyete geçmiştir (Gasımov, 1998:74).

Bolşevik işgaline kadar solçu olanların bir kısmı halka yapılan zulmü görünce aldatıldıklarını anlarlar. Buyüzden de isyancılara katılırlar ve ya ülkeyi terketmek zorunda kalırlar. Azerbaycan SSCB Halk Maarif KomissarıDadaş Bünyadzade 1920 yılında yazmış ki, bütün ülkede eğitimli Müslüman 62 kişidir, Azerbaycan’dakiöğretmenlerden yalnız 75 kişinin seminariya eğitimi var, 5 kişi öğretmenler Enstitüsünü bitirmiş ve 14 kişi yüksekokulludur (Bünyadzade, 1920:1).Profesör Adalet Tahirzade ise Sovyetler Birliği çökdükten sonra arşivlerdeyaptığı araştırma sonucunda 800’den fazla Azerbaycanlının ünversitetlerde okuduğunu belgelerle ortaya koydu.

Böyle büyük kadro bazını mahv eden, mühacerete gitmeye zorlayan Bolşevıkler ise kadroyetersizliğindenşikayetlenirlerdi.

Osmanlıları düşman gibi görseler de yönetimi düzene sokmak için Bolşevikler Birinci Cihan SavaşındaRusya’ya esir düşmüş solçu Osmanlılar’dan yararlanmaya çalışırlar. Onları Muhittin Birgen şöyle tanıtmakta:“Kafkasya’nın istilasını müteakip bu memlekete gitmiş olan Türklerin son tortuları olmak üzere orada biraz daTürk kalmıştı. Bunların pek çoğu Komünist olmuştu.Fakat Komünist teşkilatı bunların hiçbirine emniyet ve itimatgöstermemiş, bir kısmını alelade istihbarat vasıtası olarak kullanmış, bir kısmını da şu veya bu tarzda adi işlerevermiştir.

Esasen içlerinde kültür sahibi olan insan da yoktu ve bunların bir çoğu da bizlere görünmezlerdi.

Gördüklerim, bir aralık İstanbul mektupçuluğu etmiş olan Salih Zeki ile Bakû’da Komünistgazetesinde muharrirlikyapan ve aslen Türk değil, Arnavut olan Ahmet Bedii idi. Bu, külüstür bir muharrirdi; Türk memleketindeTürkçülük ile itham edilmekten korktuğu ve komünist teşkilatına yaranmak istediği için her vesilede kendisininArnavut olduğunu iddia eder ve biz Türklerin aleyhimizde bulunurdu. Bu zümreden olanların diğerlerini hiçgörmedim (Birgen, 2006:215).

Muhittin Birgen’in “bir kısmını da şu veya bu tarzda adi işlere vermiştir” fikrini kabullenemeyiz.Şöyle ki,yukarıda adı geçen Ahmet Bedii Trinc Azerbaycan’da üst düzey kademede çalışmıştır. O, 1936 yılında gözaltınaalınana kadar Azerbaycan Komünist Partisi Merkezi Komitesinin“Kommunist” gazetesinde başyazarlık,Azerbaycan Devlet Neşriyyatının başkanı, Azerbaycan Devlet Teatrosunun başkanı gibi mühim görevlerdeçalışmıştır. 1937 yılında ise kurşuna dizilmiştir.

Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cümhuriyetinin üst kademe yetkilileri de kadro yetersizliğinden milli hükümetinyolu ile gitmek zorunda kalmış genç Türkiye Cümhuriyetinden de kadrolar davet ederlerdi. Bu kadroların davetolunmasını yabancı ülkelerden Sovyetler’e gelen kişilere Sovyet yetkilileri arasında ikili bakış vardı.Yüksekkademedeki Sovyet bürokratlarının bir kısmı yabancı ülkeden gelen kadroların Sovyetler birliğinde Komünizm,Marksizm-leninizm idyolojisini öğrenip geri dönerken kendi ülkelerinde devrim yapacakları düşüncesinde idi.

KGB yetkililerinin çoğunluğu ise yabancı ülkelerdem gelenleri pek sevmez, onları izler, her zaman baskıaltında tutmaya çalışırlardı.

Bunu KGB arşivindeki P-297 sayılı dosya açıkca göstermekte. Orada “tahsil ocakları için Türk öğretmenler vealimlerin (prof. İsmail Hikmet, Halil Fikret, Abdul Cefer efendi, Akif bey ve b. )davet edildiği yazılmakta.Azerbaycan’a davet edilmiş Türkler aydınlar ve gençler arasında propoganda yaparak, onlarda bağımsızlıkdüşüncelerini daha da güçlendirir ve onları bu iş uğrunda savaşa davet ederler” (Gasımov,1998:74).

1906`da 20 yaşlarında iken o zamanlar gizli bir dernek olan İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne üye olmuş,sonralar İttihat ve Terakki tarafından İstanbul Teftiş Kurulu'na çağrılmış (1908), bu tarihten sonra parti müfettişiolarak Anadolu ve Rumeli'yide çalışmış Memduh Şevket Esendal (1883-1952) 1920`de TBMM hükümetinin ilkorta elçisi olarak Azerbaycan'a gönderilesi yeni kurulmuş Türkiye hükumetinin başarılı adımı.

Memduh Şevket Esendal az bir zaman kendini sosyalist görüşlü, dünya devrimi sevdalısı, Türkiye’deSosyalist bir hükümetin kurulmasını isteğen birisi gibi tanıtarak Azerbaycan hükümetinin bakanlarının ve üstdüzey kademe bürokratlarının saygısını kazanır. Bundan da ister Azerbaycan’daki eski Osmanlı devletivatandaşlarının, isterse de Azerbaycan’da milletci, vatansever kişilere faydalı olabilir.Rusya esir düşmüş Osmanlıordusu mensuplarının ve onların sırasında KGB baskısı altında olan bir çok kişilerin Türkiye’ye gitmesine yadımcıolur. Hem de Türkiye’den Azerbaycan’a çalışmak için gönderilmiş kişilerin seçilmesine özellikle dikkat eder.

 

2.1.Muhittin Bigen

 

İttihat ve Terakki bünyesinde ekonomik sorunlara eğilmiş ve devlete ekonomik sorumluluklar yüklemiş, buarada Bolşevik devriminin gündeme getirdiği dönüşümleri ilgiyle izlemiş bir 'sol kanat'ın oluşmasına nedenolmuştur.İşte Muhittin Birgen bu 'sol kanat'a mensup bir İttihatçıdır. Mesleki temsil programının kabulgörmemesi üzerine hayranlık duyduğu Bolşevik İhtilali'ni yakından incelemek amacıyla Kafkasya'ya gider.

Gürcistan’ın başkenti Tbilisi’ye tacir sıfatıyla gelmiş Muhittin Birgen 1921 yılı Ağustosu’nda Moskova’yagittiği sırada Bakü’da idi. Moskva’da iki aya kadar yaşar, İttihatçıların Üçüncü Enternasyonel doğrultusundayurtdışında örgütledikleri İslam İhtilal Cemiyetleri İttihadı'na yakın olur. Geri dönerken Bakü’da on gün kalır ve ongün içinde Azerbaycan’ın maarif ve kültür işlerini yapmaya önem verir.Sefarethane vasıtasıyla bir randevu alarakMaarif Komiseri Dadaş Bünyadzade ile de konuşur, yeniden Tbilisi’ye döner.

Muhittin Birgen “Tbilisi’de arkadaşı, Nazmi Topçuoğlu ile birlikte memlekete avdete karar vermişbulunuyorken bir gün Bakû’da maarif komiseri Mustafa Kulief’ten (Dadaş Bünyadzade görevden alınarak başkabir üztdüzeyde görev- Halk Erzak(Gıda) Komıserı(Bakanı) görevi verilmiştir-A.Ş.H.) bir mektup aldığını vemektupda onu Azerbaycan maarifinin ıslahı için Bakû’ya gitmeye davet edidigini” yazmış (Birgen, 2006:221).Muhittin Birgen o dönemin durumu ve kendi hakkında yazmış: “O tarihte Azerbaycan’ın siyasi hakları haylidaraltılmış olduğu için, halk karşısında kendilerini müşkül mevkide hisseden Azeri Komünistleri, hiç olmazsa millimaarife kuvvet vermek suretiyle kendilerini sevdirmek ihtiyacını hissediyorlardı. Benim Tiflis’te geçirdiğim birbuçuk sene içinde siyasetle meşgul olmayışım, buna mukabil bir taraftan ticaretle uğraşmakla beraber birtaraftan da ilim ile uğraştığım da birçok Azeriye malumdu. (Birgen, 2006:221).

Bakü’da Âli Pedagoji Enstitülerinde ve b. mekteplerde ders vermiş, “Maarif ve Medeniyet” ünvanlı aylık birkültür mecmuasının on bir nüshasını yayımlanmasına yardımç olmuş Muhittin Birgen Türkiye’den öğretmendavet edilmesini ve kitaplar getirilmesini başarır (Birgen, 2006:221). Bu konudan söz açarken yazmış:“Muallimlerden ikisi hakikaten çok iyi insanlardı. Biri, o sıralarda Tevfik Fikret’in yerine kolejde Türkçe ve edebiyatdersini veren İsmail Hikmet Ertaylan, öteki de Almanya’da tecrübi ruhiyat ihtisası yapmış olan Halil Fikret Kanadidi.Üçüncüsü İstanbul’un yüksek darülmualliminden çıkmış ve aslen Azerbaycanlı, Sekili Cebbar (Efendizade) idi.Bu üçüncü unsur zayıf idi.Bilahare mahalli siyasete ve fırkacılığı da karışarak hoca sıfatıyla mahsul veren bir insanolmadı.Bu kitaplar ve muallimler ancak ders senesinin sonuna doğru gelmişti. O zamana kadar ben Azerilere birpsikoloji kitabı yazdım ve Azeri lehçesi için dört sene üzerine tertip edilmiş bir gramer vücuda getirdim. Azerilehçesi için gramer demek, bizimkinden başka bir şey demek değildir (Birgen, 2006:221) .

Bakü’da bulunduğu on dört ay içinde hayatının en kesif bir çalışma devresini yaşamış Muhittin daim baskıaltında olur. Bu konuda hatıralarında yazmış: “Anlaşılıyordu ki Çeka’yı harekete getirenler “bizimkiler”dir. Siyasizabıtanın çalışma usullerinden biri de işleri, güçleri şurada ve burada dolaşıp amirlerine her gün raporlarvermekten ibaret olan bir takım adamlar kullanmaktır. Bu adamlar, her gün bir rapor vermeye ve raporda az veyaçok enteresan malumat bulundurmaya mecburdurlar (Birgen, 2006:229).

Uzun takibden sonra, yanı 1923 yılı Ağustos’un sonlarında Muhittin Birgen’i evinden araba ile nezaketleKGB’ye götürürler. Onunla milliyetce ermeni olan KGB elamanı arasında olan konuşmaları hatiralarında genişanlatan Muhittin Birgen sonra vardığı sonuc hakkında yazmış: “Karar Rusçayazılmıştı. Manası, Çekariyasetdivanınca benim Azerbaycan’ı terke davet edilmeme karar verilmiş olmasından ibaretti. Bu kararın tatbiki için birhafta muhlet tayin edilmişti. Bu bir hafta içinde, ben harekete ait hazırlıklarımı yapacaktım. Ancak Azerbaycan vesonra da Sovyethudutlarını hangi noktadan terk edeceğimi Çeka’ya şimdiden beyan etmeye davet olunuyordum (Birgen, 2006:252).

Azerbaycan’ın bakanlarının ve hükümet yetkililerinin baskısıyla KGB kararını değişir.Azerbaycan yetkilileriMuhittin Birgen’e sevgi saygı duyar, bir daha öyle bir olay baş vermeyeceğine dair onu inadırmaya çalışırlar. O,yetkililerin samimiyetine inansa da durumu doğru değerlendirir. Şöyle ki, onun Azerbaycan’da kalarak işini devam etidmesinde israrlı olan Azerbaycan Maaif Bakanı ile arasında geçmiş konuşmayı şöyle anlatır: “ Pekala... (Azerbaycan hükümeti)Çekaüzerine de hakim midir?

─ Çekaüzerine hakimdir diyebilmem[5]. Ancak bu barede[6]şunu diyebilirem ki heç yerde[7]hükümet Çekaüzerine hakim değildi[8]. O, müstakildi.

─ Böyle olanda, Çeka’nın bana heç zaman dokunmayacağını hükümet boynuna alabiler?

Bu nagihani taarruz suali Kuliyef’i birdenbire düşünmeye sevketti. O zamana kadar memleketin dahilisiyaset işlerine dair, pek yakın dostlarım müstesna, hiç kimse ile hiçbir şey konuşmamıştım. İlk defa olarak, dahilisiyasetin bu derin tarafına dokunuyor ve Azerbaycandevletinin maarif komiserini, bu mühim noktada bana sarihbir cevap vermek zarureti karşısında bulunduruyordum. Böyle bir sual başka bir zaman ve alelade bir vesile ilesorulsa, belki de Kuliefgücenirdi; fakat, iyi kalpli ve iyilik isteyen bir adamolduğu için, beni, içinde bulunduğumşartların sevki zaruretiyle sormuş olduğum bu sualden dolayı darılmadı, düşündü, biraz sonra bana dolayısıyla bircevap verdi.

─ Gördünüz, dedi;size hiçbir şey yaptırmadık ve kararı geri aldırdık.

─ Fakat,dedim;bir ikinci defa da aynı şeyi yapabileceğinizi bana resmen taahhüt edebilir misiniz? Mesela,Çeka, beni herhangi bir sebeple yakalayıp badvala[9]atsa gelip beni oradan çıkarabilir misiniz? Unutmayınız kibenim yanımda bir de ailem var...

Muhatabım, bu defa daha derin düşündü.Samimi bir insan olduğu için bu sualimle derin bir nefis murakabesine dalmıştı. Onu bu nefis murakabesinde daha fazla bir tesir altında tutmak için ilave ettim:

─ Eğer, dedim; AzeriÇekası, Azerilerinelinde bulunmuş olsaydı, ben sizin arzunuzdan dışarı çıkmaz, kalmak kararını çoktan verirdim. Fakat, ben orada Azeri yerine Ermenive Yahudigörüyorum. İnkılap bu işleri böyle tutmayı, kendisi için hayırlıve zaruri görmüş olabilir; buna bir diyeceğim yoktur; fakatbu müşahede beniürkütüyor. Bir ikinci defa, bana karşı Çekadandaha kuvvetli bir hücum gelebilir ve sizler de bunun önüne geçebilmezsiniz... Düz?[10]

Bu son suale cevap vermek üzere,başını kaldırdı ve bana hak veren gözlerle yüzüme bakarak:

─ Evet, düz...Dedi ve sonra da daha kat’i bir hükümle ileri giderek ilave etti:

─ Düz danışarsın, Mehettin efendi, gerek ki gedesen!(Birgen, 2006:263)

Muhittin Birgen KGB takibinden kurtulub Türkiye’ye dönse de Azerbaycan ve azerbaycanlılar hakkındadüşüncelerini yazmış: “İşte Azerbaycanbudur, işte Türkiye’de yakın zamanlara kadar kâh Meşhedi, kâh Acemdiye kendisiyle Osmanlınınve Osmanlıruhlu insanların alay ettikleri, tanımadıkları Azeride budur. Bunlar o kadarhalis Türklerdirki, ben, bir İstanbullusıfatıyla, onlar kadar halis Türkolduğumu iddia edemem. Çünkü onların birkısmı, aşiret içinden daha dün çıkmış, yahut halis bir Türk beyinin hanlık muhitinden dün ayrılmış, bütün Türk renkleri ve Türk çizgileri yüzlerinde duran tam kanlı Türklerdir. Hiç mübalağaya kapılmaksızınokuyucularımıtemin ederim ki ben Türklüğümün derinliğini ilk defa Azerbaycan’da duydum (Birgen, 2006:244).

1923 yılında Azerbaycan Türk Hükümetinden gelen bir heyetle anlaşarak Bakü Üniversitesine gitmiştir.

 

2.2 İsmail HikmetErtaylan(1899-1967)

 

İstanbulda doğulan ve Qalatasaray sultaniyesinde oxuyan İsmail Hikmet 1911-de Mülkiyye Mektebinibitirdikden sonra yükseköğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde tamamlamış.Galatasaray LisesiveRobert Kollecinde Edebiyyat ve Fransızca öğretmeni, 1921 senesi Mayıs ayından itibaren ise Hariciyye Nazırliği Metbuat Müdürlüğü’nde kırtasiyede çalışmış.Edebiyata şiir, hikaye ve roman denemeleriyle başlamış.Sonraedebiyat araştırmacılığına yönelmiş (http://www.turkcebilgi.com/ismail_hikmet_ertaylan/ansiklopedi).

1923 senesi Nisan ayında Maarif Nazırliyi onu Bakü’ya çalışmak için yollamış.Azerbaycan’a gelincebasında–“Maarif ve medeniyyet” dergisinin 1923 senesi 4-5.sayısından başlayarak geri dönene kadar çok sayıdaşiirlerini ve bilimsel makalelerini yayımlatmış. Bakü Üniversitetinde, Bakü Pedagoji Enstitüsünde, Bakü Teatr Teknikumunda Türk Edebiyatı, Batı Edebiyatı ve Sanat Tarihi Hocalıklarını yapmış. 1924 senesi Eylül ayından itibaren Üniversitenin Edebiyat fakültesinin dekanı seçilmiş. Türk Edebiyatı Tarihi (1925), çokcildlik AzerbaycanEdebiyatı Tarihi (1928) eserlerini burada yazmış.O hatıralarında yazmış ki,Türk Edebiyat Tarihi'nindört ciltlik Edebiyat-i cedide kısmını hükümet bizzat kendisi tabettirdi.

1927 senesi Temmuz ayındaBakü Universitesi Ali Şurasının kararı ile profesör seçilmiş.Lakin bundan sonra Bakü’da fazla kalamaz. O senenin sonunda vatanına geri dönmeye mecbur kalır (Ertaylan, 1958:84-92 sayı 13).

Ana dilinin yanı sıra Türk dillerinin Kirım Tatarcasini, Azerbaycan Türkçesini, Cağatay, Kumuk Türkçelerini vede Farsca, Fransızca, İngilisce iyi bilen İsmail Hikmet’in Azerbaycan’a sevgisi o kadar büyük olmuş ki, oğullarınınbirine Azer ismini vermiş. Vatana döndükden sonra 1965.ilde İstabuldaSafevî hânedanından olup şiirleri lâyıkıylatanınmayan 17. yüzyıl Azerbaycan şairi Murtazâkulu Han Zafer’in şahsiyeti ve sanatı hakkında geniş bilgi veren bir inceleme kısmı ile (s. 1-32) tek nüshası evvelce Yıldız Kütüphanesi’nde iken Raif Yelkenci’ye intikal eden divanının tıpkmışasımıdır(http://www.kimdirhayatieserleri.com/ismail-hikmet-ertaylan-kimdir-hayati-ve-eserleri.html).

Sovetler Birliğindeki Milli cumhuriyetlerin SSCB’den silahl yolu ile ayrılmasına hazırlaşan ve Vahid Türk-TatarDövleti yaratılmasına çalışan Ümumittifaq antisovet teşkilatının üyelerinin 1936-1937 yıllarında soruşturmasıyapılır. Soruşturma zamanı bu teşkilatın içinde daha beş grubun birleştiği belli olur. Azerbaycan aydınlarındanAtababa Musahanlı’nın, Hanefi Zeynallı’nın, Cabbar Efendizade’nin, Abdulla Tağızade’nin, Halit Sait Hocayev’in,Mikayıl Müşfig’in, Ali Hüseyinzade’nin, Mikayıl Rzaguliyev’in, Hüseyin Cavidin, Surkay Yunusov’un ve AbdullaŞaig’in dahil olduğu qruba İsmail Hikmet rehberlik edermiş (Bünaydzade, 1993:91,Babayev, 2003:88-89).

KGB araştırmacılarının yaptığı soruşturmada Türkiye’den gelib Azerbaycan’da çalışmış aydınlardan adı sıkcageçen İsmail Hikmetdir. Bu göstermekte ki, zamanında Azerbaycan’ı terk etmeseymiş İsmail Hikmet’i de antisovyet teşkilatının rehberlerinden biri gibihaps ederek kurşuna dizeceklermiş (Şamil, 25 (64) cild, 3 sayı, seh.79-88).

Türkiye’ye döndüğü zaman Ankara Kız Lisesi, Gazi Terbiye Enstitüsü Türk Edebiyatı ve Sanat Tarihi Hocalığı,Kıprıs Türk Lisesi Müdürlüğü, Maarif Vekaleti Müfettişliği, Ankara Musiki Muallim Mektebi Müdürlüğü, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Müdürlüğü ile Afganistan Maarif Nezareti Müşavirliğinde çalışır. Daha sonra İ.Üniversitesi Türkçe ve Edebiyatı kürsüsünde profesör tayin edilir. Ordinaryus profesörlüğe kadar yükselir. 1958senesinde isteği üzerine emekli olur (http://www.kimdirhayatieserleri.com/ismail-hikmet-ertaylan-kimdir-hayati-ve-eserleri.html).

1933-1941 yılları arasında Kabilbüyükelçiliği görevlerinde bulunmuşMemduh Şevket Esendal İsmail Hikmet’i yakinen tanır. O,Bakü’da elçi olarak çalıştığı zaman İsmail Hikmet Azerbaycan’a devet edilir. 1939 yılı Kasım ayında da İsmail Hikmet Kabil’de çalışmaya yollanır. O, “Gece Üniversiteti” açar, eğitim ocakları için ders programları hazırlar. 1942 yılı Kasım’ında ise Türkiye’ye geri döner.

1943 senesi Ocak ayında İstanbul Üniversitesi’nin Edebiyyat fakültesinde “Türkçe ve Edebiyatı tarihi”bölümünün ordinar profesörlüğüne tayin edilerek, emekli olduğu seneye kadar, yani 1960 yılınadeğin oradaçalışmış. Meşhur alim ve öğretmenİsmail Hikmet Ertaylan 18 Aralık 1967’de İstanbul’da vefat eder. (http://www.turkcebilgi.com/ismail_hikmet_ertaylan/ansiklopedi)

 

2.3.Dr. Halil FikretKanad (1892-1974).

 

1892yılında Makedonya’da Manastır’ın Serfice kasabasında doğmuştur.İlköğretimini Serfice’de yapmıştır.1903 yılında Serfice’de açılmış Sanat Mektebine girmiş, 4 yıl sonra buradan ayrılarak, Manastır İdadisine nakletmiş ve 1910 yılında mezun olmuştur. 1910 yılında, Bakanlığın açtığı, her ilden iki idadi mezununu Avrupa’ya gönderme yarışma sınavını kazanarak, Felsefe öğrenimi görmek üzere, Avrupa’ya gönderilmiştir.Berlin veLemışzig Üniversitelerinde okumuş ve 1917 yılında Leibzig Üniversitesi’nden doktoraderecesiyle mezunolmuştur.

1917’de önce Bakanlıkta “Müşavirlik Kitabeti ve Tercümanı” olarak çalışmış, sonra İstanbul-Kandilli, Erenköyve Selçuk Hatun Kız Liselerinde “Fenn-i Terbiye ve Malûmat-ı Ahlâkiye” öğretmenliği yapmışdırhttp://www.kimdirhayatieserleri.com/dr-halil-fikret-kanad-kimdir-hayati-ve-eserleri-hakkinda-bilgi.html).

1923-1926 yılları arasında Bakü Pedagoji Ünversitesinde tarih doçenti olarak görev yapan Halil Fikret Kanad, bu sürede Psikoloji ve Pedagoji dersleriokutmuştur.En önemli eserlerinden biri iki ciltlik “Terbiye ve Tedris Tarihi” (Pedagoji Tarihi) adlı kitabını 1926 yılında ilk olarak Bakü’da yayınlamıştır.Bu kitap 1930’da Türkiye’de de yayımlanmıştır.Daha sonraki baskıları “Pedagoji Tarihi” adıyla çıkmıştır.1937 yılında da yine 2 ciltlik “Pedagoji” kitabını çıkarmıştır. Bu kitabın 1951 ’e kadar 8 baskısı olmuş, kitap, o yıllarda bütün öğretmen okullarında derskitabı olarak okutulmuştur. http://www.kimdirhayatieserleri.com/dr-halil-fikret-kanad-kimdir-hayati-ve-eserleri-hakkinda-bilgi.html

Muhittin Birgen, İsmail HikmetErtaylan,Halil FikretKanad ve b. nasıl KGBden kurtulmuştur sorusunaAzerbaycan Milli Tehlükesizlik Bakanlığında çalışan ve KGB arşivlerindeki belgelere dayanarak 20’den fazla kitab yazan Prof.Dr.Celal Gasımov 1920-30 yıllar repressiyanın kötü gitmesinihalen kimi ne için repressiya etmek reçetesinin tam hazır olmaması”nda görür (Gasımov, 1998:34). O, yazır: “Bazi sanatcılar hapsedilmiş, onlarabelirliterbiyelendirmeişi yaptıktan sonra bağımsızlığa çıkarılırlar. Mesela 20’li yıllarda Ahmed Cavad 2 kez,Cefer Cabbarlı bir kez, Hacı Kerim sanlı 4 kez, Ömer Faik Nemanzade iki kez, Ali Razi Şemsizade bir kez,SeyidHüseyin bir kez, göz altına alınsalar da sonradan serbest bırakılmışlar (Gasımov, 1998:86).

Aslında o dönem bakanları da, devlet yetkilileri de güçsüz de olsa KGBye mukavemet göstere kommüniz ideologiyası hakkında Lenin, Stalin eserlerinden statlargetirmekle bir-birlerini korumuşlar.Türk eğitim sisteminingeliştirilmesi konusunda Cumhuriyet Döneminin öncü eğitimcilerinden olan Kanad, okullarda temel eğitiminyanında meslek eğitiminin de verilmesi gerektiğini savunmuş ve Köy Enstitülerinin kurulmasında öncülük etmiştir. Türkiye tarihinde ilk kez iki ciltlik Pedagoji Tarihini yazmış ve topyekün milli terbiye kavramını ortaya atmıştır.Eğitimin aile-okul-toplum-devlet dörtlemesi ile başarılı olacağını savunmuş, "köye göre öğretmen" fikrini benimsemiştir.

Çok yönlü bir kişilik sahibi olan Kanad, dönemin önde gelen yazar ve politikacıları ile yakın ilişkiler kurmuş ve devrin entelektüellerinin bir araya geleceğiAnadolu Kulübü'nün kurucularından olmuştur. Kendisi gibi eğitimciolan Fazıla Kanad ile evli idi.1974'de hayatını geçirdiği Ankara'da vefat etmiştir.(https://tr.wikipedia.org/wiki/Halil_Fikret_Kanad).

 

3.KGB Aşevindeki Belgelere Bir Bakış

 

Muhittin Birgen’in hatıralarında ister onun, isterse de Bakü’da çalışmış başka öğretmenlerin devletın dahili işierine karışmadığı, yalnız öğretmenlik yapdıkları gösterilir.Azerbaycan Milli Tehlükesizlik Bakanlığının (eski KGB) arşivindeki belgelerden ise anlaşılmakta ki, pek öyle değilmiş. Buna aydınlık getirmek için iki kişi hakkında belgeyigözönüne sereceyiz.

 

1.P-12493 saylı belgeden anlaşılmakta ki, Türküstan’ı, Kazakıstan’ı, Tataristan’ı, Başkurdistan’ı, Kırım’ı ve Azerbaycan’ı birleştirerek Vahit Türk Tatar Devleti kurmak için 1925 yılında Semerkant’te bir teşkilat kurulmuş. Sonralar bu teşkilatın merkezi Bakü’ya göçürülmüştür (Bünyadov, 1993:88). Teşkilatın Bakü bürosu beşgrubu kendinde birleştirmiş. Birincigruba Azerbaycanaydınları, ikinci grupa Azebaycan’da okuyan ve yaşayan Kırımlılardahil idi. Her iki gruba Bekir Çobanzade rehberlik eder. İsmail Hikmet’in rehberlik ettiği üçüncü gruba Azerbaycan aydınları, Azerbaycan aydınlarının dahil olduğu dördüncü gruba ve Kazan Tatarlarının dahil olduğu beşinci grubaAziz Gubaydullin (Ubaydullin) rehberlik eder.KGB belgelerinde Türkiyeli aydınların hizmeti böyle degerlendirilir:“Azerbaycan halk maarifinin başında duran,Türkiye’nin puretekturası altında Azerbaycan’ı burjua cumhuriyetine dönüştürmeye hazırlık üzre müteşekkil işi genişlendiren, nerimanovcular, hanbudagovcular, milli temeyyülçüler-Dadaş Bünyadzade, Mustafa Guliyev, Hebib Cebiyev ve. b. Köpürlüzade’nin gösterişlerini gerçekleştirmek içinfırsatını arıyorlar (Gasımov, 1998:74).

 

Sonuç

 

KGB arşivindeki dosyalar bizde Türkiye’den Azerbaycan’a gelmiş aydınların bir kısmının burada pilanlıantisovyet teşkilatları formalaştırdığı kanaatini uyandırdı. Bu da Sovyet hükümet rehberlerini korkutmuş ve bu kurumların “Köpürlüzade’nin emirlerini gerçekleştirmek için fırsat aradıkları” kanaatına varmışlar.Dosyaların bir kısmı ise Sovyet KGB’de Türkiye’de kendine dayak bulabilmek için ülke içindeki güçsüz noktaları aradığını göstermekte. Özellikle Türkiye’de yüksek görevde olup da soyca Türk olmayanlara dikkat edilir.Onlar asında iş yapmayı, Türksoylu olmayanları kendilerine taraf çekmeyi başarmışlar

 

Kaynaklar

 

1.                                                                                                                                                                                                                                                                                 AHMETOV Bedirhan.(2011). 20.əsr Azerbaycan Edebiyatı tarihi(icmallar, tehliller, problemler), üç cilddə,birinci cild, “Elm vətəhsil” nəşriyyatı, Bakü.

2.                                                                                                                                                                                                                                                                                 AĞAYEV İslam. (1990). Edebiyat, metbuat ve publisistika problemleri, “Edebiyyat” qezeti, 31 May

3.                                                                                                                                                                                                                                                                                 AĞAYEV İslam. (2008). Edebiyat, metbuat ve publisistika problemleri.“Nurlan” neşriyatı, Bakü.

4.                                                                                                                                                                                                                                                                                 AKÜN Ömer Faruk. (2014).İsmail Hikmet Ertaylan kimdir?hayatı ve eserleri hakkında bilgi,(http://www.kimdirhayatieserleri.com/ismail-hikmet-ertaylan-kimdir-hayati-ve-eserleri.html).

5.                                                                                                                                                                                                                                                                                 BABAYEV Adil. (2003). Elimizin ve eimimizin soykırımı, 1 kitap, Bakü Üniversiteti Neşriyyatı, Bakü.

6.                                                                                                                                                                                                                                                                                 BİNBAŞIOĞLU Cavit (1995), Öğretmen Yetiştirme Açısından Türkiye’de Eğitim Bilimleri Tarihi Üzerine BirAraştırma, Milli Eğitim Basımevi,Dr. Halil Fikret Kanad kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi,http://www.kimdirhayatieserleri.com/dr-halil-fikret-kanad-kimdir-hayati-ve-eserleri-hakkinda-bilgi.html

7.                                                                                                                                                                                                                                                                                 BİRGEN Muhittin.(2006).İttihat ve Terakki'de On sene. 2 cilt.(Hayırlayan: Zeki Arıkan), İstanbul, Kitap Yayınevi.

8.                                                                                                                                                                                                                                                                                 BÜNYADZADE Dadaş. (1920). Halk Maarifi dergisi, sayı 1

9.                                                                                                                                                                                                                                                                                 BÜNYADOV Ziya. (1993). Gırmızı terror, Azerneşr, Bakü.

10.                                                                                                                                                                                                                                                                             ERTAYLAN İsmail Hikmet.(1958). Azerbaycan’da Dört Buçuk Yıl,“Dergi” dergisi (Münxen), sayı:13.

11.                                                                                                                                                                                                                                                                             Nebi Ceyhun, 2015, http://www.teleqraf.az/index.php/koshe/5384-mubarize.html).

12.                                                                                                                                                                                                                                                                             GASIMOV Celal. (1998). Repressiyadan deportasiyaya doğru, Mütercim neşriyyatı, Bakü.

13.                                                                                                                                                                                                                                                                             ГАФАРОВ Васиф. "Русско-Турецкое сближение и независимость Азербайджана (1919-1921 гг.)", Кавказ и глобализация, выпуск 1-2, том 4, 2010, ss. 240-246.

14.                                                                                                                                                                                                                                                                             ÖZCAN Ömer.(2008). İsmailHikmetveonunAzerbaycanlabağlimeqalesi, Azerbaycandergisi, sayı 1,http://www.azyb.net/cgi-bin/jurn/main.cgi?id=2398

15.                                                                                                                                                                                                                                                                             NESREDDİNOV Nazim.(2012). Terbiye Doktoru Halil Fikret

16.                                                                                                                                                                                                                                                                             NEZERLI Şemistan. (1995). Cümhuriyyet generalları, Herp neşriyatı, Bakü.

17.                                                                                                                                                                                                                                                                             ŞAMİL Ali.(2012)Birleşik Türk tatar devleti yaratmak uğrunda şehit olan Bekir Sıtkı Çobanzade\\Ученыезаписки TаврическогоНациональногоУниверситетаим. Вернадского.

18.                                                                                                                                                                                                                                                                             Серия “Филология. Социальные коммуникации”. Том 25 (64), No 3, ч.1, seh.79-88.

19.                                                                                                                                                                                                                                                                             TAHIRZADEEdalet. (2005). TürkolojiqurultaydaTürkiyeqorxusu, «525.qezet»,29 yanvar 2005, sayı 18; 1 fevral, sayı 19

20.                                                                                                                                                                                                                                                                             TOPRAK ZAFER. Muhittin Birgen'in İttihat ve Terakki anılarıhttp://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=ktp&haberno=5249

21.                                                                                                                                                                                                                                                                             http://www.kuantumevreni.com/?pnum=261&pt=Re%C5%9Fit%20s%C3%BCreyya%20G%C3%BCrsey%20kimdir?

22.                                                                                                                                                                                                                                                                             http://tunel.mk/?p=781

23.                                                                                                                                                                                                                                                                             http://www.turkcebilgi.com/ismail_hikmet_ertaylan/ansiklopedi

24.                                                                                                                                                                                                                                                                             https://tr.wikipedia.org/wiki/Halil_Fikret_Kanad.

25.                                                                                                                                                                                                                                                                             https://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eevket_S%C3%BCreyya_Aydemir

26.                                                                                                                                                                                                                                                                             http://www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir.php?id=518

27.                                                                                                                                                                                                                                                                             gefad.gazi.edu.tr/article/download/.../50000728.

 

 

 

Çap olundu: Dr. Ali ŞAMİL / KGB Arşivi’nde Türkiye’den Azerbaycan’a Davet Edilmiş Aydınlar Hakkında  Belgeler, 1. MİLLETLERARASI TÜRKİYE -AZERBAYCAN MÜNASEBETLERİSEMPOZYUMU(12-14 Mayıs 2016)BİLDİRİLERÖZET/TAM METİNLER (1 st INTERNATIONAL SYMPOSIUM ON TURKISH AND AZERBAIJANI RELATIONS (12th-14th May 2016), Kastamonu, 2016, səh.17-26.

 

 



[1]*Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi Folklor Enstitüsü başkanının Uluslararası İlişkiler Danışmanıalishamil@yahoo.com

 

[2] Mehmet Cövdet Bakü’da bulunduğu sırada 1907yılda arkadaşlarıyla bir öğretmen okulu açarak, Türk-İslam maarifinin gelişmesine hizmet etti.

Bakü’de çalışırken Rusça ve Latince’yi öğrendi. Gazeteve dergilerde Türk milliyetçiliği konusunda yazılar yazdı. Pedagoji ve tarih araştırmaları yaptığı sırada,1908. Yılda Rus hükümeti tarafından sınırdışı edilince İstanbul’adöndü.

[3] Ahmet Kamal Ali Bey Hüseyizadenın yardımı ile Bakü’ye gelerek 1907 yılında Balahanı kasabasındaki "Neşri-maarif" okulunda müdürlük yapmanın yanı sıra, “Füyuzat”, “İrşad”, “Tereggi”, “Güneş” gibi dergi ve gazetelerin baş yazarı ve önemli yazarlarından olmuştur.

[4] Halid Hürrem Sebribeyzade 1912 ilde Bakü’ye gelmiş, "İgbal" gezetesinde şiir ve düzyazılar yayımlatmış, 1913-1914 yıllarında haftada bir kez yayımlanmış sosyal-politik ve bilimsel edebi "Şelale" dergisinin baş yazarı olmuştur.

[5]Diyemem.

[6]Bore değil barede olacaktır. Barede:Hususta

[7]Değildir.

[8]Hiçbir yerde

[9]Boduruma.

[10]Doğru mu?

 

 
Sayğac
 
Flag Counter
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol